HASTALIĞINIZ SAKIN SİNSİ ZATÜRREE OLMASIN!
Siz de zatürree, zatürree başlangıcı, bronşit başlangıcı, keçi gribi, reflü, geçmeyen öksürük gibi teşhislerle doktor doktor dolaşan, en azından birkaç akciğer röntgeni hatta tomografi çektirmiş olan, türlü çeşitli antibiyotik ve öksürük şuruplarına rağmen şikayetleri bir türlü geçmeyen pek çok kişiden biri iseniz bu yazıyı dikkatle okuyun.
Hastalığınız “sinsi zatürree” olabilir!
Önce gelin zatürree, tipik zatürree nedir onlara kısaca bir bakalım ve sonra da sinsi zatürreeye geçelim.
Zatürree, akciğer dokusunun iltihabıdır ve yeni doğmuş bir bebekten en yaşlısına kadar her yaşta görülebilen bir hastalıktır. Pek çok bakteri, virüs veya mantar zatürreeye yol açabilir. Bunların hepinin ayrı özellikleri olmakla beraber zatürreeleri basitçe iki farklı klinik tabloda toplayabiliriz.
Birincisi tipik zatürree’dir. Ani olarak 40 dereceye kadar çıkan ateş, titreme, dudaklarda uçuklama, öksürük, balgam, nefes alırken bıçak batar tarzda göğüs ağrısı gibi belirtilerle ortaya çıkar. Kanda lökosit adı verilen iltihap hücrelerinin sayısı çok yüksek bulunur. Hastalık, 7-10 günlük penisilin tedavisi ile tamamen düzelir. Tipik zatürreeye sebep olan etkenler içinde pnömokok ismi verilen bakteriler ilk sırada gelir.
Buna karşılık atipik zatürree ise birçok özellikleri ile tipik zatürreeden farklıdır ve halk arasında daha ziyade sinsi zatürree olarak bilinir. Başta Mikoplazma olmak üzere Klamidya, Legionella gibi atipik bakteriler ve solunum yolları virüsleri de etken olabilir.
Sinsi zatürreenin özellikleri:
Sinsi zatürreeye daha çok çocuk, genç ve 40 yaşa kadar olan erişkinlerde rastlanır.
Sinsi zatürree, her mevsim görülebilirse de, en çok sonbahar ve kış aylarının hastalığıdır ve salgınlara da yol açabilir. Bu salgınlar özellikle yuva, okul, kışla, yurt gibi gençlerin toplu olarak bulunduğu ortamlarda görülür.
Hastalık, zatürreeli kişinin öksürmesi sırasında havaya saçılan damlacıklardaki mikropların solunmasıyla bulaşır. Mikrop alındıktan sonra zatürreenin gelişmesi için birkaç günlük bir süre gerekir.
Hastaların yarıya yakınında, zatürree belirmeden önce baş ağrısı, boğazda yanma, kırgınlık gibi belirtiler görülür.
Hastaların genel durumları tipik zatürreedeki kadar kötü değildir, yani hastayı yorgan döşek yatırmaz. Bir kısmı hâlsiz de olsalar okullarına veya işlerine devam edebilirler. Bu sebeple bu tablo için “yürüyen pnömoni” (walking pneumoniae) adı da verilir.
Hastaların ateşi de çok fazla yüksek değildir, hatta bazı hastalarda normal bile bulunabilir. Birçok hasta gece yattığında boyun ve başının özellikle de saç diplerinin terlemesinden şikâyetçidir.
Sinsi zatürreenin en önemli belirtisi, çok şiddetli kuru öksürüktür. Öksürük nöbetler halinde gelir. Geceleri çok daha fazladır ve hastanın uykusunu bile bozabilir. Birçok hasta bilhassa da küçük çocuklar öksürürken kusabilir, hanımlar öksürürken idrar kaçırabilirler. Çok şiddetli öksüren bazı kişilerde balgamda çizgi şeklinde kanama olabilir.
Bu hastaların çoğu zaman balgamları yoktur. Seyrek olarak bazı hastalarda beyaz, yapışkan bir balgama rastlanabilir.
Bu hastalarda nefes darlığı ve göğüs ağrısı şikayetleri olmaz.
Sinsi zatürrieli hastaların bazılarında, boğaz iltihabı, kulak zarı iltihabı, boyun lenf bezelerinde şişme, çeşitli deri döküntüleri (Stevens-Johnson Sendromu gibi) saptanabilir. Çok ender olarak sinir sistemi belirtileri, eklem ve kalp zarı iltihabı, kansızlık, pıhtılaşma bozuklukları ve akciğer ödemi de görülebilir.
Sinsi zatürriede akciğer röntgeninde tipik olarak tek veya bazen iki taraflı silik, bazen yama şeklinde veya interstisyel tarzda infiltarasyonlar vardır, röntgen tamamen normal de olabilir.
Kesin teşhis akut dönemde kanda mikoplazma mikroplarına karşı IgM ve özellikle yaşlılarda IgA sınıfı antikorların yükseldiği ile konur. IgG yüksekliği geçirilmiş enfeksiyonu gösterir.
Son senelerde bu PCR testi de kullanıma girmiştir.
Burun ve boğaz salgılarında mikoplazma bakterisinin üretilmesi (kültür) zor ve zaman alıcıdır, pratikte uygulanmaz.
Sinsi zatürree, genel olarak tipik zatürreeye göre daha iyi gidişli bir hastalıktır. Erken tanı konup uygun şekilde tedavi edilen hastalar kısa zamanda tamamen düzelirler.
Sinsi zatürree, makrolid grubu (eritromisin, klaritromisin, azitromisin) ve tetrasiklin antibiyotikleri ile tedavi edilmelidir. Erişkinlerde kinolon sınıfı da verilir ama ben hiç tavsiye etmem.
Tedavi süresi 2 haftadan az olmamalıdır. Bu hastalık, penisilin sınıfı antibiyotiklere hiç cevap vermez.
***
EK
Erken kış hastalığı olarak nitelendirilen ‘gençlik zatürreesi’ özellikle 5-40 yaş arasında sıklıkla görülebiliyor.
Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta, uzayan öksürük, kırmızı deri döküntüleri, boyun lenf bezlerinde büyüme, boğaz ağrısı, aşırı iştahsızlık ve halsizlik varsa, basit soğuk algınlığı diye ihmal edilmeden mutlaka bir hekime başvurmak gerektiğini vurguladı
İstanbul Üniversitesi (İÜ) Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta, bir akciğer enfeksiyonu olan zatürreeye yeni doğmuş bebek de dahil olmak üzere herkesin yakalanabileceğini söyledi. Zatürreenin “bakteri, virüs, mikroplazma, mantar gibi ajanlar ve çeşitli kimyasallardan” meydana geldiğini dile getiren Prof. Dr. Küçükusta, bu hastalığın aniden 40 dereceye kadar çıkan yüksek ateş, titremeler, dudaklarda uçuklama, öksürük, cerahatlı balgam, kanlı balgam, nefes alırken batar tarzda göğüs ağrısı gibi belirtilerle ortaya çıktığını kaydetti. Prof. Dr. Küçükusta, “Mikroplazmanın neden olduğu zatürreeye ilkokul çocukları, gençler ve genç erişkinlerde yani 5-40 yaş arasında daha sık rastlanır. Halk arasında buna ‘gençlik zatürreesi’ de denir” diye konuştu.
SALGINLARA DİKKAT…
Erken kış hastalığı olan bu zatürreenin salgınlara neden olabileceğine dikkati çeken Prof. Dr. Küçükusta, şöyle dedi:
“Bu salgınlar özellikle okul, yurt, kışla gibi gençlerin birarada yaşadığı topluluklarda görülür. Hastalık, zatürreeli kişinin öksürmesi sırasında havaya saçılan damlacıklardaki mikropların solunmasıyla bulaşır.”
Prof. Dr. Küçükusta, bu hastalarda kuru ve inatçı bir öksürük bulunduğunu ve öksürüğün nöbetler halinde geldiğini dile getirerek, büyük bölümünde boğaz ve kulak zarı ilhitabı görüldüğüne dikkati çekti. “Gençlik Zatürreesi”nde erken teşhisin önemli olduğunu kaydeden Prof. Dr. Küçükusta, “Uzayan öksürük, kırmızı deri döküntüleri, boyun lenf bezlerinde büyüme, boğaz ağrısı, aşırı iştahsızlık ve halsizlik varsa bunun basit soğuk algınlığı diye ihmal etmeyin. Gençlik zatürreesi olabilir. Mutlaka bir hekime görünün. Gençlik zatürreesi bu mevsimde başlar” diye konuştu. Hastalığın 7-10 günlük ilaç tedavisiyle tamemen iyi olacağını ifade eden Prof. Dr. Küçükusta, yatak istirahatinin önemini de vurguladı
Kaynak: https://www.saglikplatformu.com/genclik-zaturresi-mevsimine-dikkat/
Sayın Hocam…
20 Ocak’ta boğaz ağrısı eklem ağrısı öksürük ateş ? ile rahatsızlığım başladı.
25 Ocakta aile hekimine gittim, antibiyotik tantum vb verdi.
Bu tedavi sonrası Ateş ? bademcik iltihabı eklem ağrısı vs geçti ama hırıltı öksürük ve balgam kaldı.
Düzelme olmayınca 31 Ocak’ta MSKÜ Tıp fakültesi göğüs bölümüne müracaat ettim. Orada da Antibiyotik ve balgam söktürücü verildi.
04 Şubatta ilaçlar bitip düzelme olmayınca tekrar aile hekimine gittim. Yeniden Antibiyotik iğne ve balgam sökücü şurup verildi.
Sonuç olarak beyaz köpüklü balgam ile gelen öksürük azalmak ile birlikte devam ediyor.
Ne yapmam lazım kime gitmem lazım bilemedim.!?
Aynı durumları bu kış başı yaşadım,göz muayenesi için hastaneye uğradıktan sonra ,bu grip benzeri yakamızı bırakmayan ,ateşle başlayan aşırı ter ,ve şiddetli mide ağrılarım vardı elimin yüzümün bile terlediği bir ,bir hastalıktı haplar faide sağlamadı,sefolospirin tipi iğne ile düzeldim .günler sonra bile yeşil balgam çıkarıyorum..yastığa başımı koysam adeta ıslık çalar gibi nefes alışverişim vardı..uyutmuyordu..ve doktora aşırı ter var dediğimde tabi şişkosun ondan diyordu ..