KENDİNİZE PARDON DEDİĞİNİZ OLUYOR MU?

Yazı Fontunu Büyült Yazı Fontunu Küçült Yazı Fontunu Sıfırla
kasa fişi

Dikkat: Yazının sonunda ek var!

***

Melih Altınok‘ un yazısı:

Bugünlerde “kalp krizi salgınıyla” uğraşan İsrail’le birlikte aşılama rekoru kıran İngiltere’de de vakalar tırmanışta…
Kamu Sağlığı Kurumu’nun (PHE) yaptığı analiz ve araştırma sonucunda Delta varyantı sebebiyle hastaneye kaldırılanların yüzde 30’undan fazlasının Kovid-19 aşısı olduğu ortaya çıktı.
Yetkililer şu an ülkedeki hastanelerde tedavi olanların da yüzde 55’inin Kovid- 19 aşısı olmadığını, yüzde 35’inin ise iki doz aşı olduğunu söylüyorlar…
“Veriler aşı olmanın Delta varyantına karşı garantili bir koruma sağlamadığını ortaya çıkardı. İki doz aşı olup da Delta varyantı sebebiyle hastaneye kaldırılanların sayısı artacak” diyorlar.
Üstelik tek sorunumuz Delta varyantı değil… Her gün yeni bir mutasyon ortaya çıkıyor.
Çift aşılama oranı % 75’lere varan İzlanda‘da gerçekleşen vaka patlamasının ardından ülkenin baş epidemiyologları, sürü bağışıklığına ancak doğal bağışıklık yoluyla ulaşılabileceğini kabul ediyorlar.
Pandeminin başından beri kontrollü bir sürü bağışıklığı modelini seçen ve 25-50 yaş arası aşılama oranı yüzde 16 olan İsveç’te ise ölümler sıfırlandı!

Türkiye’deki veriler de kayda değer.
Etkili bir aşı kampanyası düzenleyen Sağlık Bakanlığı, 9 Ağustos itibarıyla 117 ölüm vakası açıklarken, geçen sene aşılamanın olmadığı bu zamanlar ölüm sayısı 15’ti.
Koronaya bağlı olduğu açıklanan kalp krizi ve beyin kanaması ölümlerinin aşıyla bağlantılı olup olmadığına dair hiçbir araştırma da yok.
Ama bu verileri ve pek çok bilim adamının, hekimin uyarılarının altını çizmek “çıkıntılık” sayılıyor…
Aşılarda kullanılan mRNA teknolojisinin mucidi Dr. Malone bile, “Aşılar virüsün yayılmasına neden oluyor” dediği için “aşı karşıtı” ilan edilebiliyor.
Onca soru işaretine karşın “Çocukları bile aşılayacağız” demekse makul karşılanıyor.
Saran Holding gibi, aşı olmayanın işten çıkartılacağını açıklayarak mobbing yapmak da…
Popülizm dalgasında sörf yapan kimi valiliklerin çocukları aşıya teşvik için “oyuncak” dağıtması da…
Ne olacak ki?
Sorgusuz sualsiz genelgelerle korona hastalarına dayanan ve etkisiz olduğu yetmiyormuş gibi böbrek ve karaciğere ciddi hasarlar verdiği ortaya çıkan Favipiravir “reklamları” için kimden hesap soruldu ki?
Bu ilacın mümessilliğine soyunan hekimlerden, gazetecilerden ufak bir özeleştiri duydunuz mu?
Çok sıkışırlarsa “Pardon” der geçerler…
Dolayısıyla aşı olun ya da olmayın… Sizin bedeniniz, sizin kararınız. Yeter ki referansınız aklınız olsun.
Zira kendinize, başkasına dediğiniz kadar kolay pardon diyemeyeceğinize emin olabilirsiniz.

Kaynak: https://www.sabah.com.tr/yazarlar/melihaltinok/2021/08/11/kendinize-pardon-dediginiz-oluyor-mu

***

EK 1 (11.8.2021): 10 AB ülkesinde Covid-19 aşısı yaptırma oranları:

Kaynak: https://tr.euronews.com/2021/07/16/ab-ulkelerinde-nufusun-yaklas-k-yar-s-en-az-2-doz-yuzde-65-i-ise-en-az-1-doz-as-oldu

***

EK 2 (11.8.2021): Corona virüsü salgınının başladığı günden beri farklı yöntemler uygulayan İsveç’te son 14 gün içerisinde Covid-19’dan ölenlerin sayısı 1’in altına düştü.

Resmi verilere göre Türkiye’de son 7 gün içerisinde ortalama ölüm sayısı 75 seviyesindeyken İsveç, son bir haftada günlük ortalama sayının 1 olduğunu açıkladı. Salgının başladığı günden beri corona virüsü yasaklarını diğer ülkelere göre daha gevşek sürdüren İsveç, geçen ayın başında son sıkı yasağı da kaldırmıştı.

1 Temmuz’da İsveç’te toplu taşıma araçlarında maske kullanımı yasağı kaldırılırken, İsveçli yetkililer Delta varyantının etkisinin zayıf olacağını duyurdu. İki haftalık süreçte ise İsveç’teki ölümlerin sayısı 1’in altındayken, İngiltere’de bu sayı 74, ABD’de ise 329 olduğunu hatırlatan uluslararası kamuoyu buna rağmen İsveç’in nüfusa oranla İskandinavya’daki diğer ülkelerden daha fazla ölüm yaşadığının altını çizdi.

Kaynak: https://www.sozcu.com.tr/2021/saglik/maske-yasagini-kaldiran-ulkede-gunluk-olum-yarisi-1-bile-degil-6572459/

***

EK 3 (11.8.2021): ERIC TOPOL: “Bunun aşılama sonrası dönemde gerçekleştiğini ve pandeminin başlamasından bu yana her geçen gün daha da kötüleştiğini öngörmek mümkün değildi.”

Resim

Kaynak: https://twitter.com/drahmetrasim/status/1425541036626038784?s=20

***

EK 4 (14.8.2021): PCR TESTİNİ SADECE AŞISIZLARA YAPARSANIZ… Sağlık Bakanı’nın yaptığı açıklamaya göre öğrencilerin velilerinden ya aşı olmaları istenecekmiş ya da düzenli PCR testi vermeleri… Aşı olanın da hastalandığını ve virüsü yaydığını bizzat mRNA teknolojisini bulan bilim adamları bile kabul ediyormuş ne gam… Sonbaharla birlikte “Hep aşısızlar pozitif çıkıyor” haberlerine şimdiden hazır olun. Kaynak: https://www.sabah.com.tr/yazarlar/melihaltinok/2021/08/14/milli-savunma-bakanligindan-cevap-var

***

EK 5 (18.8.2021): HİŞT TIP!
Gazetecilerin, hukukçuların, ünlülerin, ekranlardan, köşelerden peynir ekmek yer gibi aşı tavsiyesinde bulunması serbest.
Aşıyla ilgili bilimsel şüpheleri dile getirenlere ise tıp fakültesi diploması soruluyor.
O halde Dr. Özcan Yücel‘in tane tane sorusunu aktaralım:
“Türkiye’de 15 Ağustos 2020’de aşı sıfır. Vaka sayısı milyonda 14. 14 Şubat’tan bu yana 77 milyon doz aşı yapıldı. Vaka sayısı 16 Ağustos 2021 tarihi itibarıyla milyonda 300. Yani yirmi kat artmış. Aşılar ne zaman işe yarayacak?”
Varsa hekimimize bir cevabınız alırız?
Yoksa sadece işaret parmağınızı ağzınıza götürüp “TIP” mı diyeceksiniz?

Kaynak: https://www.sabah.com.tr/yazarlar/melihaltinok/2021/08/18/bunca-yilin-terorist-devletleri-dururken-talibanla-gorusmek

***

EK 6 (21.8.2021): PCR ZORUNLULUĞUNUN BİLİMSEL DAYANAĞI NE?
Aşı olmayanlara PCR testini bir çözüm olarak hükümete öneren Bilim Kurulu’na ve akademiye birkaç basit sorum var…
Bilimsel veriler, kayıtlar açıkça, aşı olanın da koronayı ve hastalığın yeni varyantlarını yaydığını göstermiyor mu?
O halde aşı olmayan vatandaşlardan okula, sinemaya, konsere vs. girerken PCR testi isteneceği açıklanırken aşılıların bu prosedürden muaf olmasının mantığı ne?
Bu durumda PCR’ı negatif çıkan “sağlıklı” insanlara içeride aşılıların hastalık bulaştırmasına nasıl engel olmayı planlıyorsunuz?
Kaldı ki mucidinin bile “Pandemide işe yaramaz” itirafında bulunduğu PCR’lara nasıl güveneceğiz?
Birey ile devleti gündelik hayatta lüzumsuz yere karşı karşıya getirecek, vatandaşı sahte belge arayışı gibi hukuksuzluklara teşvik edecek bu uygulamanın tek bir bilimsel dayanağı var mı?
“Bakın hep aşısızlar korona çıkıyor” açıklamalarına altlık yapmaya çalıştığınızı falan düşünmek istemiyorum.

Kaynak: https://www.sabah.com.tr/yazarlar/melihaltinok/2021/08/21/ahmetin-ve-nagehanin-ataturkculugunden-dogu-beyin-liberalligine-siginirim

***

Yazı için 1 yorum yapılmış:

  1. Fuzûlî dedi ki:

    Kanun çıkarılmadan cebrî uygulama yapılamayacağını bilmeyen bir bakan ve profesörler kurulu!!

Siz de yorumunuzu paylaşın: