SUNİ TATLANDIRICILARIN TOKSİK ETKİLERİ TESPİT EDİLDİ
Dikkat: Yazının sonunda ek var!
***
FDA tarafından onaylanan suni tatlandırıcıların ve spor içeceklerinin bağırsak bakterileri üzerine toksik tesirleri olduğu bildirildi.
İsrail ve Singapur’ lu uzmanlar, 6 suni tatlandırıcı (aspartam, sukraloz, sakarin, neotam, advantam ve asesulfam potasyum) ve bunları ihtiva eden 10 spor içeceği üzerinde çalıştılar.
Araştırmada, toksik bir maddeyle karşılaştıklarında parlama özelliği gösteren modifiye E. Coli bakterileri kullanıldı.
Analizlerde, suni tatlandırıcıların mililitrede bir miligramının bile bağırsak bakterileri için toksik olduğu görüldü.
Suni tatlandırıcılar kalorisi olmadığı için zararlı da olmadıkları iddiasıyla sayısız yiyecek ve içecekte ve hatta öksürük şuruplarında bile kullanılıyor.
Bunlar, atık su temizleme işlemlerine de dirençli oldukları için çevre kirleticisi olarak içme ve yüzeysel sularda ve yeraltı sularında (akiferlerde) da bulunuyor.
Suni tatlandırıcıların obezite, kanserler, tip 2 diyabet, migren ve karaciğer hasarı ile ilişkisini gösteren pek çok çalışma var.
Gelelim neticeye
Suni tatlandırıcılar “beslenme uzmanları” tarafından kalorileri olmadığı gerekçesiyle hem kilo almak istemeyenlere hem fazla kiloları ve diyabet gibi hastalıkları olanlara hararetle tavsiye ediliyor.
Kaynak: https://www.mdpi.com/1420-3049/23/10/2454
***
EK 1 (31.5.2022): Genel olarak, şekerle tatlandırılmış içeceklerin aşırı tüketiminin obezite ve bununla ilgili tip 2 diyabet gibi hastalıkların prevalansını artırabileceklerine dair fikir birliği vardır. Benzer bir münasebetin kalorisiz veya düşük kalorili “diyet” içecekleri için mevcut olup olmadığı yoğun bir tartışma konusudur.
10 gün boyunca karbonhidratla beraber sukralozla tatlandırılmış 7 içecek tüketmenin, sağlıklı katılımcılarda insülin duyarlılığını azalttığı gösterildi.
Bu metabolik bozulma, şekere verilen nöral tepkilerdeki azalma ile ilişkili olmakla beraber tatlı tat algısı değişmedi.
İnsülin duyarlılığı sadece sukraloz veya karbonhidrat tüketimi ile değişmedi.
Kaynak: https://www.cell.com/cell-metabolism/fulltext/S1550-4131(20)30057-7
Makale adı: Short-Term Consumption of Sucralose with, but Not without, Carbohydrate Impairs Neural and Metabolic Sensitivity to Sugar in Humans
***
EK 2 (8.9.2022): Fransız yetişkinler üzerinde yapılan büyük bir araştırmada, daha fazla suni tatlandırıcı tüketimi ile kalp krizi ve felç dahil olmak üzere artan kardiyovasküler hastalık riski arasında potansiyel bir doğrudan ilişki olduğu tespit edildi.
Makale: Artificial sweeteners and risk of cardiovascular diseases: results from the prospective NutriNet-Santé cohort
Kaynak: https://www.bmj.com/content/378/bmj-2022-071204
***
EK 3 (20.5.2023): New guidelines from the UN health agency released on Monday have advised against using non-sugar sweeteners (NSS).
The recommendation from the World Health Organization (WHO) is based on a review of available evidence which suggests that artificial sweeteners do not help control body mass or reduce the risk of weight-related illnesses.
Common NSS include acesulfame K, aspartame, advantame, cyclamates, neotame, saccharin, sucralose, stevia, and other stevia derivatives.
“Replacing free sugars with NSS does not help with weight control in the long term. People need to consider other ways to reduce free sugars intake, such as consuming food with naturally occurring sugars, like fruit, or unsweetened food and beverages,” says Francesco Branca, WHO Director for Nutrition and Food Safety.
“NSS are not essential dietary factors and have no nutritional value. People should reduce the sweetness of the diet altogether, starting early in life, to improve their health.”
Kaynak: https://news.un.org/en/story/2023/05/1136667
Haber: WHO advises against use of artificial sweeteners
***
EK 4 (20.5.2023): DSÖ, şekersiz tatlandırıcıların kullanımına yönelik bir bilgi kılavuzu yayımladı.
Buna göre DSÖ, kilo kontrolü veya bulaşıcı olmayan hastalıklar konusundaki riskin azaltılması konusunda şeker içermeyen tatlandırıcıların kullanılmamasını tavsiye etti.
Bu tavsiye, şekersiz tatlandırıcı kullanımının yetişkinlerde veya çocuklarda vücut yağını azaltmada herhangi bir uzun vadeli fayda sağlamadığını gösteren mevcut kanıtların sistematik incelemesinin bulgularına dayandırıldı.
Kılavuzda, şekersiz tatlandırıcıların uzun süreli kullanımının yetişkinlerde diyabet, kardiyovasküler hastalıklar ve ölüm riskinde artış gibi istenmeyen etkilerinin olabileceği de belirtildi.
DSÖ’nün tavsiyesi, önceden diyabeti olan kişiler hariç herkes için geçerli olurken tüm sentetik ve doğal olarak oluşan veya değiştirilmiş, besleyici olmayan tatlandırıcıları içeriyor.
Bu tavsiye, diş macunu, cilt kremi ve ilaçlar gibi şekersiz tatlandırıcı içeren kişisel bakım ve hijyen ürünleri veya düşük kalorili şekerler için geçerli olmazken bunların kalori içeren şekerler veya şeker türevleri olduğu, şekersiz tatlandırıcı olarak değerlendirilmediği ifade edildi.
“Şekersiz tatlandırıcılar diyet ürünleri değildir”
Kılavuzda konuya ilişkin görüşlerine yer verilen DSÖ Beslenme ve Gıda Güvenliği Direktörü Francesco Branca, şeker kullanmamak yerine şekersiz tatlandırıcı kullanmanın uzun vadede kilo kontrolüne yardımcı olmadığını belirtti.
Branca, “İnsanlar şeker alımını azaltmak için meyve gibi doğal olarak oluşan şekerler veya şekersiz yiyecek ve içecekler tüketmek gibi seçenekleri düşünmelidir. Şekersiz tatlandırıcılar diyet ürünleri değildir ve besin değeri yoktur.” ifadelerini kullandı.
***
EK 5 (3.6.2023): ABD’ de en çok kullanılan suni tatlandırıcı olan sukralozun insanlarda DNA hasarına yol açtığı gösterildi.
Kaynak: https://www.tandfonline.com/doi/full/10.1080/10937404.2023.2213903
Makale: Toxicological and pharmacokinetic properties of sucralose-6-acetate and its parent sucralose: in vitro screening assays
***
EK 6 (18.10.2023): DSÖ’nün Uluslararası Kanser Araştırma Ajansı (IARC) aspartamı “insanlar için muhtemelen kanserojen” olarak sınıflandırdı ancak DSÖ’nün JECFA komitesi hâlâ aspartamın güvenli bir şekilde tüketilebileceğini söylüyor.
13 JECFA paneli üyesinden en az altısının Coca-Cola’nın uzun süreli paravan grubu olan ILSI ile bağlantısı var.
***
EK 7 (2.3.2024): Bunlar, metabolik olarak aktif ince bağırsaktaki mikrobiyom kompozisyonu ve işlevini önemli ölçüde değiştirebiliyorlar.
Kaynak: https://www.cell.com/iscience/fulltext/S2589-0042(23)02607-X
Makale: Consuming artificial sweeteners may alter the structure and function of duodenal microbial communities
***
En güzeli şekerden tatlıdan vaz geçmek. ben çayı kahveyi çok şekerli içerdim şeker olmazsa içemezdim ama sonradan şekersiz içmeye alıştım, şimdi tam tersine şekerli çay ve kahveyi içemiyorum. Bu tamamen bir alışkanlık meselesi. Şeker sevenlerin bir an önce bu zehirden kurtulmalarını gönülden dilerim.
Eğer 21 gün süreyle şekerden uzak durulursa dilimizin Tad alma sensörleri kendisini resetleyip yeni duruma uyum sağlıyormuş,böylece çayın şekerle ne menemen bir şerbete dönüştüğünü şekersiz ise kendini bulduğunu anlayıveriyoruz,hepimize bu yolda Allah farkına varma gücü verir inşallah.
önerinizi uygulayıp sonucunu bildireceğim