Modern tıp, insanlığın binlerce senelik tecrübelerinden süzülüp gelen alternatif tıp uygulamalarını çoğu zaman “koca karı ilaçları” diyerek aşağılar ama seyrek de olsa bunları ciddiye alanlar çıkıyor. Akçaağaç şurubunun antibiyotiklere dirençli bakterilere çare olabileceğini gösteren araştırma buna güzel bir örnek.

Gebeliğin erken döneminde genital herpes geçiren annelerin erkek bebeklerinde otizm riskinin 2 misli yüksek olabileceği bildirildi. Araştırmacılar, bu risk artışından doğrudan virüsü değil annenin HSV-2’ ye karşı gösterdiği bağışıklık cevabını mesul tutuyor. Bağışıklığı gelişmemiş bebeklere yapılan aşılarla otizmi ilişkilendiren aşı karşıtları bu çalışmadan çok mutlu olmalılar.

Viral solunum yolları enfeksiyonlarının neden soğukta kalmakla ortaya çıktıkları belirlendi. Araştırmaya göre, virüsler yüksek vücut sıcaklığında çoğalamıyor, solunum yollarında yayılamıyor ve virüsleri parçalayan enzimler daha etkili oluyor. Araştırma “Oğlum, sıkı giyin, ne gelirse soğuktan gelir” diye öğütler veren rahmetli annemin ne kadar haklı olduğunu gösteriyor.

Jilet, elektrikli makine, makas veya ağda gibi yöntemlerle genital bölge temizliği yapanlarda cinsel yolla bulaşan enfeksiyon riskinin 3.5-4 misli yüksek olduğu, temizliğin sıklığı ve şiddeti arttıkça riskin de arttığı belirlendi. Temizlik sırasında ciltte oluşabilen yaralanmaların virüs ve bakterilerin girişini kolaylaştırabileceği ileri sürülse de unutmayalım ki temizlik îmandan gelir.

Bugünlerde kol gezen virüslerden korunmada ellerin musluk suyu ile sık yıkanması ve doğru bir yöntemle kurulanması çok önemlidir. Peki, umumi mekânlarda ellerimizi nasıl kurutalım? Jet hava kurutma makineleri mi, sıcak hava kurutma makineleri mi, kâğıt veya rulo havlular mı? Yoksa ellerimizi havada sallayarak mı? Bu sorunun artık bilimsel bir cevabı var.