Artık sağlık sistemini sarsma aşamasına gelen tıbbi tetkik ve tahliller yerinde istendiğinde hayat kurtarıcıdır, bunu tartışmak abestir. Fakat… bugün birçok tetkikin gereksiz yere istendiği, bunun sağlık sistemini boş yere meşgul ettiği, bu yüzden zarar görenlerin sayılarının her geçen gün arttığı, bu incelemelerin ciddi boyutlarda ekonomik kayıplara sebep olduğu da görülmelidir.

Bir ülkenin sağlık harcamalarının her sene katlanarak artması hem o ülke vatandaşlarının sağlığının yerinde olmadığını hem de harcanan paranın büyük kısmının boşa veya başka bir tabirle endüstrinin cebine gittiğini gösterir. Vatandaşın da doktorların da tıp endüstrisi tarafından kullanıldıklarını görmelerinin vakti geldi ve geçiyor. Bu gidiş, gidiş değil!

RTÜK, dondurma reklâmlarında genel ahlâk sınırlarını aşan sorunlar sebebiyle “sıkıntı” bulmuş. Haberden sıkıntının ne olduğu net olarak anlaşılmamakla beraber bunun dondurmanın “yalanmasıyla” alâkalı olduğunu sanıyorum; yanılıyor muyum bilemem. Her neyse… Ben de dondurma reklâmlarını doğru bulmuyorum ama benim gerekçem çok farklı.

Yaşlılarda yüksek yoğunluklu yürüme bandı idmanlarının hafızayı %30 artırabileceği gösterildi. Kanada’ lı araştırmacılar kusuruma bakmasınlar; ben yüksek yoğunluklu ağır egzersizleri faydalı değil tam aksine zararlı buluyorum. Zorlama ile kan ter içinde kalınan idmanlardan kimseye bir fayda gelmez. Hafızayı parlatalım derken motor yanabilir, dikkat!

McDonald’s 2009′ da kapatılırken bir İzlanda’ lı satın aldığı ülkenin son hamburgerini o günden beri saklıyor. Hamburgerde de yanındaki patates kızartmalarının görünümünde de hiçbir bozulma yok. UHT süte ve market yoğurtlarına “dayanıklı beyaz eşya” adını veren Dr. Yavuz Dizdar 10 sene sonra bile bozulmadan duran hamburgerlere ne der acaba?