TIP FAKÜLTELERİ YAN GELİP YATMA YERİ OLDU

Yazı Fontunu Büyült Yazı Fontunu Küçült Yazı Fontunu Sıfırla
yan gelip yatma

26 Ağustosta yayınlanan Kanun Hükmünde Kararname’ nin (KHK) ertesi günü yayınlanan yazımda Tam Gün Kanunu’ na tam destek verdiğimi bildirmiştim(1).

O yazımda da belirttiğim gibi “öğretim üyelerinin döner sermaye faaliyetleri kapsamında gelir elde edilen faaliyetlerde bulunmayacak ve hiçbir biçimde ek ödeme almayacakları” şeklindeki ifadenin “hasta muayenesi, ameliyat veya diğer tıbbi girişimleri yapabilecekleri fakat bunlardan hiçbir şekilde maddi bir menfaat temin edemeyecekleri” şeklinde anlaşılması gerektiğini yazmıştım:

“KHK’ nin öğretim üyelerinin hastalara dokunmasını yasaklıyor gibi yorumlanması yanlış olacaktır. Böyle bir durumda öğretim üyelerinin üniversiteye girmesi dahi mümkün olmaz; ancak camdan kaş göz işareti ile eğitim ve araştırmalara katılabilirler.”

Meğer ben aldanmışım

Akşam gazetesinde Ercan Sarıkaya’ nın “Hasta kapıda hoca derste” başlıklı haberini okuyunca fena halde yanıldığımı anladım(2).

Haberde fakülte dekanlıkları tarafından muayenehanesi olan öğretim üyelerinin kapısına aşağıdaki duyuru asılmış:

“26 Ağustos 2011’de yürürlüğe girmiş olan 650 sayılı kanun hükmündeki kararname nin 40’ıncı maddesi uyarınca mesai saatleri dışında Yüksek Öğretim Kurumları’ndan başka yerlerde mesleki faaliyetlerde bulunan meslek ve sanatlarını serbest olarak icra eden öğretim üyelerimiz fakültelerimizde döner sermaye faaliyetleri kapsamında gelir elde eden hizmetlerde çalışamamakta sadece eğitim ve araştırma faaliyetlerinde bulunabilmektedirler.”

Sağlık Bakanlığı bence yanlış yapmış

Sonuna kadar bir “tam gün savunucusu” olarak KHK’ nın bu maddesinin çok yanlış olduğunu düşünüyorum. Bu madde sayesinde üniversiteler, muayenehane veya özel hastanede çalışan öğretim üyeleri için -Başbakanımızın kulakları çınlasın- adeta “yan gelip yatma yeri” olmuştur.

Çünkü, bu KHK sayesinde “tam gün parası alan öğretim üyeleri” sadece eğitim ve araştırma (!) faaliyetlerinde bulunabilecek fakültede kendisine başvuran hastaları “Valla ben sana burada bedava bakardım ama kanunlar bunu yasaklıyor” diyerek hastaları “hiç de istemeden(!)” muayenehane veya özel hastaneye yönlendirebilecektir.

Hasta olmadan nasıl eğitim ve araştırma yapılacağını da katiyen anlamış değilim.

Diğer taraftan sadece üniversitede çalışan öğretim üyeleri bu sayede dışarıda da çalışan meslektaşlarının kanunen bakamadığı hastaların muayene ve ameliyatlarını yapabilecekleri için avantajlı gibi görünseler de bu uygulama adil değildir.

Ben olsam ne yapardım?

Ben Tam Gün Kanunu’ nun bu şekilde sulandırılmasına fırsat vermezdim. Hem üniversitede tam gün çalışma hem dışarıda muayenehane veya özel hastane şeklindeki uygulama yanlıştır. Öğretim üyeleri kesin olarak bir seçim yapmak zorundadır.

Bu herhangi bir sebeple mümkün olmadığında ise dışarıda da çalışan öğretim üyelerine bırakın hasta baktırmamayı veya ameliyat yaptırmamayı tam tersine bu kişilerin herhangi bir “maddi karşılık elde etmeden” olabildiği kadar çok hasta bakması veya ameliyat yapmalarını şart koşardım.

Mesela dahiliyeci öğretim üyelerine günde en az 30 hasta muayene etme, cerrahlara ise branşlarına göre ayda en az 20-30 ameliyat yapma mecburiyetini getirirdim.

Ne dersiniz?

KAYNAKLAR

http://www.medimagazin.com.tr/ana-sayfa/tam-gun-yasasi/tr-kucukusta-tam-gune-tam-destek-1-77-37072.html

http://www.medimagazin.com.tr/ana-sayfa/guncel/tr-hasta-kapida-hoca-derste-1-11-37747.html

Yazı için 35 yorum yapılmış:

  1. Dr.A.R (Hekim)01/10/2011 12:42:40

    Öğretim üyelerinin; Prof., Doç. gibi ünvanlarının muayenehane ve tabelalarda ticari amaçlı kullanmalarına bir yasaklama getirilmesi şarttır. Sağlık bakanlığı ve TTB nin bu işin üzerine düşüp akademik hayatın saygınlığını koruması gerekir. Dünyanın hiç bir ülkesinde böyle bir maskaralık yoktur. Akademik ünvan akademik çalışmanın yapılmadığı durumda sona erer

  2. DR KİMBIL (UZM DR)01/10/2011 12:50:09

    SAYIN YAZAR!!! ÜÇ KURUŞA BEŞ KÖFTE NE DEMEK BİLİRMİSİNİZ??

  3. mehmet necmettin kaynar(jinekolog)01/10/2011 13:47:59

    tamamen taraflı subjektif ve otoriter ( hatta faşizan ) bir yazı. esefle kınıyorum. doktor doktorun kurdudur da bu kadar da değil. yazarın amacı siyasi. mesleki değil sağlık bakanlığı veya müşteşarlık veya genel müdürlüğe oynuyor. lütfen yorumumu yayınlayın. ben bu yazıyı okuyunca doktor beyin bırakın doktor olduğunu tam tersi doktor düşmanı olduğunu düşünüyorum. sevgi ve saygılar

  4. azman dr (dr)01/10/2011 13:51:05

    bu yazıya yazan şahıs kim ?. ismini neden vermeden yazmış. şahsiyet şahıs…

  5. Dr Hakan (Öğretim üyesi)01/10/2011 14:11:32

    Dr AR arkadaşım, akademik ünvanların dışarda kullanılıp kullanılmaması hiç önemli değil, ben tabelama operatör de yazarım. Hastalar bizim ne olduğumuzu çok iyi biliyor, tedavi ettiğimiz diğer hastalardan duyuyor. Hasta tabelaya değil kişiye geliyor canım. Yukarıdaki yazıyı kimin yazdığı ve bu değerli fikirlerin kime ait olduğu belirtilmemiş. Ama muayenehanesi olan bir hoca olarak bize üniversitede belli sayıda hasta bakma ve ameliyat yapma zorunluluğu nefis bi uygulama olur, arabın aradığı kırmızı pabuç ya da körün istediği bi göz Allah verdi iki göz deyimleri bu durum için çok uygun olur. Uzun lafın kısası ne yaparsanız yapın bizim başarımızı ve kazancımızı engelleyemezsiniz ha bu kadar diyorum

  6. Dr Hakan (öğretim üyesi)01/10/2011 14:22:20

    AR arkadaşım, madem hekim camiamızı belli bir kalitede tutacağız o zaman siz uzman kardeşlerimize de 5 yılda bir board sınavı yapılarak, uzmanlığın yenilenmesi, başarısız olanların ünvanlarının geri alınması ya da devlet hastanelerinde tayinleri ne kadar düşük puan alırsa o kadar doğudan başlayarak yerleştirmek gibi bir uygulama iyi olur diye düşünüyorum. çünkü görüyorum adam uzman olduğu günden beri eline kitap almıyor, akşam kahvede taş oynuyor ne o ünvan sabit olmaz kardeşim nasıl ki akademik çalışma olmayınca ünvan bitiyorsa, boarddan geçemeyenin de uzmanlığı biter

  7. h.s (öğretim üyesi)01/10/2011 15:03:56

    aynen öyle benim kürsüde 4 kişi çalışıyor kalanı hepsi sabah gelip (?) gerekli eğitimi verdikten sonra(?) asli işleri olan özele abbas yolcu, kimsenin de aralarında ayrılmaya niyeleri yok, tüm iş muaynehanenesi olmayan doç.lerin üzerine..

  8. Hasan Mert (doktor)01/10/2011 15:05:32

    Sayın Sağlık Bakanı bu sorunu kolay yoldan çözebilir.Ama nedense hep yan yollara sapılmaktadır.Yapılması gereken basittir.Öncelikle 1-Devlet hastanecilikten çekilmeli bunu, bu işle uğraşanlara bırakmalıdır.Hastane açılmasındaki kısıtlamar kaldırılmalı,her hastanenin kendi personelini kendisi bulması sağlanmalı (Başarılı olan kalır başaramayan kapanır) 2-Öğretim elemanlarının memur olması kaldırılmalı,sözleşmeli olarak çalıştırılmaları yaşama geçirilmeli Prof. Doç. Yar.Doç gibi ünvanlar kişilerin değil de, üniversitelerin ilgili fakültelerinin olmalı,bu ünvanlar,eğitim işi ve sözleşmesi sona eren eğitimciden geri alınmalı. 3-Bağımsız akreditasyon kurulu oluşturulmalı 4-Mecburi hizmet kaldırılmalı 5-Sağlık eğitimi bağımsız bir kurul tarafından tescil edilmeli. Yani kısacası Sağlık Bakanlığı elini herşeyden çekmeli, sağlık işlerinin normal piyasa şartları ile oluşmasına izin vermeli sadece işleyişte hakem olmalı

  9. Dr. x ( doktor)01/10/2011 15:30:27

    Dr. A. R arkadaşım, doçentlik ünvanı akademik ortamda alınan bir diploma değildir. Anladığım kadarıyla siz devlet hastanesinde uzman olarak öalışıp hasetlikten çatlayan bir hekim olsanız gerek. Ama isterseniz koltukta oturmayı bırakıp siz de yayın yapıp doçentlik sınavına girmeye hak kazanıp daha sonra da teorik sınavdan geçip doçent olma imkanınız var. Özel hastaneden bile doçent olan dünya kadar hekim var. Emekle bileklerinin gücüyle alınan bu ünvanları kullanmayı hak sahiplerinden almayı istemek hasetlikten başka bir şey değildir. Tam güne gelince arkadaşımız yok prof şu kadar ameliyet yapmalıymış yok şu kadar hasta bakmalıymış yok bilmem ne. Sen öğretim üyelerini bakkal çırağı sandın sanırım. Eğer öğretim üyesi bir profösöre 4 bin TL verip siyasi iktidar hastanelerindeki hekimlere 20 bin TL teklif ediyorsan dediklerini istemek de yanlıştır. Proflara hasta bakma yasağı veya az para verilmesinin sebeplerine gelince 1. özellikle büyük üniversitedeki profların yerine siyasi iktidara fikrindeki doçenleri prof olarak atamak için “bak üniversitelerde amaliyat yapılmıyor, hasta bakılmıyor” deyip halka yanına çekerek istediklerini yapmak 2. özel hastanelere prof alıp üzerlerinden para kazanmak. Eğer halkın mutluluğu ise hükümet muayenehanelerle de anlaşsın. Siyasi iktar hastaneleri gibi onlara da 80-120 tl fark alınırken fark almadan bile hasta bakmaya razı bir çok hekim var. Bunlar ali cengiz oyunları. Herkes farkında bunların ….

  10. öğretim üyesi (öğretim üyesi)01/10/2011 15:31:38

    sayın KÜÇÜKUSTA hocam, eski bir öğrenciniz ve tam günü savunan biri olarak beni hayal kırıklığına uğratmaya devam ediyorsunuz. Dahiliyeci olarak günde 30 hasta nasıl bakılacağını anlatır mısınız lütfen ? Size hoca sıfatıyla gelmiş, konuşmak isteyen, çoğu başka yerlerde tatmin olmamış, anlamaya, derdini anlatacak birini dinlemeye muhtaç hastalar gelince nasıl kısa zaman ayırabilirim ? Bir tiroid hastası, göğüs hastası gelince sistemik muayene yapmayı, kalbini, karaciğerini, damarlarını muayene etmeyi öğrettiniz. Sadece şikayet nedeni olan organı değil.Hastayı dinleyin, iyi anamnez alın dediniz. Ben de bu şekilde hasta bakmayı kendime dustur edindim. Öğrencilerime örnek olmaya çalıştım. Yıllar boyu asistanlığımda polikliniklerden hep en geç çıkan oldum. Şimdi de günde hakkıyla 8-10 hasta anca bakabiliyorum. Devamlı hasta konsültasyonu, vizit, ders, pratik, komisyon, konsey toplantıları nedeniyle hasta bakmaya yarım gün kalıyor. Gün içinde pek zamanım olmaz, vakit darlığı nedeniyle odamda çay içilmez, sohbet olmaz. Devamlı kapı, telefon çalar. Kalan bu kısıtlı zamanda 30 hasta nasıl bakılacağını bana izah eder misiniz ? Cerrahpaşa’da öğrenci iken öğrettikleriniz bunlar değildi. Çok üzgün ve kırgınım….. saygılarımla

  11. a.s (dr)01/10/2011 17:37:34

    Yanılıyorsunuz sayın Küçükusta. ben olsam kim ne yönetmelik ve genelge yazarsa yazsın kanun çok açık duruken hiç bir öğretim elemanı hiç bir hastaya el sürmez. Madem kanun türkçe ve madem hasta bakma gelir getirmektedir. kimse el sürmez. taki bir gün gelir hasta ile hastane devlet arasında hiç bir şeklilde fatura para ile ilgi kalmayınca o zaman haklı olabilirsiniz

  12. ali veli (uzm.dr)01/10/2011 18:44:13

    Bu zamana kadarki tüm yorumlarımda tam güne karşı bir okur olarak Dr.A.R. ile aynı fikirdeyim. Prof. Doç gibi akedemik unvanlar sadece üniversitede eğitici olan ve öğrenci yeiştirenlerin kullanabileceği bir ünvan olmalı. Özel Hastanelerde sadece hasta muayene eden Prof. Dr., Doç Dr. ler kimleri yetiştiriyorlarda bu ünvanlarını hala kullanıyorlar. Üniversiteden ayrıldığı an Prof.luk ve Doç.luk ünvanalrını bırakmalılar bence…

  13. Atilla Yılmaz (hekim)01/10/2011 19:03:00

    ne kadar saygısız ve bilgisiz bir insansınız siz. hiç profesörken günde 30 hasta baktınız mı siz. devlet hastanesinde ve özellerde bile hasta sayıları sınırlandırılıyor (mantıklı olan bu). ayrıca araştırmaları kim yapacak ya da dersleri kim verecek küçükusta. ya da neye göre 30. dermatolojinin 30 hastası ile psikiyatrinin 30 hastası bir mi, a be cahil profesör

  14. Adnan Öbek (Uz. Dr.)01/10/2011 19:15:22

    Muayenehanesi olan Akademik Personelin ameliyat yapması yasak değildir… Kasıtlı olarak çarpıtılıyor.. Eğitim hizmeti ve acil durumlarda ameliyatlara sınır yoktur… Sadece kendi adına gelir kaydı yapamaz, döner sermaye alamaz. Ülkemiz bir Hukuk Devleti olsaydı, doktorlar arasında ayrıcalık yapılamaz ve EŞİTLİK PRENSİBİ gereği herkes aynı şartlara tabi olurdu. Ben mesai çıkışı mesleğimi icra edemiyorum… LİMON SATSAM , TAKSİCİLİK yapsam hoş olur mu ? K.H.Kararnamede bunlar yok… Hergün değişen mevzuat, acemiliğin göstergesi…

  15. insaf (öğretim üyesi)01/10/2011 20:15:45

    prof’luk doçentliğin nasıl elde edildiğini bilmeyen, hayatında mektup yazmayı bile zul sayanların SCI (ne olduğu biliyor musunuz!!) gibi indekslere giren 1. isim en az 3 yayın yapmanın ne emekle gerçekleştiridiğini bilemez. ben bu tarz bir yayını planlayıp, yapıp, dergilere yollayıp,istenen düzeltmeleri sağlayıp kabul ettirinceye kadar geçen süre içinde, ilkokul mezunu bir mütehhahid evin karşısındaki boş arsaya 7 katlı binayı dikiverdi. ben yayından 5 kuruş kazanmadım. bir ülkenin prof’larına doçentlerine kafa takmış kişilere ve onları çekemeyip unvanı, muayenehanesi vs hakkında akıl verenlere sevgilerimi sunuyorum!! bu satırların yazarı 55 yaşında emekçi bir aileden gelen istanbul’da tıp okumuş ve uzmanlık,yurt dışı üst uzmanlık yapmış ve 50 yaşına kadar devlet verdiğinle çalışmıştır. o vakte kadar kirada oturmuş ve arabası bile olmamıştır. muayenehane açtığı 50 sinden sonra başını sokacak bir dairesi ve taksitle aldığı bir arabası olmuştur. insaf be insaf!!!

  16. harun yılmaz (uz.dr)01/10/2011 22:10:09

    ne mi deriz… sen kimsinki diyebiliriz mesela. bu ünvanlara gelmiş kişiler herhalde doğru bildiklerini yaparlar. onları oralara getiren siz değilsiniz o nedenlede kaç hasta bakacaklarınıda kaç ameliyat yapacaklarınıda bilirler..kimse haddini aşmasın lütfen

  17. ky (dr)01/10/2011 23:40:24

    ADALET MÜLKÜN(DEVLETİN)TEMELİDİR. Toplumlar, adalet,hukuk, kul hakkı(insan hakları) için devlet kurarlar. Adaletin kaybolduğu ülkelerde devletin yıkılışını seyrederler ve adaleti tesis edecek yeni devletin kuruluşu için omuz verirler. Zulüm yapan devletler, ortadoğuda domino taşı gibi yıkılıyor. Son yıllarda sağlıkta hukuk olduğunu söyleyebilen bir Allah’ın kulu var mı? Doktorların müktesep hakları nasıl çiğnenir? Emekli maaşları hala niye düşüktür? Mecburi hizmet, nöbetler, icaplar niye başka meslekler için yoktur? Bunların karşılığı müktesep haklarını çiğnemek midir? Üniversite doktorlarına muayenehane serbest iken, diğerlerine neden yasak. Eğitim ve araştırma hastanelerindeki hocaların üniversite hocalarından farkı ne? Kimse kimseyi aldatmasın. Adaletin devlet eliyle çiğnenmesi zulümdür. Devlet zulmü önlemek için vardır ya da yoktur. Allah zulmeden hiçbir kimseye ayrıcalık tanımaz

  18. dr silver (uzman dr)01/10/2011 23:22:49

    arkadaslar kıme aıt olamayan bı yazı yuzunden herkes bırbırne gırıyorr bu kafayla bıyere varamayız bakın hoca aıle hekımı uzman hepimiz aynı gemıdeyızzz ve gemıı batıyrrrr bırakın dıddısmeyıı artık yaa allah askınaa….bırlık olma gunudur

  19. tıp doktoru (hekim)02/10/2011 00:34:44

    Tartışılan aslı konudan bağımsız olarak “Dr Hakan (öğretim üyesi)” bey’in dile getirdiği 5 yılda bir board sınavı yapılmasının gerekli ve zorunluluk arzettiğine inanıyorum. Ama burada akademik ünvan (prof, doç. vs), kariyer ayırımı yapılmaksızın tüm tıp fakültesi mezunları bu sınavlara tabii tutulmalı.Başarılı olanların yolu açık olsun, başarısız olanlara 6 ay içinde bir sınav hakkı daha tanınır, yine başaramazsa ünvanı düşürülür. Gerekirse hekimlik ünvanı bile alınır elinden (sağlık memuru, sıhhiyeci vs. yapılır). nasıl başarılı oldukça ünvan yükseliyorsa, başarısız oldukça alçalmalı. Akademik ünvanları hak eden çok sayıda saygın akademisyenimiz olduğu gibi hiç haketmediği halde bu ünvanların üzerine yapıştırıldığı “çakma” doçentler, proflar, klinik şefleri var. Herkesin bildiği gibi ülkemizde “doçentlik alınmaz, verilir”. Maalesef memleketimde doçentlik hakettiği halde verilmeyenler olduğu gibi, değil hekimlik insan bile olamayacaklara şef,doçent, prof ünvanları verilmiş. Doçentlik için; gerekli basit formaliteler hazırlandıktan sonra gerisi eş, dost, akrabalık ve kulis ilişkilerine bakıyor. Liyakat, bilgi pek aranan birşey değil. Board sınavları ile “skandal” olarak ifade edilebilecek hekim hataları ve kahvehanelerdeki yıpranmış okey taşı görünümlü hekim(?)ler azalır, kısaca herkes yerini ve haddini bilir. Hiçkimse haketmediği bir kadroyu ölene kadar işgal edemez. Hiçbir zaman “ne oldum” demez, “ne olacağım” der. Ona göre tedbirini alır. Hatta atama ve tayinler de bu sınavlardaki başarılara göre yapılmalı bence. Saygılarımla

  20. yag mur (dishekimi)02/10/2011 00:45:05

    Sayın Başbakanım, Eğer birgün mevcut sağlık bakanının performansında (!) bir düşüş sezerseniz yenisini bulmakta fazla zorlanmayacaksınız. Prof.Dr. Ahmet Rasim KÜÇÜKUSTA tamda sizin aradığınız kişi. Saygı ile arz ederim

  21. Dr..Celal Sönmez (Uzman hekim)02/10/2011 09:08:53

    Küçükusta hoca.Sen magazin proğramları ve köşe yazarlığından işi zaten doğrultuyorsun.Senin tuzun kuru.Diğer meslektaşlarının ekonomik durumları hakkında da ahkam kesip durursun.Sen acaba hangi aralık, zaman bulupta mesleğini icraa edersin?Yazık ki yazık!!!

  22. Adnan Öbek (Uz. Dr.)02/10/2011 09:18:34

    “İnsaf” rumuzlu kardeşim, Mektup yazmışsınız ama düzeltmeler yapılmamış… Biraz daha uğraşmanız lazım…Herkes sizin gibi gece gündüz çalışmış ve çalışıyor… Öncelikle, kendinizin değil tüm meslekdaşların hak ve hukukunu savunmalısınız…Benim muayenehanem yok…Ama yapılanlar keyfi olduğu için karşı çıkıyorum. Kocaeli Üni. de yıllar önce toplanıp ” uzmanların muayenehaneleri kapatılsın” diye çene yoran sözde akademik personele o zaman ses çıkarabilseydiniz , yazılarınızın samimiyetine inanırdım…Sözde diyorum, zira , NOBELe çok uzaklar… Bize değil, onlara hava atınız… Bizler de isteseydik, çağrıldığımız Üni.lere gider , kariyer yapabilirdik… Saygılar

  23. dr (dr)02/10/2011 09:48:26

    pubmed de kucukusta r yazın bakalım ne göreceksiniz.. asıl yan gelip yatanın bu yazının sahibi olduğu anlaşılacak

  24. Osman D (Doktor)02/10/2011 11:02:21

    Millet olarak her işin suyunu çıkardığımız gibi elhamdülillah muayenehaneciliğin de suyunu çıkardık. Yıllardan beri doktorlarımız ve hocalarımız mesai saatlerinden sonra gitmeleri gereken muayenehanelerine (özellikle hocalarımız) sabah vizitinden veya dersten hemen sonra gidip tüm mesailerini orada geçirmeye başladılar ve işi sonuna kadar suistimal ettiler. Daha geçtiğimiz aylarda İstanbul’da bir çocuk hastalıkları profesörünün muayenehanesine çacuğumu götürdüm. Hoca hafta içi de dahil neredeyse tüm gün oradaydı. Ben 4. ziyaretimde neden sonra anladım ki meğerse hoca İstanbul’da bir üniversitede öğretim üyeliği de yapıyormuş. Tabii bizim resmiyette kurumları-kişileri düzenli denetleme – yaptırım uygulama işimiz düzenli yürümediğinden bu suistimal yıllardan beri halk arasında bir reaksiyon oluşturdu. Şimdi de Sağlık Bakanlığı’nın yaptığı bu reaksiyona cevap vermektir. Arkadaşlar, Lütfen kendinizi boşuna paralamayın, Hiç bir demokratik ülkede böyle bir suistimalin sonsuza kadar gitmesine izin vermezler. Sonunda birileri çıkıp buna bir dur diyecekti. Ha, diyeceksiniz ki bunun yanında dürüst muayenehaneciler de yandı. Ne yapalım ki maalesef öyle oldu. Ama lütfen kendinizi paralamayın. Muayenehane işinin bu ülkedeki özeti budur. Ve bu ülkede oy alan hiç bir siyasi mecra buna ilelebet böyle bir tezgaha onay vermez. Siz kızacaksanız bakan beye değil, yıllardan beri bu suistimalleri yapan, muayenehaneleri yasal sınırları içinde kullanmayan değerli (!!!) hocalarımıza kızın. Saygılarımla

  25. Ö.T (Uz. Dr.)02/10/2011 11:13:24

    Sayın Mehmet Bey isminize ait herhangi bir yayın yada üst ihtisaslı bir uzman prof göremedim. Bugün 1500 tl kazanan hiçbir prof. yoktur. Kazanç demek sadece maaş demek değildir,ele geçen topyekün paradır. Benimde bildiğim maaşı 2000 tl olup 15-20000 kazanan kişiler var,sorsan maaş 2000 ama bankaya yatan 15000. Yazıları yazarken biraz dürüst ve inandırıcı olmak lazım.Bugün en çok olan kazancı düşük belli grup uzmanlara olmaktadır. Artık uzman doktor sayısınında giderek arttığını düşünürsek bu mağduriyet artacaktır

  26. ayşe s. (sağlık çalışanı)02/10/2011 12:10:481.

    1. Biliyorsunuz, eli-kolu güçlü bazı öğretim üyelerinin uğraşması ve Tabip Odaları’nın alet olması sonucunda, CHP’ye, “sadece üniversiteler için” Anayasa Mahkemesi başvurusu yaptırılmış ve GERÇEK TAM GÜN YASASI ( yani ya kamu, ya özel diyen) “sadece üniversiteler için” şimdiki komedi hali ile modifiye edilmek zorunda kalınmıştır. bU KONUDA BAKANLIK ÇARESİZ BIRAKILMIŞTIR. 2. Sizin dediğiniz gibi, istifa etmeyip, aynı zamanda özel de çalışmaya devam eden öğretim üyelerine, “hiç performans vermeden” hastanede ameliyat yaptırmak veya hasta baktırmak söz konusu olamaz. “Performans verilse” ve normal diğerleri gibi hasta baksalar, zaten özele hasta yönlendirmesinin önüne geçilememiş olur, işe yaramaz. “Performans verilmeden” hasta baktırılsa, yine özele yönlendirme engellenemez. 3. Peki, şimdi özele yönlendirilmiyor mu? Tabii ki yönlendiriliyor. a) Paralı hasta grubu tümüyle özele yönlendiriliyor; yine tetkikler, vb üniversitede asistan ve uzmanlar kanalı ile yaptırılıyor. b) Parasız bir grup hasta da özel yönlendiriliyor. Bunlar, hastalıklarına sadece o öğretim üyesinin derman bulacağına inandırılmış zavallı,çaresiz halk kesimidir ki, borç harç yine de özelde o öğretim üyesine gitmeye çalışacaklardır. Özellikle son günlerde tümünün hastanede hasta bakmayan gruba girdiğine işaret edilen ONKOLOJİ ile uğraşan öğretim üyeleri gibi!!! Çok trajik ama gerçek! ( daha önce bu zavallı hastalar yine bu öğretim üyelerine özelde bulup buşuşturup para veriyorlardı, tedavileri üniversitede düzenleniyordu, şimdi anlaşılan bu zorlaştı) c) Cerrah olmayan öğretim üyeleri, zaten yine özelde bakıp 300-500 lira aldıkları hastaların binlerce liralık tetkiklerini, elleri onlara mahkum olan asistan ve uzmanlar kanalı ile üniversite hastanesinde yaptırıyorlar. Bu kişiler için, taktik biraz değişti; ama üniversite kanalı ile elde ettikleri rant asla azalmadı. 4. Bu şartlarda, DÜRÜST öğretim üyesinin, ya derhal a) 2 yıl ücretsiz izin alması ve bu sürede kararını vermesi veya b) İstifa etmesi gerekmektedir. Ama, anlaşılan odur ki, bu kişilerin birçoğu her iki yolu da seçmeden, hastanede boş oturma yolunu, yukarda anlattığım nedenlerle, tercih etmektedirler. 5. TAM GÜN’ ü üniversitelerde olması gerektiği gibi uygulayabilmenin tek yolu, ÜNİVERSİTE HASTANELERİNİ VE BURADA ÇALIŞANLARIN ÇALIŞMA ŞEKLİNİ DİREKT SAĞLIK BAKANLIĞI’NA BAĞLAMAK ( bu durumda, kamu hastanelerindeki sistem geçerli olacaktır) , AMA EĞİTİM VE ARAŞTIRMA FAALİYETLERİNİ ÜNİVERSİTE BÜNYESİNDE BIRAKMAK; AYRICA, GELİŞMİŞ ÜLKELERDE OLDUĞU GİBİ, ARAŞTIRMA ENSTİTÜLERİNİ KESİNLİKLE NETLEŞTİRİP AYIRMAK; ÇOK YAKIN GELECEKTE DE, GELİŞMİŞ ÜLKELERDEKİ, GİBİ, ÖĞRETİM ÜYELERİNİ, ARAŞTIRMACI, EĞİTİMCİ VE KLİNİSYEN OLARAK AYIRMAK, VE BİR MİKTAR KARİYER FARKI DIŞINDA VERİLEN ÜCRETLERİ BİRBİRİNE ÇOK YAKIN TUTMAKTIR. TÜCCAR OLMAK İSTEYEN, BİRÇOK TÜCCARDAN BİLE ÇOK PARA KAZANMAK İSTEYENLER, ( ÖRNEKLERİ ÇOK) TÜM MAGAZİN KANALLARINA ÇIKABİLİR, TV Yİ SONUNA KADAR KULLANABİLİR, AT BİNERKEN, TÜPLE DALARKEN RESİM ÇEKTİREBİLİR, FORBES LİSTESİNE GİREBİLİR, UÇUK WEB KANALLARI OLŞTURABİLİR, SOSYAL MEDİA DENİLEN ŞEYİ TÜM HÜCRELERİNE KADAR KULLANABİLİR, AKAPUNKTUR İLE FERRARİ, MERCEDES, UÇAKLAR ALACAK GELİR ELDE EDEBİLİR, FELÇLİLERİ İYİLEŞTİRDİĞİNİ İDDİA EDEBİLİR, TÜP BEBEK İÇİN HASTA YÖNLENDİRME ZİNCİRLERİ KURABİLİR,,VS VS. PARA KAZANMANIN YOLU, BU KİŞİLER İÇİN, HEKİMLİK YAPMAK VEYA AKADEMİSYENLİK YAPMAK DEĞİLDİR. HEKİMLİK VEYA AKADEMİSYENLİK YAFTASI, SADECE YUKARDA ANLATTIĞIM ŞEYLERİ YAPABİLMEYE YASAL HAK KAZANMA YOLUDUR. BU KİŞİLERİN ÜNİVERSİTEYE İHTİYACI DA ZATEN YOKTUR. Saygılarımla

  27. Uzm Dr – 01.10.2011 10:15

    Sn Hocam
    Yazınız medimagazinde yayınlanınca şu kısmı çok tepki çekecek haberiniz olsun. Şimdiye kadarki görüşlerinizi destekliyordum ama bu kısımda şüpheliyim. Bu işler zoraki olmamalı.
    “Bu herhangi bir sebeple mümkün olmadığında ise dışarıda da çalışan öğretim üyelerine bırakın hasta baktırmamayı veya ameliyat yaptırmamayı tam tersine bu kişilerin herhangi bir “maddi karşılık elde etmeden” olabildiği kadar çok hasta bakması veya ameliyat yapmalarını şart koşardım.”

  28. bilader – 01.10.2011 15:41

    memlekette milyonlarca işsiz varken ve doktor başına hasta 100.000 lere dayanmışken üniversiteler bırakın yan gelip yatma yeri olmasını daha çok doktor yetiştirme adına eğitimi gün boyu ve bir kaç ayrı tıp fakültesi şeklinde çalıştır ve istediği kadar da para ver..
    bu memlekette en çok parayı DOKTORLAR ALDIĞI HALDE adamlar bir türlü paraya doymadı..
    ve hastayı görünce MERKEZ BANKASI ŞUBESİ GÖRMÜŞ GİBİ BAKIYORLAR..
    ve hastalar sabah 06:00 lardan akşam 20:00 lere kadar hastanelerde ve özellikle TIUP FAKÜLTELERİNDE SÜRÜNÜYORLAr..
    Doktor bir tahlil yada film istemiş ..
    belki hastayı yada yakınını görmesine bile gerek olmadan TEDAVİSİ VERMELİ ve HASTALARA YAPILAN GAVUR EZİYETİ SON BULMALIDIR..
    hele fakülte hastanelerinde bölüm sekreterlerinin kayıt yapmaları KAPLUMBAĞANIN MARATON KOŞMASI GİBİDİR..
    Bilgi çağında DMO dan kalma dolaplarda saatlerce hasta dosyası aranır ve diğer hastalar ayakta sekretere bildikleri tüm duaları okurlar..
    ÖZELLİKLE TIP FAKÜLTELERİ YENİDEN YAPILANDIRILMALI ve BİLGİSAYAR ÇAĞINA AYAK UYDURAMAYAN YERLER çağa ayak uydurması sağlanmalıdır..
    ve bir tahli,l sonucu içinb insanlar birbirini yememeli doktorlar yada hocalar bir çok işlemi hasta olmadan değerlendirebilmesinin DÜZENLENMESİ ŞARTTIR.

  29. zerdegüm narinoğlu – 01.10.2011 18:20

    aynen katılıyorum ya kamu ya da özel ikiisi aynı anda olmaz…

  30. fuat ulusinan – 01.10.2011 18:41

    doktorluk ve öğretmenlik ticaret için yapılmadığı zaman her şey düzelir……

  31. mehmet necmettin kaynar (jinekolog)02/10/2011 19:35:59

    sayın profesör yorum yapan bir arkadaşın dediğini yaptım ve pubmed’te arama yaptım. sadece ayçiçeği poleni allerjisi ile ilgili türk ve dünya tıbbına ışık tutan bir makale buldum. sayın profesörde 6 isimli makalede 5. sırada. sayın profesör lütfen siz yan gelip yatın çünkü çok çalışmışsınız!. allah tıp fakültesi öğrencilerini sizin gibi çok çalışan bilim adamlarından korusun. amin.

    google-ara pubmed- ara kucukusta sonuç:
    Allergy. 2002 Jan;57(1):35-9.
    Sensitization to sunflower pollen and lung functions in sunflower processing workers.
    Atis S, Tutluoglu B, Sahin K, Yaman M, Küçükusta AR, Oktay I.
    SourceDepartment of Chest Disease, Mersin University, Faculty of Medicine, Turkey.

  32. dr (dr)02/10/2011 20:58:10

    Bu hukuksuzluk ve adaletsizlik elbet birgün son bulacaktır. üzücü olan bunu adında taşıyan bir parti tarafından yapılması. hangi hakla üniversitede ki dr muayene açabilirken devlet hastenesindeki açamıyor. Anayasa mahkemesi devletteki drlarında muayene açabileceğini belirtti. bu KHK anayasa aykırı ve bunu çıkaranlar suçlu değil mi?. burası muz cumhuriyeti mi?özel hastenelere ucuz dr bulmak için yaptıklerı bu zulüm yeter artık. Sevgili meslektaşlarım bu kadar saf olmayalım gerçekleri görelim artık…….

  33. Dr.T (uzm.dr)02/10/2011 23:07:12

    Sayın Ayşe hanım, Dr.Ö.T, Dr.Osman bey,
    Söylediklerinizde haklısınız. Ama büyük bir eksikğiniz var.
    Elbette mevcut düzen yanlıştır, elbette üniversiteler çiftlik, elbette akademik titrler ticari ünvanlara dönüşmüştür. Bir tasfiye, bir düzenleme yapılması, bu sektörün ıslah edilmesi gerekmektedir.
    Ama size el insaf diyorum. Doktor camiasının zaten %90, hatta daha fazla onay verdiği bu düzenlemeler böyle mi yapılır. Bu yazıları yazarken hiç mi vicdanınız sızlamıyor. Sayın bakanınız artık doktorlar çocuklarını özel okullardan alsın derken ona hak mı veriyorsunuz. Doktorun eli vatandaşın cebinden çekilecektir derken alkış mı tutuyorsunuz. Bu kadar nazik bir iş natikacı dükkanına giren fil gibi mi yapılır. Bütün bu problemleri yaratan doktorlar mıdır? Doktorlar ayda 3-5000 tl ye mahkum edilince sistem düzelecek midir? Sorun doktorların aldığı ücretlerde midir ki bakanın ilk aklına gelen bunu kısmak, doktora çocuğu üzerinden mesaj vermek olmuştur. Sorun doktorun onuru, prestijimidir ki doktorlar hırsız olarak lanse edilip hedef gösterilmiştir.
    Siz bunları yazdığınız anda adanada orbita fraktürü geçiren doktor hanımın da orbita tabanından bir parça sökmüş oluyorsunuz. O doktor mu çocuğunu özel okula gönderemeyecek? Bu memlekette çocuğunu özel okula göndermeyi o doktor hanımdan daha çok hak edecek bana bir kişi gösterebilir misiniz???
    gidiş kötüdür. bu gidiş bu gün devlette uzman bulunamamasının çok ötesinde, yakın gelecekte ortaya yapısal bozukluklar çıkaracak, doktorluk ülkemizde tercih edilmeyen, bir meslek, doktorlar mesai sonrası kahvehanede okey oynayan, dünyadan bihaber, eğitimleri düşük bir meslek grubu haline gelecekler.
    lütfen bir şey yazarken iki kere düşünün

  34. hasan ulusoy dedi ki:

    bence yazar haklı.doktorlar ya kumadu yada özel çalışmalı.kamuda çalışanlar mesai saatleri dışında başka yerde çalışırlarsa, kamuyu bir yönlerdirme aracı olarak kullanırlar zaten böylede yapıyorlar. doktor ya kumu yada özel olmalı.

  35. a.ç dedi ki:

    YORUMLARA BAKILIRSA BİRİLERİNİN YARASINA BASILMIŞ. HOCA HAKLI CAMİANIN İÇİNDEN BİRİ OLARAK YAŞADIĞIM ŞAHİT OLDUĞUM BİRÇOK OLAY VE KİŞİ ŞUNU GÖSTERİYOR. ÜNİVERSİTELERDE ARAŞTIRMA YAPILMIYOR,AMERİKADA BULUNAN BİR BİR BULUŞU TÜRKİYE DE DENİYORLAR ŞİMDİYE KADAR YAPILAN BU.
    ŞU ANDA BAZI PROF. LAR POLİKLİNİKLERDE HASTA ALDIRMIYOR BAZILARIDA PERFORMANSI YÜKSEK ALMAK İÇİN ASİSTANIN BAKTIĞI HASTAYA KENDİ ADINI YAZDIRIYOR
    TÜM BUNLARIN SEBEBİ PARA O ŞUKADAR ALIYOR BEN NİYE ALMIYAYIM BUNUN KAVGASI.
    ÇÖZÜM TAM GÜN ÇALIŞILSIN AYNI ÜCRETİ ALSINLAR İSTEYEN İSTEYEN MESAİDEN SONRA MUAYENEHANESİNE GİTSİN.

Siz de yorumunuzu paylaşın: