HABERİNİZ OLSUN
ETİBBA DİYOR Kİ
DERDİME BİR ÇARE
TABİBAN-I CİHAN İÇÜN
BENİM ŞARKILARIM
FAST FOOD TIP’ TAN UZAK DURUN
Modern tıp artık “fast food tıbbı” olarak adlandırılıyor.
Fast food denince akla ilk gelen isim olduğu için buna “McDonalds tıbbı” diyenler de var.
Gerçekten de modern tıp ile fast food endüstrisi arasında birçok büyük benzerlikler var.
Bir kere her ikisinde işler “fast” yani “çabuk” yürüyor.
Fast food’ un hazırlanmasının da yenmesinin de çok çabuk olması gibi modern tıp da ondan farklı değil.
Bir muayenede hastaya ayrılan süre bir fast food’ un hazırlanma ve yenme süresi kadar yani üç-beş dakika.
Fastfood nasıl “el değmeden” hazırlanıyorsa modern tıpta da artık hasta el değmeden kan tahlilleri, röntgenler ve diğer tıbbi tetkiklerle muayene ediliyor.
Fast food nasıl ayakta çarçabuk yeniyorsa artık muayene için hastanın soyunması yatması gerekmiyor, işler ayaküstü hallediliyor.
Fast food’ un karnı doyurup “beslememesi” gibi modern tıp da sadece muayene olmuş hissi yaratıyor, dertlere derman olamıyor.
Fast food’ un “bağımlılık” yaratması gibi modern tıp da bağımlığa yol açıyor, turnikeye giren artık bir daha oradan çıkamıyor.
Fast food restorandan çıkanların da hastaneden çıkanların da ellerinde büyük bir çanta oluyor.
Birinde hamburger, patates, kola, oyuncak diğerinde tomografi, anjiyo, tahliller var.
Her mahallede devasa bir fast food restoran olması gibi artık her mahallede devasa hastaneler de var.
Fast food için de kuyruğa giriliyor muayene için de.
Fast food restoranların da getirisi yüksek hastanelerin de.
Her ikisinde de düşük ücretle çalışmayı kabul eden, daha az eğitimli ama verimliliği yüksek elemanlar çalıştırılıyor.
Kazanan çalışanlar değil fast food restoranlarının ve hastanelerin sahibi oluyor.
Fast food zincirleri gibi “hastane zincirleri” de var.
Gelelim neticeye
Her ikisi de fabrika gibi çalışıyor.
Her ikisi de sahiplerine çok kazandırıyor, çalışanlarına ve tüketicilerine kaybettiriyor.
Fast food da hasta ediyor fast food tıp da.
Fast food’ tan da uzak durun fast food tıp’ tan da.
Kaynak: http://archneur.jamanetwork.com/article.aspx?articleid=2469513
Benzerlikleri çok iyi yakalamışsınız hocam tebrikler.
Hayatmızın neresi fast food değil ki?
Muhteşem bir yazı sanki Yılmaz Özdil’in kaleminden çıkmış gibi. Bu arada gözlüksüz haliniz de ona çok benziyor