Kalp krizi geçirdikleri için kolesterol hapı “statin” verilen hastaların çoğunun iki sene içinde ya ilacın dozunu azalttıklarını veya ilacı tamamen bıraktıkları bildirildi. Kalp krizi geçirmek insanları yeterince korkutmuyor mu? Hastalar ilacın koruyucu olduğuna inanmıyor mu? İlaçlar, tedaviyi bırakmayı gerektirecek kadar ciddi yan etkilere mi yol açıyor?

International Society for Vascular Surgery Başkanı Professor Sherif Sultan: “Kolesterol hapları (statinler) hiçbir hastada ölüm oranlarını azaltmaz. Statin kullanımını destekleyen araştırmalar peşin hükümlüdür. Statinler kalp krizleri için risk faktörü olan damar sertliğini hızlandırır; diyabet, meme kanseri, sinir hasarı ve hatta katarakt riskini artırır.”

Yeni bir araştırmada daha kolesterol ilaçları olarak bilinen “statinlerin” yaşlı kadınlarda diyabet riskini %33 artırdığı ve doz yükseldikçe riskin %50’ ye kadar ulaştığı ortaya çıktı. Tıbbın değiştirilmesi teklif dahi edilemeyen maddelerinden birinin “Önce zarar verme” olduğunu bir kere daha hatırlatıyorum. Kolesterol hapı içerken diyabete yakalanmanız tesadüf değildir.

Kolesterol teorisinin yanlışlarını görenlerin hatta kalp-damar hastalıklarındaki artışın sebebinin bu teoriye dayanılarak yazılan ilaçlar ve kolesterolsüz diyetler olduğunu anlayanların sayısı her geçen gün artıyor. BMJ’ deki “Cholesterol paradox” başlıklı makale buna iyi bir örnek. Dilerim bizim hekimlerimiz de artık daha da fazla gecikmeden başlarını kumdan çıkarıp gerçeği görürler.

Kalp krizlerini ve ölümleri bitireceği iddia edilen ve topluma “kolesterol aşısı” olarak sunulan kolesterol düşürücü ilaç ile yapılan klinik çalışma büyük bir hüsranla sonuçlandı. İlacın kalp krizi ve felçleri yüzde 21-27 oranında azalttığı ama ölümleri önlemediği ortaya çıktı. Oysa bu etkiyi Akdeniz Diyeti ile sağlamak mümkün. İlacın uzun vadedeki yan tesirleri bilinmediği gibi bir senelik maliyeti de 50 bin lira.