HPV AŞISININ YAN ETKİLERİ HALKTAN SAKLANIYOR-6
Dikkat: Yazının sonunda ek var!
***
SORU 10- Aşının kısa dönemde ortaya çıkan ve pek çok genç kızda felç, havale, pıhtı, anafilâksi gibi ağır hastalık tabloları ve hatta ölümle sonuçlanan yan etkileri olduğu bildiriliyor.
HPV aşısının yan etkileri ülkemizde takip edilmekte midir, aşının emniyetini gösteren bir araştırmanız var mıdır? Aşının, uzun vadede birtakım olumsuzluklar yaratması mümkün müdür? HPV aşısının genotoksik ve karsinojenik etkileri var mıdır?
TJOD diyor ki:
“Bu tespitiniz yanlıştır. Bağımsız yan etki takip kuruluşlarının (The Vaccine Adverse Event Reporting System (VAERS), The Vaccine Safety Datalink (VSD), The Clinical Immunization Safety Assessment (CISA) Network) raporlarında ölümlerin hiçbirisi aşıyla ilişkilendirilememiştir.
http://www.cdc.gov/vaccinesafety/Vaccines/HPV/jama.html
Türkiye’de maalesef aşının kaydı dahi yoktur. Ancak TCSB aşı programına alınırsa takip mümkün olacaktır.
Aşıda HPV DNA’sı ve L2 proteini bulunmamaktadır. Yani virulansı azaltılmış veya ölü virus aşısı değildir. Sizin de iyi bileceğiniz gibi ilgili DNA bulunmadan genotoksik ve karsinojenik etki mümkün değildir.
KÜÇÜKUSTA diyor ki:
Önce TJOD’ un bildirdiği kaynağı inceleyelim (1):
23 milyon doz aşı uygulaması ile ilgili olarak 2008 senesi Aralık ayına kadar VAERS’ e 772’ si (yüzde 6) ciddi olan 12.424 yan etki ve 32 ölüm olayının rapor edildiği görülüyor.
Ölüm, kalıcı sakatlık, doğumda anormal durumlar, hastanede yatarak tedavi veya uzun süreli hastanede yatışla sonlanan yan etkiler “ciddi yan etki” olarak adlandırılıyor.
32 ölüm olayının değerlendirilmesinde aşı tarafından oluşturulduğunu düşündüren ortak bir model tespit edilmediği; otopsi yapılan, ölüm sertifikası olan veya tıbbi kayıtları olan vakalarda ölümün aşı dışında faktörlerle açıklanabileceği bildirilerek yan etkiler “önemsizmiş gibi gösterilmeye çalışılıyor”.
Oysa gerçekler pek de öyle değil:
BİR: 2006-Mart 2014 arası 67 milyon doz HPV aşısının piyasaya verildiği, aşı yapılan 25 bin kız ve kadında “yan etki” görüldüğü ve bunların “yüzde 8’ inin ciddi yan etki” olduğu bildiriliyor (2).
“Yan etki görülme oranının yüzde 6’ dan yüzde 8’ e çıkmış olduğu” dikkat çekiyor.
İKİ: VAERS’ e 2014 Kasım ayına kadar HPV aşısına ait olduğu iddia edilerek bildirilen yan etki sayısı 35 bin 488 olup bunların 5 bin 231’ i ciddi yan etkilerdir (3).
HPV ile ilişkilendirilen ölüm sayısı da 214’ tür.
ÜÇ: Sanevax’ in FDA’ nın onay verdiği 75 aşıyı değerlendirdiği çalışması, HPV aşılarının VAERS veri tabanındaki tüm yan etkilerin yüzde 60’ ını oluşturduğunu gösteriyor.
Bu, bildirilen ölümlerin yüzde 64’ ünün ve hayatı tehdit eden reaksiyonların yüzde 65’ inin HPV aşılarıyla ilgili olduğu anlamına geliyor.
Bu yan etkiler arasında havale, felç, anafilaksi, transvers miyelit, ALS, akut dissemine ensefalopati, opsoklonus miyoklonus sendromu, brakiyal nörit, görme kaybı, postüral taşikardi sendromu, yüz felci, derin ven trombozu, akciğer embolisi, kronik yorgunluk sendromu, körlük, pankreatit, konuşma bozukluğu, kısa süreli hafıza kayı, düşük, multipl skleroz, oto-immün hastalıklar, Guillain Barre sendromu ve hatta serviks kanseri de bulunuyor (4, 5).
Bu ciddi yan etkiler içinde “nörolojik” ve “oto-immün” olanların fazlalığı göze çarpıyor.
DÖRT: İki genç kızın ölümünden ALS’ nin sorumlu olduğu iddiası, HPV aşısının bu hastalığa yol açtığını düşündüren deliller olmadığı ama bu vakaların saygınlığı yüksek akademik merkezler tarafından incelendiği şeklinde cevaplanıyor (1).
Bugüne kadar CDC’ nin yüksek akademik merkezlerin kararı konusunda bir açıklamasına rastlayamadım.
VAERS sisteminde aşı ile ilgili olabilecek binlerce yan etki bildirilmesine rağmen, bunların araştırma safhasında denerek geçiştirildiği görülüyor.
BEŞ: Oto-immün hastalıkların ortaya çıkmasında suçlananlar arasında “aşılar” da vardır (6).
HPV aşısının oto-immün hastalıklara sebep olabileceği veya bunların alevlenmelerine yol açabileceği endişesiyle, bu riskin yakından takip edilmesi gerektiği bildirilmişti (7).
VAERS veri tabanı kullanılarak yapılan yeni bir çalışmada, HPV aşısının oto-immün hastalık risklerini ciddi şekilde arttırdığı görülüyor (8).
Buna göre HPV aşısından sonra kontrol grubuna göre “gastro-enterit” risk oranı 4.6; “artrit” risk oranı 2.5; “sistemik lupus” risk oranı 5.3; “vaskülit” risk oranı 4; “saç dökülmesi” risk oranı 8.3 ve “merkezi sinir sistemi tutulumu” risk oranı 1.8 misli fazladır.
Araştırmacılar, “HPV aşısıyla ilgili ciddi oto-immün yan etkilerin biyolojik mekanizmalarının hayvan deneyleriyle aydınlatılması ve aşı ile bu riskler arasındaki muhtemel epidemiyolojik ilişkinin başka veri tabanları ve topluluklarda incelenmesi gerektiğini” bildiriyorlar.
Bana göre, HPV aşısının çok ciddi oto-immün yan etkileri olması kuvvetle muhtemeldir.
ALTI: Herhangi bir hastalıkları olmayan ve ilaç kullanmayan ve Gardasil yapıldıktan sonra ölen biri 14 diğeri 15 yaşındaki kızın otopsilerinde ölümlerini izah edebilecek anatomik, mikrobiyolojik veya toksikolojik bir bulgu tespit edilmemişti.
Materyalin immüno-histokimyasal teknikle tekrar incelenmesinde incelenen tüm örneklerde oto-immün vaskülit bulguları görüldü ve beyin kan damarlarında bir kısmı damar duvarına yapışan HPV16-L1 partikülleri tespit edildi.
Aktif bir beyin enfeksiyonu olmadan aşikâr kompleman aktivasyonu ve artmış T hücre uyarımı olması oto-immün mekanizmaya bağlandı (9).
YEDİ: Ciddi yan etki riskinin 1 milyon aşılamada yüzde 12.8 bulunması üzerine Japonya Sağlık Bakanlığı HPV aşısını tavsiye etmekten vazgeçtiğini ve milli aşılama programından da çıkardığını açıkladı.
Bu ülkede ciddi yan etki oranı grip aşısı için yüzde 0.9; çocuk felci aşısı için de yüzde 2.1’ dir (10).
HPV aşılaması Hindistan’ da da ciddi yan etkileri sebebiyle durdurulmuştu (11).
Gelelim neticeye
Aşı üreticileri ile çıkar ilişkileri olmayan araştırmacıların yayınları HPV aşısının ölüm dâhil çok ciddi yan etkileri olduğunu ortaya koyuyor.
Oysa TJOD’ un cevabından HPV aşısının yan etki bakımından adeta steril serum fizyolojikten farklı olmadığı gibi bir intiba alınıyor ki kusura bakmasınlar bu görüşlerine katılmam mümkün değil.
9-10 yaşlarında sapasağlam milyonlarca kıza 100 binde 4 ihtimalle karşılaşacakları kansere karşı yapılacak aşının yüzde 100 güvenilir olması şarttır.
Kaynaklar:
1. http://www.cdc.gov/vaccinesafety/Vaccines/HPV/jama.html
2. http://www.cdc.gov/vaccinesafety/Vaccines/HPV/Index.html#data
4. http://www.judicialwatch.org/documents/2008/JWReportFDAhpvVaccineRecords.pdf
5. http://www.greenmedinfo.com/blog/hpv-vaccines-unnecessary-and-lethal
6. http://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/16126512?dopt=Abstract
7. http://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/24468416?dopt=Abstract
8. http://link.springer.com/article/10.1007/s10067-014-2846-1/fulltext.html
10. http://www.medscape.com/viewarticle/806645
***
EK 1 (11.7.2024): ÖZCAN YÜCEL Bunu bilmeye herkesin hakkı var. HPV aşıları bizzat kendileri Serviks kanseri riskini arttırıyor. HPV enfeksiyonları çoğunlukla belirti vermez. Aşı yaptırırken o anda aktif enfekteyseniz aşının etkisi ile serviks kanseri riskiniz artıyor. Bunu bizzat firmanın raporlarından anlıyoruz. Tabloda kırmızı ile işaretledim. Aşı anında HPV (-) olmalısınız!!!! Serviks kanserini en iyi önleyen şey düzenli Smear testidir. Böylece bu “ne idüğü belirsiz”aşılardan da uzak durursunuz.
İlgili yayın post-media.s3.us-east-1.amazonaws.com/post-files/140
Kaynak: https://x.com/drozcanyucel/status/1811365185753342073
***
EK 2 (8.11.2024): FERHAT ARSLAN
Kaynak: https://x.com/Ferhatarslandr/status/1854902741576945699
***
EK 3 (20.11.2024): DNA analizlerinde 30 yıllık tecrübeli bir patolog olan Sin Hang Lee, uluslararası ilaç düzenleyicilerini Gardasil HPV aşısında DNA parçalarının varlığı konusunda uyardığında endişeleri hemen reddedildi.
Hem ABD hem de Avrupalı ilaç düzenleyicileri, aşıda DNA parçaları bulunduğunu kabul etti ancak bunun “aşı alıcıları için herhangi bir risk oluşturmadığını” söyledi.
Daha önce bildirildiği gibi, Gardasil aşısındaki DNA fragmanları, alüminyum adjuvanı Amorf Alüminyum Hidroksifosfat Sülfat’a (AAHS) sıkı bir şekilde bağlanmıştır.
Dr Ah Kahn Syed (takma ad), AAHS’nin bir “transfeksiyon ajanı” olarak hareket edebileceğini ve HPV DNA parçalarının, hücresel süreçlere zarar verebilecekleri hücrelere girişini kolaylaştırabileceğini savundu.
DNA parçalarının alüminyum adjuvanlara bağlandığında konformasyonel değişime uğradığı ve “gen transfeksiyonu” adı verilen bir süreç yoluyla insan hücresine verilebileceği 2003 gibi erken bir tarihte biliniyordu.
Bu, tüm rekombinant aşıların (artık DNA parçaları içeren), alüminyum adjuvanlar, polisorbatlar ve lipit nanopartikülleri gibi “transfeksiyon ajanları” ile karıştırıldığında gen transfeksiyonu potansiyeline sahip olduğu anlamına gelir.
NOT: Transfeksiyon, viral enfeksiyon dışındaki araçları kullanarak nükleik asitleri (DNA veya RNA) hücrelere yapay olarak sokma işlemidir.
Kaynak: https://blog.maryannedemasi.com/p/tga-ignored-dna-fragments-in-gardasil
***