TÜRK KARDİYOLOJİ DERNEĞİ KENDİNİ NE SANIYOR?

Yazı Fontunu Büyült Yazı Fontunu Küçült Yazı Fontunu Sıfırla
METİN MÜNİR

Milliyet gazetesinde Metin Münir’ in köşe yazısı:

Türk Kardiyoloji Derneği kendini kalp ve damar hastalıkları konusundaki doğru bilgilerin tek kaynağı, kalp sağlığının bencil olmayan tek bekçisi sanıyor.
Kendi kendine atfettiği bu statüyü korumaya çalışırken de terbiye sınırlarını aşmaktan çekinmiyor.
Dernek genel sekreteri Prof. Dr. Mehmet Aksoy birkaç gün önce bir açıklama yaptı. Kalp ve damar hastalıkları konusunda yazan, “bazı” akademisyen ve basın mensuplarını “bilgisiz ve yetkisiz” ve “cahil ve sorumsuz” olarak tanımladı.
İsim vermedi ama “medyatik olma ve bilimsellikten uzak kitaplarını ‘best-seller’ yapma çabasındaki kardiyovasküler tıp alanında bilgisiz ve yetkisiz bazı akademisyenler”den kastettiği kişilerden birinin Profesör Canan Efendigil Karatay olduğu açık. Bu konuda best-seller kitap yazmış bir başka kişi yok.
Açık olan bir başka şey Karatay’ın akademik referanslarının ve kıdeminin Aksoy’dan katbekat üstün olduğudur.

Sağlıklı yaşam yazıları
Kimsenin kolesterol, sağlıklı yaşam vesaire konularında yazı yazmak için Kardiyoloji Derneği’nden “yetki” alma zorunluğu yoktur. Bu konulardaki doğruların tekelinin bu dernekte olduğuna inanma zorunluğu da yoktur.
Aksoy, açıklamasında, doktorlardan garip bir de istekte bulundu. “Bilimi hurafe ve dedikodulara karşı egemen kılma” çabasına şu şekilde bir destek istedi:
“Hastalarınızdan statin tedavisini bırakanların karşılaşacağı Akut Koroner Sendromlar konusunda bizi zaman geçirmeden ve ilgili belgelerle bilgilendirmenizi bekliyoruz” dedi.
Allah Allah! Bu tür bilgi ve belgeler sizde yok mu? Her yıl kolesterol düşürücü ilaçların kalp hastalıklarını önleyip önlemediği konusunda sayısız araştırma yayımlanıyor. İlaç şirketlerinin cömertçe desteklediği, bir sürü konferans yapılıyor.
Yeteri kadar malzeme yok mu elinizde? Ne bekliyorsunuz doktorlardan? “Ahmet Bey, Canan Hanım’a uydu, kolesterol ilacını kesti. İki hafta sonra öldü” raporları yollasınlar, Karatay ve diğerleri hakkında dava açtığınızda elinizde delil bulunsun mudur kastınız?
Bilmeniz gerekir, Mehmet Bey. Bu doktorlardan gelebilecek bu tür bilgiler bilimsel değil “anecdotal”dır. Fıkradır, yani. Bilimsel kanıt değil.
Kolestrerol ilacı
Kolesterol ilacını bırakanlar Akut Koroner Sendromlar’la mı karşılaşır? Nedir bunlar? Kolesterol ilacını bıraktı diye öldüğü kanıtlanmış hasta var mı dünyada?
Uluslararası ilaç şirketleri ürünlerini satmak için birçok yöntemler kullanırlar. Bu yöntemlerden biri ünlü profesörlere, meslek derneklerine şu veya bu nam altında para vermek, onların araştırmalarını, toplantılarını, profesyonel amaçlı gezilerini finanse etmektir. Sonra bunlardan ilaçların satışını artıracak şekilde davranmaları beklenir.
Türk Kardiyoloji Derneği ve onun yönetim kurulu üyeleri, şu veya bu nam altında, ilaç şirketlerinden para aldılar mı ve alıyor mu?
Israrla bu basit sorunun cevabını vermiyorlar. Bu sorunun cevabını vermeden, asalet esvabına bürünüp bilimi hurafe ve dedikodulara karşı egemen kılmaya çalışmak inandırıcı değil komik olur.
Düzeltme: Dünkü yazımda Geçen sene 1,8 milyon kutuya yakın kolesterol ve trigliserid düzenleyici ilaç satıldığını yazdım. Doğru sayı 14.5 milyon kutudur.

Kaynak: http://www.milliyet.com.tr/yazarlar/metin-munir/turk-kardiyoloji-dernegi-kendini-ne-saniyor-1476279

Yazı için 1 yorum yapılmış:

  1. MUTLAK RİSKİ %3 AZALTMAK NE DEMEK?

    Türk Kardiyoloji Derneği’nin eleştirilen görüşlerinin tamamı doğrudur.

    TKD’nin talebi olan “Hastalarınızdan statin tedavisini bırakanların karşılaşacağı Akut Koroner Sendromlar konusunda bizi zaman geçirmeden ve ilgili belgelerle bilgilendirmenizi bekliyoruz” uyarısı, gelecekte oluşacak kalp krizi ve ölümleri önlemek için ilk olguları bize bildirin ki toplumu ve yetkilileri uyaralım çığlığıdır. Çünkü hukuk, suçun işlendiğine dair kanıt ister. İşlenmeyen suçun belgesi olur mu? TKD, ülkemizde kardiyoloji konusunda tek bilimsel otoritedir. Kardiyoloji konusundaki bilimsel kanıt ve faaliyetlerin merkezidir.

    Ancak bilimsel kanıtları değerlendirmek uzmanlık ister. Bu uzmanlık yoksa, hatalı yorumlar ve bunların ölümcül sonuçları kaçınılmaz olur. Örneğin statinlerin mutlak riski %3 azaltması, on milyonluk bir grupta, 300.000 insanın kurtarılması demektir. Bu bilimsel gerçeğin inkarı ise 3 tane Sarıkamış felaketi demektir. Böyle bir felakete karşı kim duyarsız olabilir? Statin grubu ilaçlara karşı savaş açanlar konunun uzmanı olmadıkları için, halk sağlığını tehlikeye atarak baltayı taşa vurmuş oluyor. Konunun uzmanları ise, kongrelerde bilimsel kurallara göre tartışır ve halka kesinleşmiş doğru bilgileri verirler.

    Kardiyoloji derneği, uzman doktorların tedavisini bozarak ölüme ve kalp krizine yol açması kesin olan bilim dışı kampanyalara karşı hastaları ve üyelerini uyarıyor, gelecekte oluşacak ölüm ve kalp krizleriyle ilgili kanıtları toplayarak hukuki sorumluluğunu yerine getiriyor. Eğer böyle yapmasaydı, varlık nedeni olan görevini yapmamış olurdu. Eğer böyle yapmasaydı, bir sürü insan bu ilaçları bırakarak yöneldiği bilimsel değeri olmayan bitkisel ilaçlardan ölebilirdi. Sağlık Bakanlığı’nın yasakladığı bitkisel ilaçlar, kardiyoloji derneğinin belgeleri sayesinde toplanmıştır. Keşke tüm bilimsel kurumların ve bilimsel rehberlerin kesin olarak önerdiği tedavinin servisini yapan kardiyoloji derneğini suçlamak yerine, bilim dışı otlarla aldatmaya karşı herkes bilimsel kurumların yanında olsa.

    AHA- ESC-TKD gibi bilim kurumlarını ve onların hazırladığı bilimsel rehberleri reddetmek, kimsenin haddi değildir. Bilimsel rehberler gazete haberleriyle ne hazırlanır, ne de değişir. Bu rehberlerin değişimi ancak yeni bilimsel kanıtların ve bilim kurumlarının onayı ile olur. Tüm sağlık kurumları bu bilimsel rehberleri uygulamak zorundadır. ABD’den Uganda’ya kadar tüm dünyada uygulandığını hatırlatalım. Hasta olursanız hangi rehbere göre tedavi olmak istersiniz? Çağımızda bu tedavileri kabul etmeyenlerin gidebileceği bir hastane yoktur. Bilginize sunulur.

Siz de yorumunuzu paylaşın: