​KENDİ SATTIĞI İLAÇLARI İÇİP KURTULSAYDI YA

Yazı Fontunu Büyült Yazı Fontunu Küçült Yazı Fontunu Sıfırla
kasa fişi

Yeni Birlik gazetesinde Alican Değer‘ in köşesinden:

Kaç insanı kandırdı. Bitkisel ilaç maskesi altında bir sürü hastalığa çare bulduğunu iddia ediyordu. Abuk subuk ne bulduysa sattı. Kansere iyi geldiğini iddia etti sattı, iktidarsızlığa, kelliğe, ağrılara aklınıza ne gelirse, her derdin dermanının kendisinde olduğunu iddia etti sattı.

Adının başında kullandığı unvan  “Doktor”du. Ama doçentliğinin sahtecilikten geri alındığı, doktorluk yapmaktan men edildiği ortaya çıktı. 

İşte herkese her derde deva bitkisel ilaçlar satan kansere çare bulduğunu söyleyen Doktor Ömer Coşkun. Hayatını kaybetti. Böbrek yetmezliğinden. Üstelik öldüğü yer ise tedavi gördüğü Amerika dönüşü kaldırıldığı hastanede idi.

Ölmüş bir insanın arkasından kötü şeyler yazmak ne derece doğru bilemiyorum. Ama halk sağlığı açısından mutlaka anlatılması gerekiyor. En azından bu tür “sihirli karışımlar” satanlara bir kişi daha az inansa, bir kişinin hayatı kurtulur.

Ömer Coşkun’un yönettiği 3-4 televizyon kanalı vardı. Muhtemelen bu kanalların bir kaçının sahibi, birkaçının ise işletmecisi idi. İşi ekrana çıkıp adının önündeki Doktor unvanı ile çaresiz durumdaki insanlara bitkisel karışımlar satmaktı. Aslında sattıklarının bitkisel karışım olduğunu sadece kendisi söylüyordu. Ne oldukları belli değildi. Üstelik sattığı şeylerin tek bir derde deva olduğu bile görülmemişti. Ama Ömer Coşkun sürekli kendi çektiği görüntülerle ekranlara çıkıp ürünlerinin birer sağlık mucizesi olduğunu anlatıp duruyordu.

RTÜK çaresizdi. Bir günde 30 tane ceza kesse de baş edemiyordu. Kim bilir kaç hasta, naçar durumdaki insanın ölmesine veya daha da kötü duruma düşmesine neden oldu. 

Sağlık Bakanlığı bu gibi ürünlere savaş açtı. Halka “Sakın almayın” dedi. Kamu spotlarıyla bu ürünlerden zarar görenleri anlattı. Ama nafile. Hiç bir işe yaramadı. Halk yine de bu garip karışımları aldı, derdine şifa bulacak umuduyla içti. Yasadaki boşluklardan yararlanıyordu. Sattığı şeyler ilaç olmadığı için Sağlık Bakanlığı’ndan değil Tarım Bakanlığı’ndan ruhsat alıyordu. Her derde deva olduğu iddia ettiği ürünlerin kıyısında köşesinde bir yerlerde ilaç takviyesi olduğu yazıyordu. İlaç takviyesi satmak da serbestti.

Son olarak Ömer Coşkun’u kendi kanallarından birinde cinsel performans arttırıcı satarken görmüştüm. Yanında iki boyalı sarışın ile sattığı ürünü kullananların cinsel açıdan ne kadar güçleneceğini anlatıyordu. Üstelik sokak ağzıyla, süfli benzetmelerde. O kadar aşağılayıcı içerikte konuşmalardı ki yetişkin bir adam olan benim bile yüzüm kızardı.

Neyse işte bu Doktor Ömer Coşkun hayatını kaybetti. Zavallı çaresiz insanlara sattığı “Mucize” ürünleri kendisinin kullanmadığı ortaya çıktı. Hatta binlerce çaresiz, yoksul insanı kandırarak kazandığı paralar ile Amerika’da tedavi gördüğü öğrenildi. Ne diyeyim. İlahi adalet gerçekten var.

Kaynak: http://www.gazetebirlik.com/yazarlar/kendi-sattigi-ilaclari-icip-kurtulsaydi-ya/

Yazı için 2 yorum yapılmış:

  1. Hasan Ellialtı dedi ki:

    Sizin öldürdüklerinizi yazssak kağıt mürekkep yetmez. Sizde temiz değilsiniz. Al birini vur ötekine.

  2. Atakan KOÇ dedi ki:

    Karımın safra kesesi taşı rahatsızlığı için görmediğimiz prof. kalmadı. Hepsi ameliyatla alınmalı dedi.

    Bir TV programında Dr. Ömer Coşkun’un tarifini uyguladık ve Karahindiba ile hakkından geldik. O gün bu gündür de tekrar etmedi Allah’a şükür.

    Bugünkü Trt’deki programda da vatandaşa “Doktora güvenin, ikinci doktora gitmeyin” diyorlar, peki neden? Çünkü ikinci doktora giderseniz farklı birşey ortaya çıkacak, üçüncü de bambaşka…

Siz de yorumunuzu paylaşın: