Kısaca PFAPA adıyla bilinen hastalık tekrarlayan ateş, ağızda aft, farenjit ve boyun lenf bezlerinde şişme ile karakterizedir. En sık 2-5 yaş arasında başlar. Çocuk ateşsiz dönemlerde tamamen normaldir, büyüme ve gelişme geriliği yoktur. Zamanla atakların arası açılmaya başlar ve genellikle de 10 yaşından sonra kendiliğinden geçer, kalıcı bir hasar bırakmaz.

Bir enfeksiyonun bakteri mi yoksa virüs kökenli mi olduğunu belirlemek çoğu zaman zordur. Bu ayırım her zaman net olarak yapılamadığı için de gereksiz yere antibiyotik kullanılır. Stanford uzmanları tarafından geliştirilen yeni bir testin bu önemli klinik probleme çare olması mümkün görünüyor.

Bağırsaklarda yaşayan bakterilerin (mikrobiyota) sağlıklı yaşamada ve hastalıklardan korunmadaki önemini gösteren çalışmalara her geçen gün bir yenisi ekleniyor. Yeni bir araştırmada da mikrobiyotanın bronşiolit riskini artırdığı belirlendi. Sağlığın temeli adam gibi beslenmeye dayanır. Vitaminle, mineralle, haplarla sağlık olmaz.

Erken yaşlarla mikroplarla tanışan bağışıklık sisteminin tip 1 diyabet ve çölyak gibi oto-immun hastalıklara fırsat vermediği bildirildi. MS’ deki artış da Epstein-Barr virüsü ile temasın ileri yaşlara kaymasına bağlanıyor. Hijyen ve selim seyirli çocukluk çağı enfeksiyonlarını aşılarla önlemenin doğruluğu bir kere daha düşünülmeli.

Prof. Dr. Gülümser, kenelerin vücuda yapışmasını önlemek için, koli bandının nasıl kullanılacağını da uygulamalı olarak gösterirken şunları anlattı: “Pantolon gibi giysilerin paçaları çorap içerisine konulduktan sonra, koli bandı, yapışkan kısmı dışarıya gelecek şekilde çarık bağı gibi diz kapağına kadar sarılarak, yapıştırılır. Bu kesin bir çözüm değil, sprey kullanılması daha doğru bir yöntem.”