“Yaygın bir aşılama kampanyası içersinde olmadıklarını, aşıyı daha çok riskli gruplar için önerdiklerini” söyleyen Sağlık Bakanı açıkça “aşı karşıtlığı” yapıyor. Sayın Mehmet Ceyhan’a ve aşı meftunu arkadaşlarına önemle duyurulur. Artık suç duyurusu mu yaparlar Tabip Odası’ na şikâyette mi bulunurlar kendileri bilir.

6 yaşında bir çocuğunun grip tedavisinde kullanılan Tamiflu isimli ilacı içtikten sonra halüsinasyonlar gördüğü, kendine zarar vermeye ve pencereden atlayarak intihara teşebbüs ettiği bildirildi. Sadece gripten zarar görme riski yüksek olanlara virüs bulaşmadan veya bulaştıktan hemen sonra verilebilecek olan bu ilaç ülkemizde de var ve grip olanlara bilinçsizce yazılıyor. Doktorları uyarıyorum!

Hürriyet’ te “Domuz gribi artık sıradan” başlıklı haber gene ibret-i âlemlik! H1N1 virüsü 2009′ da aldığı canlarla değil “ilaç şirketlerinin fahiş fiyatlara ilaç ve aşı satması için Dünya Sağlık Örgütü tarafından da hararetle desteklenen korkutma kampanyası” sebebiyle tedirginliğe yol açtı. Domuz gribinin artık “sezonluk” olduğunu 2018’de eniştem de söyler; marifet bunu 2009′ da dile getirmekte idi.

Uzmanlarımız geç de olsa gerçeği görmüşler. Bu yıl H1N1 virüsünün kılık değiştirdiğini dile getiriyorlar. Uzmanlarımız farkında mı değil mi bilemem ama bu ifade aşının H3N2′ den sonra H1N1′ e karşı da koruyucu olamayacağının itirafıdır . Ateş Kara “2009’da yeni çıktığında domuz gribi olarak siyah takım elbise giyiyorsa şimdi spor elbise ile karşımızda” diyor.

Aşı meftunluğunu, karısını bıçaklayarak öldüren adamın hıçkırarak “Abi onu çok seviyordum” sözleriyle dile getirdiği “melankoliye” benzetiyorum. Bizim aşı meftunlarının yaptıklarının da gözleri kör aşığın yaptıklarından bir farkı yok. Suç duyurusu ve sert açıklamalar ile halkı aşılardan soğutuyorlar, aşılama uygulamalarına zarar veriyorlar.