MANTIK BİLMEYENİN İLMİNE GÜVENİLMEZ

Yazı Fontunu Büyült Yazı Fontunu Küçült Yazı Fontunu Sıfırla
kasa fişi

Okuyucularımdan Ahmet Mithat Can‘ ın yazısı:

İki tür insan vardır:
1. Düşünen, aklını kullanan ve soru sorabilen insan
2. Körü körüne taklit eden, aklını kullanmaktan kaçınan insan

Kuran-ı Kerim’de ‘akletmiyor musunuz?’ sözü birçok ayette geçmekte ve insanları düşünmeye teşvik etmektedir.

Mantığın amacı da; doğru düşünme ve akıl yürütmenin kurallarını öğretmektir.

Kuş uçar.
Uçak uçar.
O hâlde kuş uçaktır.
Burada öncüller doğru olmasına rağmen, akıl yürütme yanlıştır.

Gazali der ki: “Mantık bilmeyenin ilmine güvenilmez.”
Gazali; aklı, son derece önemsemiştir. Ona göre akıl olmadan, akıl iyi işletilmeden, ilimleri iyi anlamak mümkün olmadığı gibi herhangi bir konu ile ilgili doğru sonuçlara varmak da mümkün değildir.

Prof.Dr.Canan Karatay da “Akıl, paraşüt gibidir, açık olunca çalışır. Akıl paraşütlerinizi açın” diyerek aklın önemine dikkat çekmiştir.

Bir örnek olarak aşağıdaki açıklamaları mantık ve akıl yürütme ile düşünelim.

Prof. Karatay diyor ki : “DİYABET GENETİK DEĞİLDİR. Annem, babam şeker hastası bende de olacak diye bir şey yok. Bu tamamen çevresel ve aileseldir. Aile içinde olması genetik olduğunu göstermez. Aynı ailede görülmesi, aynı aile içinde ne görüyorsak onu yapmamızın sonucudur. Annemiz börek yapıyorsa börek yapmayı öğreniyoruz. Babamız sigara içiyorsa sigara içmesini öğreniyoruz. Şeker hastalığı bunun için aileseldir, genetik değildir.

25-30 senede artan hastalıklar genetik olmaz. Genetik hastalıkların artması, genlerin mutasyona uğramasıyla olur. Bu da ancak 150-200 senede olur, 30 sene içerisinde olmaz.

Biz bunlara insülin yüksekliği hastalıkları diyoruz. Bu hastalıklara yakalanmamak için açlık insülin seviyenizi takip edin ve 5’i geçmemesi için beslenmenize ve yaşam tarzınıza dikkat edin.”

Yukarıdaki açıklamalar, mantık ve akıl süzgecinden geçirdiğimizde aklımıza yatmıyorsa o zaman şu tespiti dikkate alacağız : DİYABET GENETİK’tir. Diyabet, aile geçmişinden gelen GENETİK MİRASTIR ve ömür boyu tedavi gerektiren bir hastalıktır, beslenme şekli de günde 3 ana öğün 3 ara öğün ve 8-10 dilim ekmektir.

İkilemde kaldıysanız, varsa aile albümlerinizin 70’li yıllarına ait fotolarına bakın, ya da Google’da “70’li yıllar” yazıp aratıp çıkan sonuçta görselleri tıklayın ve inceleyin, o yıllarda yaşayan insanların neredeyse tamamının kilosuz, ince belli, göbeksiz, fit olduklarını göreceksiniz. Peki şimdi ne oldu da 40-50 yıl içinde birdenbire toplumun yarısı kilolu, göbekli, obez oldu? Bunu GENETİK MİRAS ile açıklamak mümkün mü? sorusu üzerinde düşünmeniz size akıl yürütmenizde yardımcı olacaktır.

İkinci örnek olarak şu konuyu da değerlendirebiliriz.

Koronavirüs salgını başlayalı bir yılı geçti. Salgının başından itibaren yapılan araştırmalar ve yayınlar; koronavirüse yakalanıp hastalığı ağır geçirenlerin önemli bir kısmının kronik hastalıkları olan ya da D vitamini seviyeleri düşük kişiler olduğunu gösterdi.

Prof.Karatay, salgının en başından beri; adam gibi beslenen, güçlü bağışıklık sistemine ve yüksek D vitamini seviyesine sahip kişilerin koronavirüse karşı dirençli ve korunaklı olduğunu belirtiyor. Ayrıca maske, mesafe, hijyen gibi tedbirlere ilave olarak; kelle-paça, gargara gibi tedbirlerin de korumayı artırdığına dikkat çekiyor.

Bu tespitleri mantıksız buluyorsanız kimileri gibi şarlatan ithamı yapanlar kervanına katılırsınız, ya da akıl süzgecinizden geçirip açıklamaları makul kabul ederseniz, elinizde maske, mesafe, hijyen ve kısıtlı aşı çözümlerinin yanında ilave seçeneklerin de olduğunu, koronavirüse/virüslere karşı çaresiz olmadığınızı görmüş olursunuz.

Sağlık Bakanlığının bölgesel obezite sıklığı haritası ile koronavirüs risk haritası karşılaştırıldığında şaşırtıcı benzerlikler dikkati çekmektedir. Bazı bölgelerde obezite ve koronavirüs sıklığı birlikte yüksek, bazı bölgelerde birlikte düşük görülmektedir. Obezite-koronavirüs ilişkisini akıl yürütme ile değerlendirerek doğru sonuçlara ulaşabiliriz.

Aklı bol olan, zamanın kıtlığından zarar görmez. (İbn-i Sina)

Yazı için 10 yorum yapılmış:

  1. Alişan Yıldıran, Çocuk, İmmünoloji-Allerji Mütehassısı dedi ki:

    Ahmed Midhat beyi bu yazısı için tebrîk ederim.

    Gazâlî’nin islam düşmanlarının, satanistlerin en sevmediği kişilerin başında gelmesinin, öğretilmesinin sebebi de ilmi metodolojiyi, akıl ve mantığın ehemmiyetini bize akdarmasıdır.

    Akıl ve mantığa, hayatın akışına uymayan bilimsel araşdırmalar ÇÖPDÜR.

  2. Her zaman tekrarlıyorum, benim hastalarıma yaklaşımımdaki sıralamam şöyledir: Önce akıl ve mantığa, sonra temel tıp prensiplerine, daha sonra tecrübe ve şefkate, daha daha sonra da kanıta dayalı tıp!

    Endüstrinin destekleriyle yaşayan tıp derneklerinin, endüstri ile çıkar ilişkileri olan uzmanları tarafından hazırlanan kılavuzlar ise benim için sadece birer “kâğıt parçasıdır”.

    https://ahmetrasimkucukusta.com/2013/11/19/hakkimda/kilavuzlar-birer-kagit-parcasidir/

  3. Fuzûlî dedi ki:

    İşte tam da bu sebeble,sözümona ilmî kongrelerde size konuşma verilmeeez!

    Çok da umurumuzdaydı…

  4. Konfiçyüs dedi ki dedi ki:

    Gazali, İslam’a da insanlığa da büyük kötülük etti.
    Yaşar Nuri öztürk

    https://www.google.com.tr/amp/s/www.hurriyet.com.tr/amp/akil-ve-isletilen-akil-10485971

  5. Fuzûlî dedi ki:

    Değerli Konfiçyüs!

    Müteveffa Öztürk’ün yazısında ‘Allah’ın elinden gayri İslamî şey çıkar mı?’ ibaresini nasıl yorumlamalı?

    Eğer haklı ise, ‘şeytan ve avanesi ve faaliyetlerini’ islâmîdir diye mi anlayacağız?

    İslam Ansiklopedisi’nde, Gazzâlî maddesinde;

    ‘Gazzâlî, yeri geldikçe Kur’an’da mantık metodunun uygulandığına ilişkin olarak âyetlerden örnekler de verir (meselâ bk. a.g.e., s. 42, 49, 57). Şu halde Aristocu kıyas şekilleri Kur’an’ın “mîzanlar”ından ibarettir (M. Âbid el-Câbirî, s. 283). Gazzâlî, sanıldığının aksine, mantığın konusu ve içeriği bakımından Yunan kaynaklı olmadığını, düşünme prensiplerini, doğru ve yanlış yargıların ölçülerini vermesi itibariyle bütün insanlığın malı olduğunu düşündüğü için mantığa dair eserlerine “düşüncenin ölçüsü, bilginin ölçüsü, doğru kıstas, akılların kavrama yöntemleri” gibi anlamlara gelen isimler vermiştir’ paragrafını dikkatinize sunarım.

    https://islamansiklopedisi.org.tr/gazzali

  6. Enthusiast dedi ki:

    Çocuklarına mantık ve felsefe öğret/e/meyen sisteme ne ad verilir?

    Bu sistem Gazzâlî’yi öğrenmesinler diye icad edilmiş olmasın?

  7. Mustafa dedi ki:

    Konumuz mantık ve akıl yürütme ise şu önermeye bakalım :

    Annem, babam şeker hastası.
    Ben de şeker hastasıyım.
    O hâlde diyabet genetiktir.

    Bu akıl yürütme doğru mu yanlış mı?

  8. Alişan Yıldıran dedi ki:

    Yüce devletimizin İmam Gazzâlî’nin türbesine sahib çıkması gerekir;

    https://www.yeniakit.com.tr/yazarlar/halit-kanak/vefat-yildonumunde-buyuk-turk-sultani-gazneli-mahmud-30-nisan-1030-35665.html

Siz de yorumunuzu paylaşın: