Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta

Dikkat: Yazının sonunda ek var!

***

American College of Cardiology’ nin senelik kongresinde sunulan gözleme dayalı bir araştırma Batı medyasında keto-diyet karşıtları tarafından “keto diyet kalp krizi ve felç riskini 2 kat artırıyor” başlıklarıyla haber oldu (1, 2, 3, 4).

Araştırmaya göre, düşük karbonhidratlı yüksek yağlı bir diyet, LDL-kolesterolü ve apolipoprotein B (apoB) seviyelerini ve kalp-damar hastalıkları riskini iki kat artırabiliyor.

Birleşik Krallık Biobank verilerinin analizi ile yapılan araştırmada bir defaya mahsus 24 saatlik diyet anketine verdikleri cevaplarla düşük karbonhidratlı yüksek yağlı diyet (DKYY) tanımını karşılayan 305 katılımcı tespit edildi.

Bunların günlük toplam kalorilerinin en fazla yüzde 25’i karbonhidratlar ve yüzde 45’ten fazlası yağdan geliyordu.

12 seneye yakın takipten sonra DKYY uygulayanların LDL-kolesterol ve apoB seviyelerinin standart diyet uygulayanlardan yüksek olduğu, DKYY diyeti uygulayan katılımcıların yüzde 9,8’i kalp krizi, felç, periferik damar tıkanıklığı, stent ihtiyacı gibi yeni bir kardiyak olay yaşarken, bu oran standart bir diyet uygulayanlarda yüzde 4,3 bulundu.

Bu “çöp bir araştırmadır”

Araştırmacılardan Iulia Iatan’ın “Bildiğimiz kadarıyla bu, karbonhidrat kısıtlamalı bir diyet ile daha yüksek aterosklerotik kardiyovasküler hastalık riski arasındaki ilişkiyi gösteren ilk çalışmadır” sözlerine çok güldüm (5).

Halt ediyor!

Keto-diyet düşmanlarının zil takıp oynadıkları adı araştırma olan bu bildirinin dikkate alınacak bir tarafı yok.

BİR: Bu gözleme dayalı bir çalışma, yani elde edilen bulgulardan bir sebep-sonuç münasebeti çıkarmak mümkün değil.

İKİ: Katılımcı sayısı çok düşük.

ÜÇ: Katılımcılar ne yediklerini kendileri hem de bir defalık bildiriyorlar. Yani katılımcılara son 24 saatte ne yedikleri soruluyor ve bu beslenmeyi 12 sene aynen sürdürdükleri kabul ediliyor.

DÖRT: Diyette karbonhidrat ve yağ yüzdeleri grama vurulduğu zaman günde 3.000 kaloriyle günde 187 grama kadar karbonhidrat alındığı anlaşılıyor. Yani bu diyet aslında “yüksek karbonhidratlı yüksek yağlı” bir diyetten başka bir şey değil.

BEŞ: Keto-diyet uygulayanların çoğunun obez ve diyabetik olmaları ve bu sebeple keto beslenmeye başlamış olmaları da kuvvetle muhtemeldir. 

Gelelim neticeye

Bu keto diyeti kötülemek için yapılmış olan ama araştırmacıların ellerine yüzlerine bulaştırdıkları rezil bir araştırmadan başka bir şey değil.

Araştırmanın yeri çöp sepetidir.

Araştırmacılara da keto beslenip akıllanmalarını tavsiye ediyorum.

Tek doğru beslenme modeli: Adam gibi beslenmedir!

Kaynaklar:

1. https://www.acc.org/About-ACC/Press-Releases/2023/03/05/15/07/Keto-Like-Diet-May-Be-Linked-to-Higher-Risk

2. https://edition.cnn.com/2023/03/05/health/keto-low-carb-high-fat-diets-heart-disease/index.html

3. https://www.webmd.com/heart-disease/news/20230306/keto-diet-doubles-risk-heart-attack-stroke-study

4. https://www.ndtv.com/health/heart-can-keto-like-diets-lead-to-heart-diseases-3850751

5. https://www.medscape.com/viewarticle/989308

***

EK 1 (2.4.2024): Ketojenik diyet, şizofreni ve bipolar bozukluk gibi ciddi zihinsel hastalıkları olan ve ilaçların metabolik yan etkilerinden sıklıkla mustarip olanlarda etkili bir tedavi olabilir. Ketojenik diyet sadece metabolik sorunları hafifletmiyor, psikiyatrik hastalıkları da önemli ölçüde iyileştiriyor.

Kaynak: https://www.sciencedirect.com/science/article/pii/S0165178124001513?via%3Dihub

Makale: Ketogenic Diet Intervention on Metabolic and Psychiatric Health in Bipolar and Schizophrenia: A Pilot Trial

***

Siz de yorumunuzu paylaşın: