NE DEMİŞTİN NİÇİN CAYDIN SÖZÜNDEN?
Habertürk’ te 17 Kasım 2010 tarihinde Gündem programında Ece Üner ile Prof. Dr. Bingür Sönmez’ in (BS) sohbetinden bir bölümü aşağıda okuyabilirsiniz.
…
HABERTÜRK: Hemen sorayım, kurban bayramı, çok fazla et tüketiyoruz, et tüketmeyi çok seven bir toplumuz ama kalp damar sağlığına etin zararı var mıdır? Varsa ne kadar tüketmek gerekir?
BS: İnsanlar bildiğimiz düzeyde beslenmeye 2.5 milyon yıl önce başlamışlar. Ondan önce böcekler falan var biliyorsunuz. O dönemde 2,5 milyon yıldır insanlar avcılık toplumunda avlanıyorlar, av hayvanının her şeyini yiyorlar, beraberinde meyve yiyorlar, kabuklu yiyecekler yiyorlar. Bu bizim yapımız. Biz etobur canlılarız.
Ama 10 bin sene önce yerleşik topluma geçiliyor. Avcılık toplumu bitiyor ve tarım toplumu başlıyor. Yerleşik düzen oluyor. İnsanların felaketi o gün başlıyor.
Buğday ile karbonhidrat ile ve şeker ile tanışıyoruz ve vücudumuzda insülin hormonu salgılanmaya başlıyor bu yediklerimize karşılık. İnsülin adrenalin kadar zararlı bir hormon. İçyapıda olan, dengesini ayarlayamadığımız bir hormon.
Bu karbonhidrat ve şekeri aldığımız zaman insülin salgılanması çok fazla oluyor, kanda sürekli insülin kalıyor, insülin gidiyor damarlarınızda ciddi tahribat yapıyor.
Yıllarca insanları kolesterole yönlendirdik ve kolesterol, kolesterol hep kolesterol gösterdik ama bugün biliyoruz ki gerçek düşman kolesterol değil, karbonhidratlar ve şekerdir. Hele 250 yıl önce endüstri devrimi sonucunda rafine şeker ile tanıştığımızda asıl felaketimiz o zaman başladı. Son yıllardaki mısır şurubu şerbeti de üstüne tuz biber ekti.
HABERTÜRK: Kolesterol demişken özellikle Türkleri çok mutlu edecek bir müjdeniz var retoks. Retoks galiba sizinde mimarı olduğunuz bir sözcük. Biraz onu açalım ki ne tüketecekler? Nasıl tüketecekler.
BS: İnsanlara onu yemeyin, bunu yemeyin dedik. Kolesterol, kolesterol, kolesterol insanları bunalttık. Fakat insanların biyoloji dengesini bozduk. Kolesterol bir yapı taşı.
Bir insan diyorsa ki size benim şekerim var, aslında herkesin bir şeker var. Bir sınırı var bunun. Bunun üstü patolojik. Benim kolesterolüm var, kolesterol de aynı şekilde. Kolesterolsüz yaşam yok. Hormonlarımız, kemiklerimizin iyileşmesi, beynimiz, görmemiz her şeyimiz kolesterole bağlı aslında.
Kolesterol olmayınca ne oldu? İnsanlar erken Alzheimer olmaya başladı, erken yaşlanma, cinsel yetersizlikler, erken menopoz bunlar hep kolesterol eksikliğinden başladı.
Abartılmış şekilde yapılan kolesterol diyetleri gerçekten sağlığımızı tehdit ediyor. Görüş dengemiz bozuldu. Omega 3, Omega 6 dengemiz bozuldu. Bu nedenle ben diyorum ki, taş devrindeki gibi beslenelim, taş devrindeki gibi et yiyelim ama taş devrindeki insanlar 30 km önce yol yürüyorlardı. Onun için taş devri diyetini ayda 2 defa uygulayalım. Bunun adına retoks ditelim yani toksinleri alalım, ziyanı yok o toksinler sizin sağlığınızı etkilemeyecektir.
Bir kere kırmızı eti affettik, kırmızı eti rahatlıkla yiyebiliriz. Özellikle çok yağlı olmamak şartı ile kırmızı eti rahatlıkla yiyebilirsiniz.
Kurban bayramında gelin milat olsun, daha önce yumurtadan özür dilediğimiz gibi kırmızı etten de özür dileyelim. Kırmızı eti rahatlıkla yesinler. Bir işkembe çorbasını, bir adana kebabı çok rahatlıkla ayda iki kere yesinler.
HABERTÜRK: Hocam ikramiye gibi oldu bu.
BS: Birçok meslektaşım bana karşı çıkacaklar. Buradaki olay da yumurta benzeri. Ben yumurtada bir şey keşfetmedim, 1990 yılından sonra çok ciddi yayınlar çıkmıştır, haftada 2- 3 defa yumurta yiyebilirsiniz diye. 2000 yılından beri de biliyoruz ki günaşırı 1 yumurta, hatta günde 1 tane yenilebilir.
Ben bir bilim adamı olarak bunu bilimsel yayınlardan çıkarıp, halkımıza anons ettim. Önce karşı çıkan oldu, sonra bütün bilim adamları kabul etti ki günaşırı 1 yumurta yenebilir.
Şimdi aynı şeyi ette yaşayacağız, bu konuda yazılı kitaplar var. Bu kitap çok değerli bir kitap. Profesör Doktor Ahmet Aydın hocamızın yazdığı 8- 9 baskı yaptığı taş devri diyeti. 1930 yılından beri taş devri diyeti konuşuluyor.
Bu konuda çıkan çok güzel yabancı yayınlar var. Hocamız bu konuda araştırma yapan Profesör Ahmet Rasim Küçükusta gibi çok değerli bilim adamları da yaklaşık 10 yıldır bu konuyu konuşuyor ama seslerini duyuramıyor.
…
HABERTÜRK: Hocam, doğru bilinen yanlışları çok seviyoruz biz. “Sigarayı bıraktı kalp krizi geçirdi” deniliyor. “Çok sıkı bir diyet uyguladı o yüzden kalp krizi geçirdi” deniliyor ve bu son günlerde çok duyulan bir şey. Doğru mu bunlar.
Hakikaten sigarayı bir anda bırakınca kalp krizi riskimi artmış oluyor. Aynı şekilde diyet.
BS: Doğru bildiğimiz yanlışlardan birisi bir defa kolesterol, çok büyük bir yanlış. Gördük ki özellikle son zamanlarda çıkan bazı kolesterol düşürücü ilaçlar çok fazla düşürünce Amerika’da bazı ilaçlar piyasadan toplandı.
Gördük ki çok düşük kolesterol o kadar iyi değil. Benim ameliyat ettiğim hastaların yüzde 50’sinden fazlasının kolesterolü normal. Kan yağları normal. O ince büyüyü tam çözebilmiş değiliz. Ayrıca çok düşük kolesterol kanser nedeni. Onun için normal sınırının altına düşürmemeliyiz. Şeker gibi. Şekerinizi 60’a düşürürseniz hipoglisemiye girersiniz, kolesterol de çok düşük olunca hem hormonlarımız bozuluyor, hem metabolizmamız bozuluyor. O bahsettiğim Alzheimer, görme bozuklukları, psikolojik bozukluklar, kısırlık, cinsel güçsüzlük, hastalıklar ortaya çıkıyor. Her şey normalinde olmalı.
KAYNAK
Sohbetinin tamamını aşağıdaki bağlantıdan hem okuyabilir hem de seyredebilirsiniz.
http://www.turklider.org/TR/EditModule.aspx?TabId=251&mid=1482&ItemId=17666
Önce imlâ yanlışını düzeltelim. Meslektaş değil meslekdaş (Nasıl ki arkataş değil arkadaş,yantaş değil yandaş, yoltaş değil yoldaş yazıyorsak)
Türk milleti çok değil bilakis çok az et yiyor. Büyüme çağındakiler, gebe ve emzikli kadınlar günde kg. başına 1,5 gr. erişkinler 1 gr. protein almalıdırlar. Yağsız dana etinin %22’si protein olduğuna göre ne kadar et yenmesi gerektiğini hesaplayın.
Eskimolarda sadece hayvansal besinler almalarına rağmen neden damar sertliği yok. Çünkü alkol, sigara ve şeker yok. Fakat onların şehirlerde yerleşip alkol, sigara ve şekerle tanışan çocuklarında ve torunlarında damar sertliği, beyaz adamdaki ile aynı oranda. Kolesterol ilacı satmak isteyenler bu gerçekleri görmezden geliyorlar.
Uzm Dr – 22.12.2011 09:09
Ben de Prof Dr Bingür Sönmezin “milleti kolesterol manyağı yaptık” dediğini hatırlıyorum. Ama bunu kolesterolü tamamen inkar eder bir şekilde düşündüğü için söylediğini sanmıyorum. Bir hekim olarak ben de kolesterolün abartıldığını düşünüyorum. Öyleki artık milletin her nasıl olmuşşsa sanki ruhuna işlenmiş. 20 yaşındaki birisi başı dönse kolesterolüme baktırmaya geldim diyor. Bu ihtiyaca nereden kapılıyor bilmiyorum. Herhalde basın ve TV ler iyice abartıyor
acemi doktor – 23.12.2011 13:07
BİR TARAFTA KOLESTROL İLAÇLARINI SAVUNAN”İLAÇ SANAYİCİSİ TEMSİLCİLERİ”,DİĞER TARAFTA HALKIN VE HASTALARIN YANINDA YER ALAN DÜRÜST HOCALARIMIZ..BU DURUMUN BAŞKA TARİFİ YOKTUR..HA UNUTMADAN,KARA ÇANTALI”LÖBRAZANT”!BİZİM 132 EKRAN PLAZMA TV VE AMERİKA SEYAHATİ BİLETLERİ GELDİ Mİ?”HAH.HAH.HAAAAAAA…