160 ülkeyi kapsayan bir araştırmada virüs dışı parametrelerin mortaliteye yani ölüm oranlarına etkileri incelendi. Varılan netice şu: “Daha sıkı kapanma mortaliteyi azaltmıyor”. Araştırma, mortaliteyi azaltmada en önemli stratejinin bağışıklığı ve vücut direncini artırmak ve daha fazla fiziki aktivite olduğunu gösteriyor. Ben de aynı kafadayım.

Beslenmenin KOVİD’ den korunma ve hastalığı hafif atlatmadaki önemini gösteren sayısız araştırma var ama Bilim Kurulu bunları kaale almıyor. Yeni bir araştırmada vitamin D seviyeleri düşük olanlarda ağır KOVİD ve ölüm riskinin çok yüksek olduğu bir kere daha gösterildi. Araştırmacılar “riskli nüfusa kitlesel olarak vitamin D verilmelidir” diyor. Destekliyorum!

“Noel Baba KOVİD’ den muaftır çünkü Noel Baba doğuştan gelen çok iyi bağışıklığa sahiptir.” diyen Fauci’ yi tebrik ediyorum. Bu sözü benim gözümde BioNTech’ in, Moderna’ nın aşısından bile daha değerlidir. Bu tek cümle, binlerce makalenin, yüzlerce kitabın anlatmaya çalıştığı olayı bu tek cümlesiyle izah ediyor!

Sanki her sene grip aşısı yaptırırmış da bu sene aşıya erişemiyormuş gibi “İlle de grip aşısı” diye tutturanlar var. Bence, esas mesele grip aşısının bulunmuyor olmasının siyasete alet edilmesidir. Bu, siyasetçilerin en tabii hakkıdır ama “bilim insanlarının” siyasete bulaşmaları hoş değildir; bu yüzden tıbbın itibarı sarsılıyor.

Bugüne kadar alâka görmeyen ve elde kalan grip aşıları bu sene adeta “bulunmaz Hint kumaşı” unvanını hak edecek kadar kıymete bindi. “Grip aşısı neden yok diye” yeri göğü inletenler var ve bu koroya doktorlar da dâhil. Haklılar çünkü eczanelerin camlarına “grip aşıları gelmiştir” diye yazılar asarak “tüketici” aradığı aşıları bu sene ara ki bulasın.