KOLESTEROL HAPLARININ DİYABETLİLERDE FAYDASI YOK
Dikkat: Yazının sonunda ek var!
***
9 bin 331 kişi üzerinde gerçekleştirilen ve kısaca ARIC adıyla bilinen “Atherosclerosis Risk in Communities” çalışmasında, diyabet dışında bir sağlık problemi olmayanlarda kalp yetersizliği riskinin kolesterol seviyeleri ne olursa olsun 6 misli, kalp krizi riskinin ise 4 misli yüksek olduğu belirlendi.
Araştırmada, diyabeti olanların yaklaşık yüzde 50’ sinde çok hassas bir test sayesinde kalp hücreleri öldüğünde kana geçen troponin isimli proteinin çok düşük seviyeleri ölçülebildi.
6 sene sonra, troponin seviyelerinin yüksek olma ihtimali, diyabeti olanlarda olmayanlara göre iki buçuk misli fazla idi.
14 sene sonra troponin seviyeleri yüksek olanlarda kalp yetersizliği ihtimali 6 misli ve kalp krizi ihtimali ise 4 misli fazla bulundu.
Bu risklerin, pre-diyabeti olan yani diyabet gelişme ihtimali yüksek olanlarda da mevcut olduğu görüldü.
Sonuçlar, “diyabeti olanlarda muhtemelen yükselmiş olan kan şekerlerinin tesiriyle, klinik olarak farkına varılamayan fakat potansiyel olarak çok tehlikeli kalp kası hasarı olduğunu” gösteriyor.
Bildiklerimiz altüst oldu
Circulation isimli tıp dergisinde yayınlanan araştırma, diyabeti olanların önemli bir kısmında kolesterol ve aterosklerozla alâkası olmayan kalp yetersizliği ve kalpten ölüm risklerinin yüksek olduğunu ortaya koyuyor.
Araştırmanın başı olan Elizabeth Selvin “Diyabetiklerde kalp hasarı hakkında bildiklerimiz baş aşağı oldu” diyor ve ekliyor:
“Sonuçlarımıza göre, diyabet kalp kasını daha önce hiç düşünmediğimiz şekillerde yavaş yavaş öldürüyor.
Sadece kalp kası öldüğünde kana geçen troponin isimli proteinin çok az yükselmiş seviyelerini bile gösteren bir test ileride kronik kalp hasarının anlaşılması için kullanılabilir.
Diyabet ve kardiyo-vasküler hastalıklar arasındaki bağlantıdan dolayı diyabet teşhis edilen her hastaya hemen kolesterol hapı (statin) yazılıyor ancak çalışmamız bazı diyabetlilerde kalp hastalığı riskinin kolesterolle bir ilişkisinin olmadığını gösteriyor.
Diyabetiklerde kalp kası hasarını önlemek için statin tedavisi yeterli olmayabilir.
Hiçbir belirtisi olmasa bile diyabet, kalp kasında yetersizliğe ve hatta ölüme sebep olan mikrovasküler hasarlara yol açabiliyor.
Diyabetin kalp kasında yaptığı hasarın mekanizmasının araştırılması icap ediyor ama diyabeti önlemenin ne kadar mühim olduğunu anlıyoruz.”
Bu araştırmadan çıkan sonuçları bir özetleyelim:
BİR:Diyabet ve hatta pre-diyabet, kalp yetersizliği, kalp krizi ve bunlara bağlı ölüm risklerini ciddi şekilde artırıyor.
İKİ: Hastaların bir kısmında bu risk artışının kolesterol seviyeleri ile hiçbir ilişkisi yok.
ÜÇ: Buna göre diyabeti olanların bazılarına kalp-damar hastalıklarının komplikasyonlarını önlemek maksadıyla statin verilmesinin de hiçbir faydası bulunmuyor.
DÖRT: Statinlerin faydasız olmaları da bir tarafa, diyabet riskini ve pre-diyabetin bile kalp krizi ve kalp yetersizliği risklerini artırdıkları hesaba katıldığında şeker hastalarına statin vermenin riskli olduğu ortaya çıkıyor.
Şekerin azıcık yükselişi bile tehlikeli
Aynı grubun daha önce “Journal of the American College of Cardiology” dergisinde yayınlanan araştırmasında kan şekeri ve glikozillenmiş hemoglobindeki “birazcık artışın” bile ne kadar önemli olduğu gösterilmişti.
Klinik olarak aşikâr koroner kalp hastalığı olmayan kişilerde kan şekeri yüksekliği ile subklinik miyokart hasarı arasındaki ilişkinin belirlenmesi amacıyla yapılan çalışmada koroner kalp hastalığı veya kalp yetersizliği olmayan 9.661 kişinin bazal glikozillenmiş hemoglobin (HbA1c) ve yüksek duyarlıklı kardiyak troponin (hs-cTnT) değerlerine bakıldı.
HbA1c’ nin üç klinik kategorisi (5.7’ den küçük; 5.7-6.4 arası ve 6.5’ den büyük) ve birincil sonlanım kriteri olan hs-cTnT’ nin 14 ng/l’ den büyük olması arasındaki ilişkinin araştırıldığı çalışmada, bazal HbA1c yüksekliğinin derecesi ile hs-cTnT yükselmesinin ilişkili olduğu tespit edildi.
Bu araştırmayı sizlere “Kolesterol haplarının şekeri azıcık yükseltmesi bile zararlı” başlıklı yazımda duyurmuştum.
Gelelim neticeye
BİR: Statin lobisi, kolesterol haplarının diyabete yol açma riskini “ilaçlarına toz kondurmamak için” hafife alıyor.
“Şeker çok seyrek olarak bazı hastalarda birazcık yükseliyor; o kadar da dert değil bu” diyorlar; diyabet lafını ağızlarına bile almıyorlar ama araştırmalar bunun tam aksini ispatlıyor.
Kadın Sağlığı Girişimi araştırmasına göre kolesterol haplarının diyabet yapma riski yüzde 48; risk Asyalılarda yüzde 78’ e kadar çıkıyor.
İKİ: Statinlerin yol açtıkları diyabet, aşikâr koroner kalp hastalığı olmayan kişilerde kalp-damar hastalığı riskini artırmakla kalmıyor aynı zamanda miyokartta yani kalp kasında hasara da sebep olabiliyor.
ÜÇ: Sağlıklı insanlara ve diyabeti veya pre-diyabeti olanlara statin yazmak gerçekten mantıksız bir iş.
KAYNAKLAR
http://circ.ahajournals.org/content/early/2014/08/22/CIRCULATIONAHA.114.010815.abstract
http://medicalxpress.com/print329577212.html
http://ahmetrasimkucukusta.com/2012/03/11/yazilar/tip-yazilari/kolesterol/kolesterol-haplarinin-sekeri-azicik-yukseltmesi-bile-zararli/
Her eve lâzım bilgiler:
Göğüs ağrısı ile acillere başvuran hastaların standart olarak troponin değerlerine bakılır ve bunun yüksek olması kalp krizi lehine yorumlanır.
Bu çalışmada kullanılan test ise bu standart teste göre 10 defa daha hassastır ve kalp kasında belirti vermeyen ve başka bir şekilde teşhis edilemeyen çok düşük troponin seviyelerini bile ortaya koyabiliyor.
Bu test henüz ticari olarak satılmıyor.
ARIC çalışması özeti:
Diyabet ve pre-diyabeti (diyabet öncesi) olanlarda kalp-damar hastalıklarının ve bunların kalp krizi, felç gibi komplikasyonlarının daha fazla olduğu bilinir ama diyabet ile belirti vermeyen kalp kası hasarı gelişimi arasındaki ilişki belli değildir.
Kısa adı ARIC olan “Atherosclerosis Risk in Communities” çalışmasında da 9 bin 331 katılımcının kalp troponin seviyeleri 6 sene arayla çok hassas testlerle (hs-cTnT) ölçüldü.
Bu katılımcıların diyabet, pre-diyabeti yoktu veya diyabeti olanların EKG ile sessiz kalp krizi dahil kardiyo-vasküler hastalıkları bulunmuyordu.
Önce, 6 senelik takipte 14 ng/L’ den yüksek hs-cTnT ensidansına bakıldı.
İkincisi, müteakip 14 senede hs-cTnT seviyeleri yüksek veya normal olanlarda klinik sonlanımlar incelendi.
6 sene sonra hs-cTnT yüksekliğinin kümülatif ihtimali diyabeti olmayanlarda yüzde 3.7, pre-diyabetlilerde yüzde 6.4 ve diyabetiklerde yüzde 10.8 olarak bulundu.
hs-cTnT yüksekliği için düzeltilmiş rölatif riskler kan şekerleri normal olanlara göre pre-diyabetikler için 1.38 ve diyabetikler için 2.46 idi.
Diyabeti ve hs-cTnT yüksekliği olanlarda kalp yetersizliği, ölüm ve koroner kalp hastalığı riskleri diyabeti olmayan ve hs-cTnT seviyeleri yüksek olmayanlara nazaran sırasıyla 6 misli, 4 misli ve 4 misli yüksekti.
Netice: Diyabet ve pre-diyabet, bağımsız olarak hs-cTnT ile tespit edilen, subklinik kalp kası hasarı gelişimi ile ilişkili bulundu ve subklinik hasara ait deliller olanlarda klinik olay riski yüksek çıktı.
Bu sonuçlar, kan şekeri yüksekliğinin myokart üzerine zararlı tesirlerinin olduğunu ve bunun da muhtemelen mikrovasküler bir etyolojisinin olduğunu destekliyor.
***
EK 1 (28.3.2023): Statinler, normal veya bozulmuş glisemik kontrolü olan kişilerde diyabet indekslerini hafif ama önemli ölçüde yükseltiyor. Diyabetojenik etki, reçete edilen statin tipi veya dozundan etkilenmiş gibi görünmüyor.
Makale: Effects of statin therapy on glycemic control and insulin resistance: A systematic review and meta-analysis
Kaynak: https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/36965747/
***