Hürriyet’ te kolesterol haplarını karalayan “ilaç karşıtı” haberi üzüntüyle okudum. İnsan hayatını uzattıkları ispatlanmış olan dünyanın en çok satılan ilaçlarını sınava sokmak, etkinliklerini sorgulamak kimsenin haddi değildir. Statinler “ölüme meydan okuyan ilaçlar” dır ve bunlar hakkında kuşku doğuracak haberler halk sağlığı için ciddi bir tehdittir.

Kötü kolesterolü azaltan iyi kolesterolü artıran ilacın kalp krizi, felç ve ölümleri önlemediğinin gösterilmesi bilim dünyasında şaşkınlık yarattı. Bu camia kolesterol teorisinin mukaddes kitap emri olmadığını, sadece daha çok ilaç ve endüstriyel gıda satmak için “uydurulmuş” bir pazarlama yalanı olduğunu ne zaman anlayacak acaba? Kolesterol yalanlarına kananlar gaflet, delalet ve hatta hıyanet içindedirler.

Kolesterol ilaçlarının foyası bir bir ortaya çıkıyor. Önce diyabet ve hafıza kaybına yol açtıkları prospektüslere girdi, şimdi hastaların %43’ ünde kas problemlerine yol açtığı gösterildi. Statinleri mukaddes vatan toprağı gibi savunan “milyonlarca insan tarafından kullanıldı, dünyanın en emniyetli ilaçlarıdır” diyen kahraman bilim adamları şimdi nerelerdeler acaba?

Diyabetli hastalar üzerinde gerçekleştirilen bir araştırmada göbek çevresi genişliğinin kalp hastalıkları riskini kilo ve vücut kitle endeksine (VKE) göre daha doğru gösterdiği ortaya çıktı. Kilo ve VKE’ nin günde zamanı sadece iki kere gösteren bozuk bir saatten farkı olmadığını bilim dünyası ne zaman anlayacak bilemiyorum.

Kalp krizleri de bugün çığ gibi artan tüm kronik hastalıklar da hayat tarzındaki yanlışlar ve kötü çevresel şartlardan kaynaklanıyor. Bu hastalıklar modern tıbbın dayattığı gibi aşı ve ilaçlarla değil adam gibi yaşayarak önlenebilir. Asıl mühim olanın bunları önlemek olduğunu bilmeyen yok ama bu “Hasta et, tedavi et, cebini doldur” prensibini şiar edinen ticari tıbbın işine gelmiyor.