VİRÜSLERE KARŞI BİR NUMARALI SİLAHIMIZ T HÜCRELERİ

Yazı Fontunu Büyült Yazı Fontunu Küçült Yazı Fontunu Sıfırla
kasa fişi

Dikkat: Yazının sonunda ek var!

***

İmmunoloji bilgisi olmayan ve eksik olanların da faydalanabileceği, koronavirüslere karşı hastalık geçirerek veya aşılar ile sağlanan bağışıklığı güncel araştırmalarla destekleyerek olabildiği kadar basit anlatan, “antikor ticareti yapanlara“(!)  da ders niteliğinde mükemmel bir yazı.

Bu yazı dizisini okumanın bile T hücrelerini harekete geçirebileceğini düşünüyorum.

Beynine sağlık Korcan Ayata!

***

PhD Korcan Ayata‘ nın tivit dizisi:

BİR: Virüslere karşı bir numaralı silahımız T hücreleri. Bir çoğunuz belki hayatında ilk defa duydu. Bunlar yıllardır geçirilen grip ve soğuk algınlıklarında bizi ağır zatürreden koruyan hücreler. İlk bulgular geçen sene Mayıs ayı sonlarında gelmeye başladı. Üzerinden 1 yıl geçti.

Kalifornia’da yapılan bir çalışma. Hiç Covid-19 geçirmemiş (kanlarında koronavirüs antikoru yok) kişilerde, koronavirüsle savaşma potansiyeline sahip T-Lenfositler tespit etmişler. Bunların oluşabilmesi için daha önce benzer bir virüsle temas şart. K: https://www.cell.com/cell/fulltext/S0092-8674(20)30610-3

İKİ: Zaman ilerledikçe daha fazla ipucu ortaya çıktı. Bilinen koronavirüsler ve “yeni” koronavirüsün benzerlikleri keşfedilmeye başlandı. Ama hâlâ bazı uzmanlar burun kıvırıyordu. Bu pek de önemli değildi onların açısından, hiçbiri bahsetmiyordu. Yeterli delil yoktu!

Her ne kadar “yeni” koronavirüs desek de, 1960’dan beri bilinen 6 farklı koronavirüse benzerliği var. Yeni koronavirüsle hiç karşılaşmamış birçok bireyde, önceki koronavirüslerle savaşmış “gazi” T hücreleri olduğu saptandı. İşte asemptomatik vakaların sırrı burda yatıyor.

ÜÇ: Üzerinden daha bir ay geçmeden bu konuyu BBC “gizli bağışıklık” olarak gündeme getirdi. Bir bakıma bu bilgi tüm dünyaya duyurulmuş oldu. Ama kimine göre antikorlar 2-3 ay sonra kaybolup ikinci defa Covid olma ihtimalini doğuruyordu. T hücreleri de tek başına yeterli değildi!

Resim

#COVIDー19 ‘a karşı T hücre bağışıklığı tahmin edildiğinin ötesinde koruma sağlıyor. Yeni koronavirüsle hiç karşılaşmamış insanların bir kısmında bile bu koruma devrede. BBC detaylı şekilde açıklamış. K: https://www.bbc.com/future/article/20200716-the-people-with-hidden-protection-from-covid-19

DÖRT: Çocuk ve gençlerin büyük çoğunluğunun çok hafif ve belirtisiz atlatması mutluluk vericiydi. Tabi bu mutluluk bizlere fazlaydı, tam tersi delillere rağmen çocuklar üzerinden korku ve duygu sömürüsü devam etti. Hastalığı yayan süper bulaştırıcı çocuklar palavrası uyduruldu.

Bu pandeminin en başından beri yaptığımız ve hala yapmaya devam ettiğimiz en büyük yanlış “YENİ” koronavirüs kavramı. Toplumun tamamının açık hedef olduğunu, toplumsal bağışıklık sınırının %70 olduğunu varsaydık. Bu yanlışlardan geri adım atma zamanı geldi. Bilim bunu gerektirir.

Virüs aslında MAKYAJLI, aynı makyajlı araç veya yeniden adlandırılmış cep telefonu gibi. Her sene dünyayı dolaşan “nezle-grip” dalgasının içindeki 4 ayrı koronavirüsle aynı yapıda bileşenleri var. Hastalığı semptomsuz veya hafif geçirenler bunun ispatı, bağışıklıkları var.

Okul ve işyerlerinde, her yıl grip sezonunda virüsleri birbirine bulaştıran kesimlerin en düşük Covid-19 ölüm oranlarına sahip olması şaşırtıcı değil. Sözde “yeni” virüsün bazı yapılarını tanıyan, bunlara karşı antikor geliştirebilen bağışıklıkları zaten vardı. Bu tesadüf değil.

BEŞ: Deliller bir bir ortaya çıkıyordu… “Virüs yeni, bilmiyoruz, tanımıyoruz” lafları ortada dolaşıyordu. “Yeni” virüs, “40 yıllık” T hücre bilgisini unutturmuştu. Bilim insanlarının öğrenmek için bir ömür verdikleri bilgileri bir anda yok saymasını akıl almıyordu.

1960 tan beri bilinen eski koronavirüslerle sözde “yeni” koronavirüs arasındaki benzerlikler iyice tespit edildi. Eski enfeksiyonların vücutta bıraktığı “bağışıklık hafızası” lehimize çalışıyor. K: https://science.sciencemag.org/content/370/6512/89.full

ALTI: İyileşenlerin sayısı çok olunca, yapılan araştırmalar daha kapsamlı olmaya başladı. Veriler çorap söküğü gibi geliyordu.

Daha önceki T hücre bağışıklığı bulgularını destekleyen, çok daha kapsamlı bir çalışma bugün yayınlandı. “Hafıza” özelliği olan “yardımcı” ve “öldürücü” T hücreleri hastalığı geçirenlerde tespit edildi. K: https://www.nature.com/articles/s41590-020-0782-6

YEDİ: “Bulgularımız, bir immünodominant SARS-CoV-2 epitopu ve mevsimsel koronavirüslerden gelen T hücresi çapraz bağışıklığının temelini gösterir ve uzun süreli koruyucu bağışıklığı düşündürür.” Bu makale hiç hasta olmayan insanların sırrını ortaya koydu. K: https://www.cell.com/immunity/fulltext/S1074-7613(21)00168-0

SEKİZ: Koronavirüse özel T hücreleri, hiç enfekte olmamış ama enfeksiyon geçiren kişilerle temas halinde bulunanlarda bile tespit edildi, koruyuculuk sağladığı ortaya çıktı. Bu silahımızın aslında ne kadar güçlü olduğu bir defa daha ispatlandı. K: https://www.nature.com/articles/s41467-021-22036-z

DOKUZ: Çalışmaların ardı arkası kesilmiyordu… Zaten bilinenlerin görmezden gelinip, Amerikayı yeniden keşfetme çabaları sonuç vermişti. T hücreleri SarsCoV2’ye karşı da 40 yıldır bilinen şekilde savaşıyordu. Sürpriiiiz!

ON: Örneğin kullandıkları ilaçlar yüzünden hiç antikor üretemeyen MS hastaları, baskılanmış bağışıklıkları olduğu halde T hücreleri sayesinde iyileşebiliyordu. Yeşil çizgi ilaçların antikor üreten B hücrelerini nasıl sıfırladığını gösteriyor.

Resim

ON BİR: Hâlâ antikorlara takılıyorsanız üzülmeyin, yeri geliyor işin uzmanı bile öncelikler konusunda çelişkiye düşebiliyor. Aşılıların ve iyileşmişlerşn hastalığı asemptomatik geçirmesinin nedeni antikorlar değil, T hücreleridir.

Resim

ON İKİ: Neticede T hücre yanıtı antikor yanıtı ile birleştiğinde en iyi sonucu verir. İyi bir T hücre yanıtı ile virüsün size uğradığının farkına varmazsınız. Hastalığı geçirenlerin zamanla antikoru bitse bile hafızalı B ve T hücreleri virüs tekrar gelirse yeterli savunmayı yapar.

ON ÜÇ: Aşı ile, hastalığı geçirmeden de benzer koruyuculuğa sahip olabilirsiniz. Bu yüzden 50 yaş üzeri zayıf bünyelerin, risk grubunun ilk defa virüsle karşılaşmasındansa, aşı olmalarında fayda görüyorum. Tabiki bu kişisel bir karar. Çocuklar için ise aşıyı henüz önermiyorum.

Yazı için 1 yorum yapılmış:

  1. Asistan doktor dedi ki:

    Gerçekten anlayamadığım birçok konuyu bu yazı sayesinde anladım hem de çok iyi anladım. Hocam çok güzel ifade etmişsiniz her hususu. Yeni yazılarınızı merakla bekliyorum.

Siz de yorumunuzu paylaşın: