BAĞIRSAK MİKROBİYOTASI

kasa fişi

PROBİYOTİK ALZHEİMER’ LİLERİN HAFIZASINI GÜÇLENDİRİYOR

Probiyotiklerin Alzheimer’ lilerde hafıza ve zihni güçlendirdiği bildirildi. Sakın ola probiyotik haplarından medet ummayın. Yoğurt, ayran, kefir, peynir, turşu, sirke, şalgam suyu probiyotik deposu gıdalardır. D vitamini, balık yağı hapı meftunlarının şimdi de “ithal probiyotik hapların” peşine düşeceklerinden endişe ediyor, üzülüyorum. Bari bunlara kanmayın!

» Yazının devamını okumak için tıklayın
kasa fişi

MİGRENİN SEBEBİ YİYECEKLER DEĞİL AĞIZDAKİ BAKTERİLER

Migren ataklarının ortaya çıkmasında da bağırsak bakterilerinin rolü olduğu belirlendi. Araştırma, migrenli kişilerin ağız ve bağırsaklarında nitratları nitritlere dönüştüren bakterilerin daha fazla olduğunu gösteriyor. Nitritler kanda nitrik okside dönüşüyor ve damar genişletici özelliği olan nitrik oksit de baş ağrısına yol açıyor. Bağırsaklara “gözümüz gibi” bakmamız gerekiyor.

» Yazının devamını okumak için tıklayın
kasa fişi

SEZARYENLE DOĞAN BEBEKLER OBEZ OLUYOR

Sezaryenle dünyaya gelen bebeklerde obezite riskinin normal yolla doğanlara göre yüzde 15 yüksek olduğu bildirildi. Sebebi, sezaryenle doğan çocukların annenin doğum kanalında bulunan ve onların sağlıklı bir bağışıklık sistemi ve metabolizmaya sahip olmasını sağlayan dost bakterilerden mahrum kalmaları. Sağlıklı hayat normal doğum ve ana sütü emerek başlar!

» Yazının devamını okumak için tıklayın
kasa fişi

KOLON KANSERİNİN MEKANİZMASI ÇÖZÜLÜYOR

Yeni bir araştırmada kolon kanseri ile ilişkileri bilinen bağırsak bakterilerinin (fusobacteria) polip ve tümöre nasıl bağlandığı ortaya çıktı. Bu bulgu kolon kanseriyle savaşta çığır açabilir ama asıl önemlisi kanser olmamaktır ki bunun da tıpla alâkası yoktur. Bütün mesele sağlık hayat tarzı ve adam gibi beslenmedir, gerisi hikâyedir.

» Yazının devamını okumak için tıklayın
kasa fişi

BEYNİ BAĞIRSAKLAR İDARE EDİYOR

Beynimiz ve bağırsaklarımızın birbirleriyle hormonlar, metabolizma ürünleri ve sinir bağlantıları vasıtasıyla haberleştikleri biliniyordu. Yeni bir araştırmada bu iletişimde “monosit” adı verilen bağışıklık sistemi hücrelerinden özel bir türünün önemli rolü olduğu gösterildi. Mikrobiyota adı verilen bu bakteri topluluğuna gözümüz gibi bakmamız gerekiyor.

» Yazının devamını okumak için tıklayın