BÜYÜK D VİTAMİNİ YALANLARI
Kışın mutlaka D vitamini takviyesi yapılması “Büyük D vitamini yalanlarından” biridir.
D vitamini seviyelerinin güneşin daha az olduğu kış aylarında daha düşük olması beklenen bir durumdur ama bu, ille de takviye yapılmalı manasına gelmez.
Adam gibi beslenen ve doğru güneşlenen insanların karaciğer ve yağ dokularında en kuzey boylamlarda yaşayanlarda bile kışın 3-4 ay yetecek D vitamini depoları vardır.
D vitamini bağlayan protein (DBP), kalsidiol ve kalsitriol’ ü daha sonra kullanmak üzere optimize eder ve depolar.
DBP, serumdaki vitamin D sterollerini ayırarak düşüklük dönemlerinde D vitamini ihtiyacını karşılama amacıyla bunların yarı-ömürlerini uzatır.
Birkaç gün güneş olmayınca D vitamini seviyesi öyle birden bire azalmaz ve takviye almayı da gerektirmez (1. 2. 3).
Yaşanan yerin enlemi de D vitamini almayı gerektirmez
Ekvatordan uzaklaştıkça yeryüzüne ulaşan ultraviyole B ışınlarının giderek azaldığı doğrudur ama bu durum D vitamini sentezini ciddi derecede etkilemez.
D vitamini sentezi Norveç gibi 68 derece kuzey paralelindeki bir ülkede bile şubat sonunda başladığına ve İsveç’ de kutup bölgesi hemen altında yaşayanların çoğunun D vitamini seviyeleri kışın ikinci yarısında bile yeterli olduğuna göre 36-42 derecede yer alan Türkiye’ de ultraviyole eksikliğinden söz etmek doğru olmaz (4, 5).
Pacific Northwest’ de yaşayan Kanada’ lı erişkinlerde D vitamini eksikliğinin tahmin edildiği kadar fazla olmadığı ve D vitamini düşüklüğü ile ilişkilendirilen hastalığı olanların çoğunda D vitamini eksikliği olmadığı bildirilmiştir (6).
Kimlin de D vitamini-konum ilişkisini ele aldığı çalışmasının sonucunu “D vitamini seviyelerinin kişinin yaşadığı boylamla ilgili olduğunu söylemek mümkün değildir” sözleriyle özetliyor (7).
Bir başka araştırma da “Kanada’ nın kuzey boylamlarında güneş ışınlarının bol olduğu yaz aylarında derinin birkaç saat güneş alması, ekvator bölgesinde alınan ultraviyole ışınlara eşit hatta ondan fazla bile olabileceğini” gösteriyor (8).
Gelelim neticeye
BİR: D vitamini eksikliği izole bir bulgu olmaktan öte genel bir beslenme bozukluğunun işareti olabilir.
Bu eksikliği D vitamini vererek düzeltmek beslenme hatalarının gizli kalmasına ve ileride daha büyük faturalarla karşımıza çıkmasına yol açabilir.
İKİ: D vitamini eksikliği kalp-damar, kanser başta birçok hastalıkla birlikte olabilir ama bu sonuç D vitamini eksikliğinin bu hastalıkların sebebi olduğunu göstermez.
Hatta tam aksine D vitamini eksikliği bu hastalıkların sonucu bile olabilir.
Bu eksikliği D vitaminin vererek düzeltmek altta yatan hastalığın teşhisinin gecikmesine, hastalığın ilerlemesine sebep olabilir.
ÜÇ: D vitamini gıdalarla alınabilen ve asıl önemlisi vücutta üretilen bir hormondur.
D vitamini eksikliği varsa bu D vitamini hapı ile değil doğru beslenerek ve güneşlenerek ortadan kaldırılmalıdır.
DÖRT: D vitamini eksikliği kalsiyum yüksekliği veya K2, A vitaminleri veya magnezyum eksikliğine karşı vücudun bir savunma mekanizması olabilir.
Bu eksikliklerin düzeltilmeden sadece D vitamini verilmesi altta yatan diğer eksikliklerin sebep oldukları hastalıkların ağırlaşmasına yol açar.
BEŞ: D vitamini eksikliğini haplarla gidermeye kalkmak insanları haplara bağımlı yapmaya başlar.
Sağlıklı gıdalara ulaşma çabasının yerini hap içme kolaycılığının alması gibi çok riskli bir durum ortaya çıkar.
ALTI: D vitamini eksikliği bir günde ortaya çıkmaz, vücudun 3-4 aylık D vitamini deposu vardır.
“Kışın D vitamini düşer, ille de takviye almak gerekir” sözü büyük D vitamini yalanlarından biridir.
YEDİ: D vitamini hapları verilerek herhangi bir hastalığın önlendiği bilimsel olarak gösterilmemiştir.
SEKİZ: Kolesterol düşürücü ilaç (statin) içenlerde K2 sentezi bozulduğu için vücut D vitaminini koruyucu bir mekanizma olarak azaltır.
Bunun suni olarak D vitamini haplarıyla yükseltilmesi kalp hastalığını daha da ağırlaştırır.
Kaynaklar:
1. https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/21796828
2. http://journals.plos.org/plosone/article?id=10.1371/journal.pone.0060864
3. http://www.eje-online.org/content/141/4/321.full.pdf
4. https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/17200737
5. http://www.circumpolarhealthjournal.net/index.php/ijch/article/view/27963
6. https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/19758177
7. http://www.direct-ms.org/sites/default/files/Vit%20D%20synthesis%20gradient.pdf
D vitamini size nasıl bir kötülük yaptı anlamadım. Affedin, büyüklük sizde kalsın.
Kim ne derse desin literatürlerini de vererek gerçekleri yazıyorsunuz. Başkaları gibi üfürmüyorsunuz.
Hocam big pharma big pharma diyip duruyorlar da şu vitamin pharma ya da el atmanız iyi oldu. Ne desek buna da small pharma mı desek acaba? 🙂
Birileri sürekli günde şu kadar hap içiyordum senede bilmem şu kadar bin adet hap içme zahmetinden kurtuldum diye konuşup duruyor ama niyeyse oldukları d vitamini, b-12 iğnelerini, içtikleri d vitamini, co q10, k2, magnessium, omega-3 şu bu haplarını hiç saymıyorlar. Aslında eskisinin 2 katı hap yutuyorlar ama farkında değiller. Sahiden “hapı yutmuşlar.” 🙂
Yahu sürekli “aman paketlenmiş hiçbir şeyi evinize sokmayın, aman elmanın kurtlusunu bulursanız öyle yiyin” diyecek kadar “doğalcısınız” madem, be mübarekler, içtiğiniz bu bir ton garip garip haplar dedenizin bostanında mı yetişiyor? Bunlar bin çeşit işlemden geçirilerek elde edilen yapay maddeler değiller mi? 🙂
Şu “sağlıklı yaşıyoruzcular” anlamazlar işte bir türlü bunları. Çünkü kafalarını düşünceye kapatmışlar; tam bir tarikat-mürit psikolojisi hakim bunlarda. Ne diyelim, daha fazla “hapı yutmadan” Allah doğru yolu göstersin bunlara. 🙂
D vitaminini yerle bir ettiniz, hadi buyrun sıra şimdi E vitamininde.
Bu vitamin işi bir algı operasyonudur. Karatay ve sağlık yaşama gurubu onlara kıs kıs gülüp gaz verenlerin farkında değil. Bu gazla vitamin big farması ilaç big farmasını geçecek. Demişti dersiniz, tarihe not düşüyorum.
Yalanları mı çıkarmalı, cinleri mi? Hangisi doğru/etkili?
cin; gizlenen, saklanan, sırlanan
Mesela D vitaminin fayda yalanını mı, üretim/meslek sırrını mı çıkarmalı.
Konuşulanları mı, susulanları mı?
Yalanın ömrü/soyu uzun. Yalandan yalan doğar, ama gizemden gizem doğmaz.
Sayın Hocam
Sağlıklı yaşayan, Yüksek tahsilli, kitap yüklü insanların bu kadar vitamin hapı yutarmı?
Benim kafam pek basmıyor. Hadi bir zamanlar neyse .yutmayıpta,Yutan gibi görünmek bu iletişim çağında pek zor değil..böyle sağlıklı insanları görünce, yutmasanızda yutasınız geliyor.
Ama bizler sizi dinleyip yutmuyoruz.
Saygılarımla
Hocam yıllar sonra dediklerinize hak verecek bu millet yıllarca hiç birseyi sorgulamadi, is işten geçince ayılacaklar.