MEDYA, HASTANE KAPISINA SIKIŞAN KEDİ HABERİYLE TOPLUMU UYUTURKEN..

Yazı Fontunu Büyült Yazı Fontunu Küçült Yazı Fontunu Sıfırla
kasa fişi

Doç. Dr. Kemal Yeşilçimen‘ in yazısı:

Türkiye’de yılda 420-440 bin yeni kalp hastası teşhis ediliyor ve 340 bin kişi de kalp ve damar hastalığına bağlı hayatını kaybediyor. İkinci sırada dünyada ve Türkiye’de kanser ve tümörlere bağlı ölümler yer alıyor.

Önlenebilir ölümlerde dünya ve olimpiyat şampiyonuyuz. 1994-99 yılları arasında 37 ülkenin bulunduğu sıralamada erkeklerde koroner kalp hastalıklarından ölüm oranı, Kore ve Çin’de 100 binde 50 iken, Türkiye’de 650. Yani 13 misli fazla ama aydın ve bilim dünyamız bilmiyor. Kendi sağlık ve hayatından bile habersiz.

Sağlık Bakanlığı ile Başkent Üniversitesi’nin yaptığı araştırma 2005’te yayınlandı. Ölümlerin yüzde 86’sı önlenebilir nedenlerden ama aydın ve bilim dünyamız bunu da bilmiyor. Alkol, sigara, fastfood, kola kısıtlanmasına karşı çıkan sahte özgürlük şampiyonları bu hayati konuda duyarsız.

Koroner kalp hastalığı, 1990 yılından beri her yıl % 7 artıyor. 2012’de akut koroner sendromla yatan hasta sayısı 420.000, yıllık ölüm oranı %32. TEKHARF araştırması 2013 verilerine göre, kalpten ölümlerde Avrupa şampiyonuyuz. Kalpten ölümler İngiltere ve Almanya’nın 3 – 4 katı.

‘Vasküler Risk’ isimli araştırma sonuçlarına göre, ülkemizde 5 yıllık dönemde stent ve baypas gibi tedavi yöntemleri % 90 artarken, kalp krizi, felç ve ölüm oranı azalacağına, % 170 neden artmış bilmiyoruz. Her yer hastane doldu. Yoğun bakımlarda ve mezarlarda yer kalmadı, aydınımız bakıyor ama görmüyor.

CREDİT isimli ulusal araştırmaya göre, Türkiye`de 8 milyon böbrek hastası bulunuyor yani her 7 erişkinden biri böbrek hastası. Şeker hastası sayısı 1990’da 1 milyonken şimdi 10 milyonu geçti. CREDİT 2  araştırması ise cahillerde ölüm oranının 13 misli fazla olduğunu söylüyor.

2008 yılında muayene olan hasta sayısı 6 yıl öncesine göre % 500 artarak 500 milyon hastaya ulaşmış. Bu dönemde İlaç tüketimi % 300 artarken hasta sayısı azalacağına % 500 artmış. Sağlığa harcadığımız para ise Sosyal Güvenlik Kurumu 2011 verilerine göre, son 9 yılda 8 kat artmış. Burada bir çelişki yok mu?

Haybeden ölümler ve hastalıktan sürünmek bir yana, 30 yıldır trilyonlarca dolarlık bir serveti, ithal ettiğimiz ilaç, aşı, cihaz ve teknolojiye ödedik ve hala ödüyoruz. Sadece bu yıl sağlık harcaması 120 milyar olurken, ilaç harcaması 24 milyar oldu. Üstelik bunlar devletin kayıtlı harcamaları. Halkın kayıtdışı harcamaları hariç. Daha mı sağlıklıyız? Ölümlerin % 86sı ise önlenebilir yani önlemediğimiz hastalıklardan kaynaklanıyor.

Kimse pahalı ithal teknolojiyle yapılan modern sömürgeciliği, bilim ve sağlıkta gelişme diye yutturmasın. Bundan rant sağlayanlar, milli ekonomiyi, Türkiyeyi, sağlık ve hayatımızı batırıyor.

İthal ilaç ve teknolojiyle kimi zengin ediyoruz?

SSK döneminde yılda 12 milyar dolardan yıllarca süren Neşter soygunlarını unutmayın. Neşter, 30 dolarlık stentlerin 3000 dolara kazıklandığı soygunun adıdır. Milyonlarca hastanın kanı, canı ve gözyaşının hastalık lobisinin cebine aktığı vurgunların adıdır. Rahşan affıyla hepsi de bir çırpıda silinip gitti.

Peki bunca ilaca, tedaviye, astronomik sağlık harcamalarına rağmen tedavide başarılı olabiliyor muyuz? Ne yazık ki akıntıya kürek çekiyoruz. En modern tansiyon ilaçlarını kullanmamıza rağmen tedavide başarı oranımız düşük. Aynı durum kolesterol ilaçları içinde geçerli. Hedef değerlere ulaşmada başarı oranı çok düşük.

Hipertansiyon tedavisi ile kalp yetersizliği gelişiminin % 50 azalması, kalp krizi geçirmiş hastalarda ise %80 azalması gerekirdi. Halbuki azalması gereken Kalp yetmezliği oranı HAPPY isimli araştırmaya göre, dünya ortalamasının 3 katına çıkmış, yani dünya ve olimpiyat şampiyonu olmuşuz haberimiz yok.

Bu araştırmanın adı neden HAPPY, kim happy bilmiyoruz. Bildiğimiz şu : yapay kalp cihazı için SGK 400.000 euro ya kadar veriyor. Mutlu olan kim?

EUROASPIRE-III araştırmasının sonuçları ise ürkütücü : Kalp sağlığımız alarm veriyor. Ülkemizde koruyucu önlemler yetersiz. Sigara ve 50 yaş altı kalp krizinde Avrupa şampiyonuyuz. Koroner hastaların bile yarısından fazlası sigara içmeye devam ediyor ve sedanter yaşıyor. Bu hastaların üçte biri obes ve şeker hastası. Tedaviye rağmen 3 hastadan ikisinde tansiyon yüksek.

Kaynak: http://www.kemalyesilcimen.com/artikel.php?artikel_id=371

Siz de yorumunuzu paylaşın: