KOLESTEROL HAPLARI… BAĞIMLISI HALİNE GETİRİLDİĞİMİZ “YENİ SAĞLIK DÜZENİNİN” BİR ÜRÜNÜ

Yazı Fontunu Büyült Yazı Fontunu Küçült Yazı Fontunu Sıfırla
kasa fişi

Yiğit Bulut‘ un Habertürk gazetesindeki yazısı:

KONUYU “psikiyatri, kolesterol” veya başka başlıklar altında bize pazarlanan bağımlılıklarımıza getirmeden, “yeni küresel sağlık düzeni” başlığını sorgulamak ve küresel ilaç şirketlerinin amaçlarından bahsetmek istiyorum. Şöyle düşünün; bir internet siteniz var, orada bir gösteri yapıyorsunuz ve dünyanın her bölgesinden size abone olup ayda 10-30 dolar arasında ödeme yapan milyonlar var. Büyük para ve büyük iş değil mi!
Şimdi aynı örneği “ayda 10-30 dolar ödeyerek” aldığınız kolesterol hapları için düşünün. Ve sorun; “Bir ilaç karteli dünya genelinde kaç milyon kişiyi çıkardığı kolesterol veya anti-depresan” ilaçlarına abone edebilir?

Sevgili dostlar, yeni küresel sağlık düzeni korkunç detaylardan oluşuyor ve bu düzenin ana bileşenleri olan küresel ilaç kartelleri tek bir amaç uğrunda ilerliyorlar; çıkardıkları her ürüne dünya genelinde kaç milyon bağımlı yani zorunlu abone yaratabilirler… Bu ilaçların hesapları bu şekilde yönetiliyor ve o ilacı pazarlayan “account manager” için “kullanıcılar” sadece aylık ödemeleri ifade ediyor! Ya o insanların hayatları, aileleri, sağlık durumları ve etkilenen ikincil-üçüncül şahıslar?..

Bu noktada ne olduğu tam olarak bilinmeyen, tartışması hiç bitmeyen, iyisi-kötüsü olan ve ana tezlerin sürekli değiştiği kolesterol konusuna gelelim… Şimdi sıkı durun ve kendinize sorun; siz de bu küresel sisteme “bağımlı” hale getirildiniz mi yoksa hâlâ “sizi de kafesleyecekleri sınıf” içinde analiz edip, tuzağa düşmeniz için gerekli adımları atıyorlar mı?

Sonuç: Başta kolesterol hapları olmak üzere anti-depresanlar ve daha birçok alt başlıkta bağımlı hale getirildiğimiz küresel bir tuzaklar zinciriyle karşı karşıyayız. Bu yazıyı yazarken ve programa hazırlanırken bir küresel ilaç firması adına Türkiye’de doktorlara tanıtım yapan bir pazarlamacıyla uzun uzun konuştum. Bu örneklemem elbette her doktorumuz için geçerli değil ama “ilaç firmalarıyla işbirliği yapmayı seçenler” bu yolda ilerliyorlar! Söylediği bir cümle beni korkuttu; bazı doktorların yazdığı ilaçları, daha doğrusu hangi firmanın ilacını nasıl seçtiğini bilseniz, sarsılırsınız.

Son söz: Kolesterol veya antidepresan bağımlısı haline geldiyseniz yani o ilacı üreten şirketin aylık ödemeler yapan abonesi iseniz; durumunuzu ve kendinizi çok ama çok dikkatli bir şekilde bir daha sorgulayın! Yeni küresel sağlık düzeni çok korkunç detaylardan oluşuyor ve hepimizi bir yerden kendine bağımlı hale getirmeye yemin etmiş kartellerin sırtında yükseliyor.

Not: Size kolesterol hapları hakkında çıkmış haberlerden bazı örnekleri aktarmak istiyorum:

1 – ABD’li bilim adamları, beyin kanaması sonucu inme geçirmiş hastaların, kısaca statinler adı verilen kolesterol düşürücü ilaçları almamaları gerektiği uyarısında bulundu. Tam teşekküllü Massachusetts Hastanesi ve Harvard Tıp Okulu doktorlarından Brandon Westover başkanlığındaki bir grup Amerikalı bilim adamı tarafından yapılan ve Archives of Neurology adlı tıp dergisinde yayımlanan araştırma, statinlerin inme geçirmiş hastalarda ikinci kez inme geçirme riskini artırdığını gösterdi.

2- Statinlerin, kalp damar hastalığı hikâyesi olmayan fakat orta veya yüksek risk grubunda bulunanlardaki etkinliğini belirlemek amacıyla toplam 65.229 kişiyi kapsayan 11 klinik çalışmanın değerlendirildiği meta-analizde ortaya çıkan gerçek şudur: Ortalama olarak 3.7 senelik statin tedavisi tüm sebeplere bağlı ölümlerde bir azalma sağlamamıştır. Statinlerin kalp yetersizliği olanlardaki etkinliğini belirlemek için İtalya’da 357 kalp ve iç hastalıkları merkezinde yapılan araştırmada günde 10 miligram rosuvastatin alanlarda klinik gidişin değişmediği ortaya çıktı. Statinlerin yüksek kalp-damar hastalığı riskine sahip olan ve diyalize giren hastalardaki etkinliğini belirlemek için düzenlenen ve kan diyalizi yapılan 2.776 hasta üzerindeki milletlerarası bir çalışmada günde 10 miligram rosuvastatinin etkinliği araştırıldı. Ortalama olarak 3.8 sene takip edilen hastalarda ilacın LDL-kolesterolü azaltmasına rağmen ne kalp krizi ve felçlerde ve ne de kalp damar hastalıklarına bağlı ölümlerde bir azalma olduğu ortaya çıktı.

Kaynak: https://www.haberturk.com/yazarlar/yigit-bulut-1080/692383-kolesterol-haplari-bagimlisi-haline-getirildigimiz-yeni-kuresel-saglik-duzeninin-bir-urunu#

Yazı için 1 yorum yapılmış:

  1. ky dedi ki:

    Ey asil ve necip TÜRK milleti !!
    Diyet, perhiz, rejim gibi faaliyetler hedefte Türk delikanlılarının ve genelde de Türk milletinin devamını engellemek için dış mihraklar tarafından gündeme getirilmiş şuurlu bir düzmecedir. Gaye, eskiden bir koyunu, bir oturuşta götüren dev gibi babayiğit atalarımızı ve tarlada doğum yaptıktan sonra bebeğini kundaklayıp, elde orak tarlada çalışmaya devam eden Türk kadınlarını; kalori hesaplayan, hapşırınca yatağa giren, fitness ve aerobik yapan çıtkırıldım tiplere dönüştürmek ve Türkleri Çinliler, Japonlar gibi sıska, zayıf ve sağlıksız bir ırk haline getirmektir. İcabi halinde 240 kiloluk top mermisini tek başına namluya süren bir babayiğidin, kalori hesaplayan, yoğurtlu kebabi reddeden bir züppe haline getirilmesinden daha büyük bir soykırım olabilir mi?
    İç yağının, kuyruk yağlarının, anamızın Vita yağının kolestrol yaptığı palavradır. Kolestrol, kebapları yedikten sonra iki şise soda içerek ayarlanabilecek bir gaz durumudur. Sakın bu oyuna düşmeyin. Feminizm, kadın hakları, çevre şuuru ve eşitlik adı altında Türk kızlarının akılları çelinerek, yemek yapmayı bilmeyen, bizim istikbalimiz olan yavrularını, abuk subuk yiyeceklerle yetiştirecek, damak zevki gelişmemiş, sunta kılıklı diyet bisküvilerini yiyecek sanan bir hale getirmişlerdir. Ayrıca kör olası dış mihraklar, bu kızlarımıza kebap, soğan, çiğ köfte vb. Lezzetleri yiyen, bardak bardak şalgam suyu içen yiğitlerimize hanzo-kıro gibi sıfatlar takmayı öğretmişlerdir.
    Ayrıca son yıllarda moda gibi gösterilmeye çalışılan Çin mutfağı diye birşey yoktur. Bu sözde mutfak, acaip zerzevat ile acaip mahlukatın, wog adı verilen bir tencerede yarı pişmiş yarı çiğ olarak hazırlanıp insanlara eziyet olsun diye sopalarla yenmesinden ibaret bir hokkabazlıktır. Sakın kanmayın, sakın yemeyin. Helal değildir!
    SİZ KEBAP, CİĞER KAVURMA, NOHUTLU DÜRÜM, BEYRAN VE MİS GİBİ FISTIKLI BAKLAVA YEYİN.
    Unutmayın su uyur, düşman uyumaz!

Siz de yorumunuzu paylaşın: