HABERİNİZ OLSUN
ETİBBA DİYOR Kİ
DERDİME BİR ÇARE
TABİBAN-I CİHAN İÇÜN
BENİM ŞARKILARIM
ALTERNATİF TIP ŞARLATANLARINA DA MODERN TIP ŞAKLABANLARINA DA HAYIR!
Prof. Dr. Şükrü Hatun, “Abartılı hekimlik ve şarlatanlığa dur demenin zamanı gelmedi mi?” başlıklı yazısında benim de üzerinde çok sık önemle durduğum bir mevzuyu dile getiriyor (1).
İnsanların modern tıp dışı tedavilere sadece bizde değil dünyanın tüm gelişmiş ülkelerinde büyük bir ilgi duymasının suçlusu bizzat modern tıbbın kendisidir.
Neredeyse tamamen endüstrinin tahakkümü altına girmiş olan modern tıbbın gelip geçici şikayetleri “ömür boyu ilaç kullanılması gereken hastalıklar” haline çevirmesi…
basit hayat tarzı düzenlemeleri ile önlenebilecek ve hatta tedavi edilebilecek hastalıklar için “ilaç dayatması”…
insanlara ömürleri boyunca hiçbir problem yaratmayacak hastalıkları güya “erken teşhis ederek” bunları tedaviye kalkışması (overdiagnosis ve overtreatment)…
“önleyici ve koruyucu tıbbın” neredeyse tamamen ihmal edilmesi veya hastalıkları önlemenin veya korunmanın sadece ilaçlarla veya aşılarla mümkün olduğunun dayatılması…
tıbbın bir bilim olmaktan ziyade “sanat” olduğunun unutulması…
ilaç ve aşıların tıbbi uygulama olmaktan ziyade “ticari ürün” vasfını kazanması…
her yeni ilaç veya aşının “mucize” diye sunulması…
tıbbın “ticarileşmesi“, insanların “hasta değil tüketici” olarak görülmesi…
ve daha neler neler!
Modern tıbbın tavsiye ve uyarılarına uyulması hastalıkları azaltmamış, artırmıştır.
Bunun en iyi örneği de yazarın uzmanlık alanı olan obezite ve diyabettir.
Bu hastalıkların son 10 senede yüzde 100 artmasında modern tıbbın yani Endokrinoloji ve Metabolizma Derneği’ nin de suçu vardır.
Modern tıp endüstrinin kucağından inmedikçe ve aklını başına almadıkça da insanlar haklı olarak çareyi “alternatif tıpta” arayacaktır.
Gelelim neticeye
İnsanların otla-çöple-sapla-samanla kandırılmasına da…
Gereksiz ilaç ve aşılarla aldatılmasına da…
Alternatif tıbbın şarlatanlarına da modern tıbbın şaklabanlarına da hayır!
Kimi insanları ilaç ve aşı ile kimi ot ve çöple aldatıyor.
Vatandaş uyanık değilse, kimin doğruyu söylediğini anlamıyorsa ilaca aşıya da ota çöpe de müstahaktır.
Oğlum 1 yaşındaydı. Öksürük şikayeti ile Esenyurt devlet hastanesine başvurduk. Uzman Dr. Hanımefendi “bu çocuk zaten sarı bunlarda astım çok olur” dedikten sonra 1dk ciğerlerini dinledi ve astım bronşit teşhisi ile 6 aylık ilaç tedavisi reçete etti. 1 Ay sonraya da kontrol verdi. Beynimden vurulmuşa döndüm. Mümkün olduğunca ilaç kullanmadan büyütmek istiyordum oğlumu. Şimdi ne olacaktı. 6 Ay kesintisiz ilaç. Tam bir facia. Neyse ilaçları almadan önce başka bir uzman doktora gittik. 15Dk genel muayene ve 2 dk ciğer dinlemesi yaptı ve “birşeyi yok, şurup tavsiye etmem, bir haftaya kendiliğinden geçer” dedi. Dünyalar benim oldu tabi. Utanmasam sarılacağım adama. Ben önceki doktoru BİMER’e şikayet ettim. Sonuç hiç, yanlış teşhisle 6 aylık ağır ilaç tedavisiyle 1 yaşındaki oğlumun sağlığını bozacak tedavi veren doktor bir uyarı bile almadı. Süslü uzman DR diploması ile çocuklara kamyonla ilaç yazmaya devam ettiğine eminim. Yazık.
İnsanlar hakikaten çöok zor durumdalar fakat doktorların durumu da iyi olmadığı muhakkak. Hem ağır bir iş yükü hem stres hem hastalardan gelen mantıklı veya mantıksız istekler talepler. onlar ne yapsn diye düşünmüyor değilim zira hem her gün okumaları lazım bilgiyi takip etmeleri lazım neyse Allah yardımcıları olsun
YANLIŞ HESAP BAĞDATTAN DÖNER
Erişkin diyabetli sayısı 1990’da 1 milyon. Kaynak :
TKD Arşiv 2000; 28: 20-26. Yazinın başlığı : Koroner Kalp Hastalığı riskini yükselten diyabet hızla artıyor.
Diyabet, 1990 da 1 milyon iken şimdi 12 milyon olursa kaç kat artmış olur? Nedense herkes son 10 yılı mukayese ediyor. Türkiyeyi diyabet etme savaşının başlangıç tarihi 1990. Herkes hesabını buna göre yapsın. Bu gerçeği bilmeden oynanan oyunu göremez, diyabetle savaşamazsınız.
Kimi insanları ilaç ve aşı ile kimi ot ve çöple aldatıyor.
Vatandaş uyanık değilse, kimin doğruyu söylediğini anlamıyorsa ilaca aşıya da ota çöpe de müstahaktır.
Sağlık sistemi tamamen ticari oldu.Önce biraz anlaşılmasın diye uyduruk kelimeler ile illüzyon yapılıyor sonra paranı gönüllerince istiyorlar. Nereden tespit edildiği belli olmayan 2 sayıyı sınır kabul edip hastasın veya değilsin deniyor. Sözün özü tıp sektörü, ilaç şirketleri doktorlar vasıtası ile sağlık sistemini/devleti/özel sigortaları/vatandaşı soyuyor. Hangi doktor yazdığı ilacın içeriğini biliyor? Bilemez. Mümkün değil. Moda olanı, dayatılanı yazıp geçiyor. Doktorların iş yükü fazla, psikolojileri bozuk diye işi hafifletmeyin. Bu yolla doktor döven psikolojisi bozuk adamları da aklamış olursunuz. Saygılarımla.