Sağlıklı ve uzun yaşamak, hastalıklardan korunmak için tıbba gerek olmadığı, bunun tamamen adam gibi beslenme ve adam gibi bir hayat tarzıyla mümkün olacağı görüşüme USA’ dan destek geldi. Bilim adamları tıbbın ortalama hayat süresinin uzamasına katkısının olmadığını veya çok az olduğunu iddia ediyor.

İskoç doktorlara hastalarına “tabiat” yazmaları onayı verildi. Modern tıbbın, hastalıkların sadece ilaç ve aşılarla önlenemeyeceği ve tedavi edilemeyeceğini anlaması çok önemlidir. Biri Bizi Hasta Ediyor, Kalbime Koy Başını Doktor, Hasta Etmeyin Adamı, Adamın Biri Doktora Gitmiş Gidiş o Gidiş kitaplarımı bunun için yazdım. Tıptan uzak, sağlıklı hayat!

İngiliz teyze 100 yaşına girmesini bira ve kremalı bisküviye bağlamış. Olabilir, çünkü bu kadar uzun yaşamanın sırrı genlerde saklı. Bu kişiler bizim “muzır” diye bildiğimiz neyi yaparlarsa yapsınlar gene de bir asrı deviriyorlar. İster bira ister kefir içsinler fark etmiyor.

Fredie Blom’ un 104 yaşında hâlâ sigara içiyor olmasına hiç şaşırmadım. 100 seneyi devirenler içinde her gün içki içen de var, her gün yumurtalı domuz pastırması yiyen de. Kim bilir belki de Fredie sağlığını tütüne borçludur. Şimdi, sigarayı bırakamamaktan şikâyetçi olmanın, strese sıkıntıya girmenin ne âlemi var. Yak sigaranı, bak keyfine!

104 yaşına giren Therasa Rowley uzun yaşamasının sırrının her gün “diet kola” içmek olduğunu söylemiş. Bu habere hiç şaşırmadım çünkü yüz yaşını geçenlerin her biri bunu başka başka sebeplere bağlıyorlar: Kimi “her gün domuz pastırması yerim”, kimi “her gün bir saat yürürüm”, kimi “sadece sebze ve meyveyle beslenirim, ağzıma et koymam” diyor. Diet kola zararlı diyenler utansınlar!