AŞILAR KALBE İYİ GELİYOR DİYEN MAKALE ÇÖPTÜR
Dikkat: Yazının sonunda ek var!
***
Medyada “20 milyon kişilik dev araştırma: COVID-19 aşıları daha düşük pıhtı ve kalp komplikasyonu riskiyle bağlantılı” başlığı ile haber olan araştırma hakkında Prof. Dr. Hikmet Geçkil‘ in tivit dizisi
Vinay, veri kalitesi, COVID ve kanser konularında dünya çapında bir Prof. Tıfılın, “aşılar kalbe iyi geliyor” dediği “çöp” makaleyi bugün ele almış.
Bir de ondan dinleyin: “Bu makalenin ne kadar zarar verici olduğunu göstereceğim. İşte makaledeki anahtar veri:
Değer 1’den küçükse, aşısız aşılıdan daha iyi anlamına geliyor! Eğer buna inanırsanız, o zaman COVİD aşıları miyokarditi ÖNLÜYOR.
Her ne kadar aşılar açıkça bir miktar miyokardite neden olsalar da, önledikleri miyokardit bunu dengelemek için yeterli imiş… 1 yıl sonra bile!
Peki aşağıdaki grafiği nasıl elde ettiler? Bazı aşılı kişilerin verilerini biliyorlar ve aşılanmamış kişiler için rastgele başlangıç tarihi belirliyorlar (bu da bir sorun). Daha sonra eğilim puanını ayarlıyorlar (ancak, bunu kafa karıştırıcı değişkenlere göre ayarlıyorlar!) ve
aşılamanın, bu sonuçlarla ilişkili olup olmadığını soruyorlar. Ve alın size o grafik:
Ancak başka bir şey daha yapıyorlar. Aşılamanın Negatif Kontrol Sonuçlarıyla (NCO’lar) ilişkili olup olmadığını soruyorlar. Nedir NCO’lar? Bapu Jena ve ben 10 yıl önce JAMA’da NCO’ları savunduk. Bunlar temel olarak bir şeye (ör. aşı) maruziyetle bağlantılı olmayan şeylerdir.
NCO’lar kulak kanalınızdaki kulak kiri gibidir. Kovid aşısıyla değişmesi MÜMKÜN OLMAYAN şeyler yani. COVID aşıları kulak kanalında daha fazla veya daha az kulak kirine neden olamaz. Bu hiç mantıklı değil.
Dolayısıyla, eğer gözlemsel çalışmanız aşı olmanın kulak kanalındaki kulak kiriniz için daha fazla muayenehane ziyaretine yol açtığını tespit ederse, bu size çalışmanın KUSURLU olduğunu söyler. Makaleye ve 177 sayfalık eklerine baktım. Sadece şunu söylüyor:
Yani, “Kalibre edilmiş etki tahminleri ve NCO analizleri web arayüzünde mevcuttur” diyor. Daha sonra web arayüzüne giriş yaptım ve buldum. VAY!!! Şuna bakın:
Tüm sahtecilik testleri birbiriyle bağlantılı. COVID aşıları, ülser yaşama olasılığınızın çok daha düşük olduğu ve kulağınızda kulak kiri olma olasılığınızın çok daha yüksek olduğu anlamına geliyor! Bu çok çılgınca. Bunların hepsi yeşil olmalı.
Yazarlar, eğilim puanı eşleşmesine rağmen, umutsuz bir kafa karışıklığı içinde olduklarını kanıtlıyorlar. Daha sonra bunun için kalibrasyon (ayarlama) yaptıklarını iddia ediyorlar. Ama bu da sorunu çözmüyor. Bu sadece kanamanın üstüne bir yara bandı koymak gibi bir şey.
Daha sonra bunun için kalibrasyon (ayarlama) yaptıklarını iddia ediyorlar. Ama bu da sorunu çözmüyor. Bu sadece kanamanın üstüne bir yara bandı koymak gibi birşey. Doğrusunu söylemek gerekirse makale çok kötü. Aşılanan kişilerin, yaptırmayanlardan farklı olduğu açıktır.
Bu ortak değişken kalıpları, sağlık kayıtlarında kolayca yakalanamayan yaşam alanlarıyla ilgili oldukları için kolayca ayarlanamaz. Makale o kadar kötü ki yayınlamazdım ve muhtemelen bu yüzden vasat bir dergide yer alıyor.” – Prof. Vinay Prasad @VPrasadMDMPH
Kaynak: https://x.com/HikmetGeckil/status/1769738970894659826?s=20
***
Medimagazin‘ in haberi:
20 milyon kişilik dev araştırma: COVID-19 aşıları daha düşük pıhtı ve kalp komplikasyonu riskiyle bağlantılı
Heart dergisinde yayınlanan yeni bir gözlemsel çalışma, COVID-19 aşısı olan bireylerin pıhtı ve kalple ilgili komplikasyon geliştirme riskinin aşısız kalanlara kıyasla önemli ölçüde daha düşük olduğunu gösterdi.
MEDİMAGAZİN – Profesör Daniel Prieto Alhambra liderliğindeki araştırmacılar tarafından yürütülen yeni bir çalışmada, COVID-19 aşılarının COVID-19 enfeksiyonunu takiben kardiyak ve pıhtı ile ilgili komplikasyon riskini önemli ölçüde azalttığı tespit edildi.
Heart dergisinde yayınlanan gözlemsel çalışmada, Birleşik Krallık, İspanya ve Estonya’dan toplam 10,17 milyon aşılanmış ve 10,39 milyon aşılanmamış bireyi kapsayan veriler analiz edildi.
Adenovirüs aşıları da mRNA aşıları da etkili
Çalışma, Oxford/AstraZeneca gibi adenovirüs bazlı aşılar ve BioNTech/Pfizer veya Moderna gibi mRNA aşıları da dahil olmak üzere COVID-19 aşılarının, akut SARS-CoV-2 enfeksiyonunun şiddetini, COVID-19 ile ilgili hastaneye yatışları ve ölüm oranlarını azaltmada oldukça etkili olduğunu ortaya koydu.
Kan pıhtılaşması ve miyokardit gibi bazı COVID-19 aşılarıyla ilişkili nadir ancak ciddi komplikasyonlara rağmen, bu komplikasyonların riskleri SARS-CoV-2 enfeksiyonunun kendisinin oluşturduğu risklere kıyasla önemli ölçüde düşüktü.
“Aşılamayı teşvik edebilir”
NDORMS’da Sağlık Veri Bilimleri Araştırma Görevlisi ve çalışmanın ilk yazarı olan Nuria Mercade Besora şunları vurguladı:
“Bulgularımız aşıların enfeksiyonu azaltmadaki ve şiddetli COVID-19 riskini en aza indirmedeki etkinliğini yansıtmaktadır. Bu sonuçlar, aşının potansiyel yan etkilerinden endişe duyan tereddütlü bireyler arasında aşılamayı teşvik edebilir.”
Kalp yetmezliği, venöz tromboembolizm riski azaldı
Çalışma, analizdeki yanlılığı en aza indirmek için yaş, cinsiyet ve kronik akciğer hastalığı, diyabet, kalp hastalığı ve kan pıhtılaşması öyküsü gibi önceden var olan durumlar gibi çeşitli faktörleri hesaba kattı.
Sonuçlar, COVID-19 aşılamasının SARS-CoV-2 enfeksiyonundan sonraki bir yıla kadar kalp yetmezliği, venöz tromboembolizm ve arteriyel tromboz/tromboembolizm risklerinde azalma ile ilişkili olduğunu ortaya koydu.
Ancak aşılamanın koruyucu etkileri zaman içinde azaldığı gözlendi. Komplikasyon riskleri aşılanmamış bireylere kıyasla önemli ölçüde düşük kalırken, koruyucu etkiler zaman ilerledikçe azaldı. Örneğin, enfeksiyondan sonraki ilk 30 gün içinde aşılama venöz tromboembolizmde %78, arteriyel tromboz/tromboembolizmde %47 ve kalp yetmezliğinde %55 azalma ile ilişkilendirildi. Bu yüzdeler zaman içinde biraz azalmış ancak enfeksiyondan 91-180 gün ve 181-365 gün sonra hala kayda değer düzeyde kaldı.
***
EK 1 (18.3.2024): HALUK VAHABĞLU “Rakamları eğip bükmeden yapılan bir veri analizi 100 milyon (aşı olmuş) 2021-2023 kişinin önemli yan etki verileri 2021 öncesi verilerle (beklenen oran) kabaca kıyaslanarak verilmiş (Danimarka 2020-2019, diğerleri 2019 ve öncesi)
myocardit kırmızı sinyal veriyor hem de her katılan ülkeden dahası Danimarka’nın 2020 (aşı öncesi C-19) verilerini de verdiğini hatırlayalım
son dozdan sonra birleştirilmiş kalp-damar yan etkileri de kırmızı alarm veriyor
Çok uzatmayacağım bunlar resmi veriler ve Danimarka hariç hiç birisi aşı öncesi c-19 ilişkili kalp-damar rakamı vermemiş vermiyorlar neyse bu çalışma açıkça diğerlerinin yanı sıra transfeksiyon kampanyasının büyük bir kalp-damar yan etkisi dalgasına sebep olduğunu gösteriyor
rakamları eğip bükmeye, kafamıza göre yan etki, sınıfları yaratmaya ve veri gizlemeye gerek olmadan söyleyebiliriz ki 2020-2024 tüm devlet arşivleri (medical records) araştırıcılara açılmalıdır ortada çok büyük bir sorun var
Kaynak: https://x.com/HalukVAHABOLU/status/1769605477350916144?s=20
***
EK 2 (18.3.2024): FERHAT ARSLAN Hikmet hoca yapınca ben de benzerini yapayım dedim. Şimdi bu 20 milyonluk çalışmada Competing risk analizi diye birsey var. Bunu halkın anlayacağı dilde nasıl anlatırım diye düşündüm. İki kardeşsiniz ikinizde çalışmada yer aldınız. Biriniz aşılısınız bir diğeriniz de aşısız. Aşılı olan covid-19 nedeni ile öldü diyelim. Aşılı tromboembolik olay yaşamadı kalp krizi geçirmedi beyne pıhtı atmadı gördünüz mü? diyor bu çalışma. Ulan ölmüş diyorsun. Öldü ama pıhtıdan değil covid-19 dan öldü diyor. Ulan bu aşı onu engelleyecekti diyorsun. Sen ona bakma pıhtı yok hani pıhtı diyor? Bu kadar MALCA bir dizayn! Bak istediğiniz istatistikçiye sorun. Non informatif cencoring ihlali ancak böyle anlatılır. Oldu mu? Kararı siz verin.
Kaynak: https://x.com/Ferhatarslandr/status/1769824717383311475?s=20
***
EK 3 (19.3.2024): Japanese pre-print calling for genetic mRNA vaccines to be suspended..! Blood bank contamination! Download before it gets censored!
Ueda, J.; Motohashi, H.; Hirai, Y.; Yamamoto, K.; Murakami, Y.; Fukushima, M.; Fujisawa, A. Concerns regarding Transfusions of Blood Products Derived from Genetic Vaccine Recipients and Proposals for Specific Measures
Tıp uzmanlarının dikkatini, uzun süre COVID geçirmiş kişilerden ve mRNA aşısı olanlar da dahil olmak üzere genetik aşı alıcılarından elde edilen kan ürünlerinin kullanıldığı kan nakilleriyle ilişkili çeşitli risklere çekiyoruz…
Son olarak, psödouridinli mRNA’lar ve mRNA-LNP platformları gibi genetik aşıları kullanmaya devam edersek, bu derlemede açıklananlara benzer başka risklerin de ortaya çıkacağını belirtmek isteriz…
Ayrıca burada tartışılan konuların sadece kan ürünlerini değil, kemik iliği nakilleri de dahil olmak üzere tüm organ nakillerini ilgilendiren hususlar olduğu vurgulanmalıdır…
Bu genetik aşıların kan ürünleri üzerindeki etkisi ve neden olduğu gerçek hasar şu anda bilinmemektedir. Bu nedenle, bu risklerden kaçınmak ve kan kontaminasyonunun daha da genişlemesini ve durumun karmaşıklaşmasını önlemek için, genetik aşıların kullanıldığı aşılama kampanyasının askıya alınmasını ve mümkün olan en erken zamanda bir zarar-yarar değerlendirmesi yapılmasını şiddetle talep ediyoruz…
…Daha önce de defalarca ifade ettiğimiz üzere, genetik aşıların sağlık üzerinde yarattığı tahribat halihazırda son derece ciddi boyutlardadır ve ülkelerin ve ilgili kuruluşların risklerin tespit edilmesi, kontrol altına alınması ve çözüme kavuşturulması için birlikte somut adımlar atmasının tam zamanıdır.
Kaynak: https://x.com/_aussie17/status/1769828554228023454?s=20
***
EK 4 (19.3.2024): OZAN ÜNLÜ
Araştırmanın Bill Gates Vakfı, Pfizer ve AstraZeneca tarafından fonlandığı doğru değil. Araştırmanın fonu TÜBİTAK gibi ulusal ve devlet destekli fonlardan ve uluslararası araştırma kurumları tarafından destekleniyor. Bu araştırma kurumları endüstri ile işbirlikleri yapabilir ama bu çalışmanın fonu bu işbirliklerinden değil. TÜBİTAK da yapıyor mesela endüstri ile birçok işbirliği, burada liste var mesela ve gıda ve ilaç sanayii bunun içinde yasam.mam.tubitak.gov.tr/tr/kurumsal/ku
TÜBİTAK destekli bir çalışma için ilaç şirketi tarafından destekleniyor diyebilir misiniz? Tabii ki hayır. Bu yüzden rica ederim her yere bu çalışmanın endüstri destekli olduğunu yazmayın, çünkü bu kesinlikle doğru değil.
Efendim, tam olarak neyi eleştirmek istediğinizi anlamadım ama ben çalışmanın nasıl fonlandığını söyleyeyim.
1. Ulusal Sağlık Araştırmaları Enstitüsü (NIHR): Bu kurum İngiltere’de devlet tarafından fonlanan sağlık araştırmaları için kurulmuş bir kurum. Tamamen endüstriden bağımsız yani. TÜBİTAK’ın sağlık kolu gibi düşünün.
2. Oxford Biomedical Research Centre (BRC): Bu da Oxford’da, NIHR’in yardımlarıyla kurulmuş ve araştırmalar yapan bir kurum. Aşı ile ilgili araştırmaları da yine aynı şekilde devlet destekli, bizim ülkemizdeki eski Hıfzıssıhha gibi düşünebilirsiniz. Yalnız, takdir edersiniz ki bu kurumların bir üniversite bünyesinde tek başlarına aşı geliştirseler bile, bunu üretip dağıtma kapasiteleri yok. Bunu da mecburen şirketlerle ortaklık içinde yapıyorlar. Fakat, bu tür işbirlikleri potansiyel çıkar çatışmalarını engellemek için inanılmaz katı etik kurallar ve şeffaflık gereksinimleri ile yönetiliyor. Eğer bunlardan bir tanesinde bir gün çalışırsanız görebilirsiniz, bazen sabrınızı taşıracak derecede kontrol ve protokoller vardır ki paranın nereden nereye gittiği net bir şekilde bilinsin ve verilerin bu şirketlerden korunabilsin.
3. Avrupa Sağlık Verisi ve Kanıt Ağı (EHDEN): Bu kurum, sağlık sonuçlarını iyileştirmek amacıyla sağlık araştırmalarında yer alan partiler arasında işbirliğini kolaylaştıran bir kamu-özel ortaklığı olan Yenilikçi İlaç Girişimi (IMI) tarafından desteklenme. EHDEN’e ilaç şirketlerinin destek vermesi doğru olmakla birlikte, bu destek üniversiteler, ilaç endüstrisi ve diğer kurumlar dahil olmak üzere geniş bir konsorsiyumun bir parçası. Bu şirketlerin katılımı aynen yukarıda anlattığım gibi sıkı kontroller içinde ve şeffaf olarak yönetilir. Zaten bu fon da bahsedilen çalışmadaki 4 hasta kohortundan sadece biri için kullanılmış.
Kısaca bu çalışma fazlasıyla bağımsız devlet kurumları tarafından destekli bir çalışma. Yalnız şunu da söyleyeyim, bu çalışma tamamen aşı şirketleri tarafından bile fonlanmış olsa böyle güçlü yapılan bir çalışma için fark yaratmayabilirdi. Bu tek başına bir çalışmayı güvenilir kılmaz. Eğer böyle bir durum varsa, çalışma çok daha fazla incelenir ve herhangi bir çıkar çatışması olmasın diye daha sıkı mekanizmalar devreye girer. Bu çalışmada kullanılan kayıtlar belli ve çok fazla kişi ve araştırmacı tarafından erişilebiliyor. Çalışmanın yazarları tek tek tüm verileri paylaşmış. Bu da yetmemiş, analizi nasıl yaptıklarını gösteren istatistik yazılımlarının kodlarını da paylaşmışlar.
Eğer daha önceden böyle çalışmalar yapmadıysanız, bu çalışmaların fonlamasına bakınca ortada bir çıkar çatışması var diye güveninizi kaybedebilirsiniz. Ama işte bu çalışmalara da güvenilebilsin diye anlattığım sıkı kontrol mekanizmaları var ve bunlar gitgide de artırılıyor. Eğer bir çalışmanın fonlanmasıyla ilgili bir şüpheniz varsa, çalışmanın metodlarına bakıp onu eleştirebilir ve orada bazı eksiklikler bulabilirsiniz. Bunun dışındaki tüm eleştiriler ne yazık ki temelsiz oluyor ve bir anlam ifade etmiyor. Umarım faydalı olabilmiştir bu açıklamalarım.
Kaynak: https://x.com/DrOzanUnlu/status/1769572319645618332?s=20
***
EK 5 (19.3.2024): F.SİBEL GÜRCİHAN
Evet, gel bakalım Ozan efendi, başlayalım. Bir kere “efendi, saygılı, küfürsüz” bir üslup kullanman, -her ne kadar robotumsu bir nezaket olsa da-tabii ki takdir edilesi. Ne de olsa biz burada, “gelin sizi de öldürelim” diyen, “elime düşersiniz” diyen, “sizinle testis geçiyorum
++diyen, yaşlı meslektaşına “bunak” diyen doktor kılıklı ahlaksızlıkları da gördük. Gelelim, en sonunda bir stajyere ait olduğu ortaya çıkan şu yere göğe koyamadığınız araştırmanın “astra zeneca, Pfizer ve Bill Gates Vakfı tarafından fonlanmadığı” inkârına++
++diyen, yaşlı meslektaşına “bunak” diyen doktor kılıklı ahlaksızlıkları da gördük. Gelelim, en sonunda bir stajyere ait olduğu ortaya çıkan şu yere göğe koyamadığınız araştırmanın “astra zeneca, Pfizer ve Bill Gates Vakfı tarafından fonlanmadığı” inkârına++
++”fonlanma” iddiası hangi kaynaklara, hangi belgelere dayanıyor? Tabii ki araştırmanın bizzat kendi metninde yer alan destekçi kuruluşlar listesinin resmi internet sayfalarına. Hiç başka bir kaynağa gitmedim ve sadece bu kuruluşlara ait internet sitelerinin son sayfasının++
++sağ alt köşesinde yer alan “destekçiler ve sponsorlar listesine” baktım ama siz o kadar çok kraldan çok kralcı insanlarsınız ki bu kuruluşlarının kendilerinin kabul ettiği ve açık açık ilan ettiği bilgileri bile yalanlamaya kalkışıyorsunuz. Anladığım kadarıyla sen de++
++açıp bakmışsın bu kuruluşların sayfasına ama işine geleni görüp işine gelmeyeni görmüyorsun. Evet, nihr.ac.uk in İngiliz devleti tarafından desteklenen bir kuruluş olduğu doğru, bunu biz de söyledik zaten. İyi de++
++İngiliz devleti tarafından desteklenen bir kuruluşun “masum” olduğunu senden başka kim iddia etti ki? Pandemi denilen karanlık sürecin başında, İngiltere’nin DSÖ’nün yönergelerine uymayıp kendi ulusal politikasını belirleyeceğini ilan eden ve salgını sürü bağışıklığına++
++bıraktığını açıklayan Boris Johnson’a dediğini kim geri yedirdi ve sonrasında iktidardan düşürdü sence? Araştırmayı destekleyen İngiliz devleti, DSÖ’den bağımsız mı hareket ediyor yani? Bu kuruluşun “endüstriden tamamen bağımsız olduğunu” öne sürüp, TÜBİTAK’ı örnek vermişsin++
++bir de. TÜBİTAK’ın, DSÖ’den ve DSÖ’nün küresel protokolünü kabul etmiş olan Türk hükümetinden bağımsız olduğunu kim söyledi peki? Bunu da senden başka kimse söylemedi ve sen zaten ulusal sağlık kurumları ve politikalarının DSÖ’den (dolayısıyla endüstriden) bağımsız olmaması++
++gerektiğini savunan birisin. Oxford Biomedical Research Centre (BRC) hakkında da bizim de paylaştığımız ve sitelerinde yer alan bilgileri tekrar ettikten sonra “takdir edersiniz ki bu kurumların bir üniversite bünyesinde tek başlarına aşı geliştirseler bile++
++bunu üretip dağıtma kapasiteleri yok. Bunu da mecburen şirketlerle ortaklık içinde yapıyorlar” buyurmuşsun. E tamam işte, biz de aynı şeyi söylüyoruz. Geliştirdikleri aşıları üretip dağıtma konusunda ortaklık yaptıkları şirketlere bak: Astra Zeneca ve Pfizer!++
++Bu şirketler, kendi ürünlerinin insan sağlığına zarar verdiğini ortaya koyan çalışmaların geliştirilmesine ve dağıtılmasına neden destek versinler ki? Senin de itiraf ettiğin gibi bu “geliştirme ve dağıtmaların” milyar euro’luk maliyetleri var ya, ++
++işte onlara “fon”, bu imkanı sundukları yerlere de “fonlananan” deniliyor akıl küpü Ozan..Yine araştırmayı destekleyen Avrupa Sağlık Verisi ve Kanıt Ağı (EHDEN)’in ilaç ve aşı şirketleri tarafından desteklendiğini kabul ettikten sonra, ++
++”Bu şirketlerin katılımı sıkı kontroller içinde ve şeffaf olarak yönetilir” diyerek yüreklerimize su serpmişsin(!) EHDEN’in, Yenilikçi İlaç Girişimi (IMI) tarafından desteklendiğini de çaktırmadan kabul etmişsin ama IMI’yi destekleyen kuruluşların listesini pas geçmişsin++
++Al ben tekrar sokayım gözüne:
++Beşinci sırada kim var? Tabii ki Bill ve Melinda Gates Vakfı..Ama sana sorsak, bu araştırmalar ve bunları yapan kuruluşlar “bağımsız”..Bulmuşsun, “ne güzel dediniz hocam”, “hadlerini bildirdiniz hocam” diyen verisiz, kaynaksız, araştırmasız, şakşakçı, merdi kıpti gibi ++
++sirkatin söylediğini bile ayırt edemeyen tipleri, bol keseden sallıyorsun. Ve güya “araştırmanın fonlanmadığını” iddia eden paylaşımını,”Yalnız şunu da söyleyeyim, bu çalışma tamamen aşı şirketleri tarafından bile fonlanmış olsa böyle güçlü yapılan bir çalışma için+
++”fark yaratmayabilirdi” diye bitirmişsin.E güzelim, o zaman niye yordun kendini de, bizi de? “Araştırmanın fonlanmadığını” kanıtlamak amacıyla başladığın flood’ın her satırında fonlanmayı kabul ettikten sonra, “Fonlansalar ne olur ki?”diyerek bitirmek, nasıl bir çapsızlıktır?++
++IMI’yi destekleyenler listesindeki bütün kuruluş ve şirketlere, ayrıca bu araştırmayı yapan doktorların tek tek kim olduklarına daha gelmedim ayrıca. Onu da ayrı araştıracağım. Sen de ” Evet, desteklediler ama sor bakalım niye desteklediler?” diye twitler atarsın artık.
Kaynak: https://x.com/FSYuksek/status/1769858957307166774?s=20
***
EK 6 (20.3.2024): HİKMET GEÇKİL “Amigolara madalya! grup “ıslak lab” deneyi yapmaz. Ne hücreyi bilir ne de mRNA’yı. Böylelerine “Silikon Biyolog” deniyor. Big Pharma’nın verdiği verilerle mRNA COVID aşılarını paklarlar! Makalenin sorumlu yazarına ISPE Ödülü! (Sponsor: Pfizer!) Hey yavrum hey!”
Kaynak: https://x.com/HikmetGeckil/status/1770383039681454416?s=20
Ödülün majör (ana) sponsoru: ispe.org/facility-year-
Ödülün sahibi:
***
EK 7 (20.3.2024): ÖZCAN YÜCEL
Öncelikle “bilim insanları noktayı koydu” diye belirttiğiniz bilimsel çalışmanın bir çok problemi var! 20 milyon insanın verilerini incelediğini iddia eden çalışmanın baş yazarı bir doktora öğrencisi olup tıpla uzaktan yakından ilgisi yoktur.
Dr. Ozan Ünlünün bilime güvenin dediği çalışmanın baş yazarı olan kişi henüz bir bioinformatik ve bioistatistik doktora öğrencisi. Bir taraftan da bilgisayar data uzmanı olarak çalışmakta. Bu çalışmanın başka sorunları aşağıdaki gibidir!
1. Ben yazdım, durum bu! bunu böyle kabul edeceksiniz! Bilim değildir. Tam aksine bilime aykırıdır. Ham verilerin açık seçik herkesin ulaşımına açık olacak. Çalışmanın altında ham veriler gizlidir, yayınlanamaz diyor. O zaman ben de 30 milyon insan verisini inceledim. Aşılar acayip kalp krizi yapıyormuş. Kusura bakmayın ham verileri vermem mümkün değil diye yazayım. Buna bilim denilmez. Ham veriler herkesin inceleyip eleştirebilmesi için açıkça ortaya konulmalı. (Bu taktikler genelde ilaç firmalarının taktikleridir. İlaç firmaları genellikle bilimsel verilerin ham verilerilerini yayınlamazlar. Bu onlarda sanki bir adet gibidir!)
2. 10 milyon aşılıyla 10 milyon aşısızın verisi madem ki elinde insan bu kadar mı bilim yapar? Mesela 2 grup arasında tüm sebeplere bağlı ölüm nedir? En en önemli sorunun yanıtı bu! Aşı fazladan kaç kişinin hayatını kurtarmış ya da aşı fazladan kaç kişiyi öldürmüş öğrenebilecektik. Baş yazar tıpla alakası olmayınca bu sorular elbet sorulmamış.
3. İki grup arasında Covid yönünden mortalite ne durumda? Bu kadar önemli bir veriyi neden yayınlamazsın ki? Baş yazar tıpla alakası olmayınca bu sorular elbet sorulmamış.
4. Aşı olan 10 milyon insanın ilk 24, 48 saat ve ilk 1 aydaki ani ölüm oranları nedir? Baş yazar tıpla alakası olmayınca bu sorular elbet sorulmamış.
5. Ayakta pıhtı, akciğerde pıhtı vs hepsine bakıyorsunuz da kardeşim pıhtının daniskası olan kalp krizi oranları felç oranlarına neden bakmamışlar? Baş yazar tıpla alakası olmayınca bu sorular elbet sorulmamış. İşimiz gereği günde onlarca bilimsel makale okuyoruz. Sizi temin ederim ki bu çalışmanın bilimsel değeri yoktur. Covid dönemi bilimle alay edildiği bir dönemdir.
Kaynak: https://x.com/drozcanyucel/status/1770546229417496986?s=20
***
EK 8 (24.3.2024): İmmünoloji ve aşı geliştirmede dünyanın en seçkin kanser uzmanlarından biri olan Angus Dalgleish: mRNA aşıları kesinlikle yasaklanmalıdır.
Kaynak: https://x.com/DrAseemMalhotra/status/1771796388826792322?s=20
***
EK 9 (8.4.2024): Japanese researchers say side effects of COVID vaccines linked to 201 types of diseases
Japanese researchers say their “shocking” systematic review of research papers on COVID-19 vaccines has discovered thousands of side effects “affecting every possible aspect of human pathology.”
The findings were laid out in a 93-minute press conference in Japan held January 11 by the Vaccine Issues Study Group, a panel of esteemed medical experts. The findings followed six months of investigations into the side effects of COVID-19 vaccines.
Professor Emeritus Masanori Fukushima of Kyoto University, long a fierce critic of the vaccines, said the breadth of the harms is “unprecedented” for medical treatments.
“A systematic review of the literature has unveiled some shocking information. Thousands of papers have reported side effects after vaccination, affecting every possible aspect of human pathology, from ophthalmology to psychiatry,” he said.
“For example, the age-adjusted mortality rate for leukemia has increased. And there are significant findings for breast cancer, ovarian cancer and so on.”
Fukushima said there were so many brain-related adverse events, its researchers probably hadn’t found all of them yet. “Mental disorders, psychiatric symptoms, depression, mania, anxiety, came up in abundance, but it’s endless,” he said.
Fukushima, who has 208 scholarly papers to his name on ResearchGate, said doctors who want to sound the alarm find their message is suppressed. Last February, he launched a lawsuit against the government for allegedly hiding vaccine harms.
“Japanese doctors are trying hard, but they face various obstructions,” Fukushima said.
Professor Yasufumi Murakami from Tokyo University of Science said the responsible course of action would be to halt the administration of such vaccines.
“It’s very clear what happens when you administer a toxic gene to a human. There are cases that occur within one or two weeks after injection, but there are also many cases that appear after one or two years,” he said before laying out long-term risks.
“Vaccines that have failed are still being administered and the Ministry of Health, Labour and Welfare recognizes these failed vaccines. So I would like them to stop immediately. And even though I speak out in various places, they don’t stop at all. So we will clearly present evidence and publish it as articles, one by one.”
Murakami warned that “with the current messenger-type vaccines, a significant amount of IgG4 is being induced.”
He said this was in excess of a normal vaccine response and could interfere with immune functions.
The researchers found 201 types of diseases had been found among 3,071 papers on side effects. Professor Masayasu Inoue, Emeritus Professor at Osaka City University School of Medicine, said some harms are hitting entire families and are well-documented.
“It is unprecedented in human history for a single vaccine to have this much literature out on it,” said Masayasu.
“You will find diseases of the heart, kidney, thyroid, diabetes, liver, skin, eyes, blood, nerves, systemic diseases, brain, lungs.”
Fukushima said the mRNA vaccine disperses throughout the body and is not contained in the shoulder like most vaccines.
“It doesn’t know where to go. If it goes into the bloodstream, it goes to the brain, liver and kidneys,” he explained.
Fukushima said authorities preaching the safe and effective message ignored a wide body of evidence and should go back to school.
“With fragments of such knowledge, they exaggerate things and think they can go with this,” Fukushima said.
“So, honestly, they need to go back and redo from middle school biology to high school and university entrance exams. As I mentioned earlier, medicine is still immature.”
Ten minutes of highlights from the press conference are available with English subtitles below.
İlgili Diğer Yazılar:
- AVRUPA’ DA VAKA ARTIŞLARININ SEBEBİ AZALAN BAĞIŞIKLIK DEĞİLDİR
- PFİZER KOVİD AŞISININ BELGELERİ ANCAK 55 YIL SONRA AÇIKLANABİLECEK
- PFİZER HÂLÂ mRNA AŞILARININ GİZLİ HAM VERİLERİNİ PAYLAŞMADI, PAYLAŞMIYOR, BUNA DİYECEK TEK LAFINIZ YOK MU?
- 87 YAZARLI ARAŞTIRMA GERİ ÇEKİLDİ
- TOPOL, AŞILAR İÇİN KARAMSAR VE HAYÂL KIRIKLIĞI YAŞIYOR