Gıda ve İçecek Sanayi Temsilcilerinin “bazı diyetisyen, doktor ve uzmanların sektöre açıklamalarıyla zarar verdiği” yönündeki değerlendirmelerini, dün gazetemizde manşetten vermiştik. Sağlık programlarında en çok yer alan isimlerden biri olan Onkoloji Uzmanı Dr. Yavuz Dizdar’a sorduk.
Dizdar, “Açıklamalarımızın vatandaşlar üzerindeki etkisi çok küçüktür” dedi. İnsanların, sağlık konusunda bir hassasiyetlerinin olduğunu vurgulayan Dizdar “Sektörün hassasiyetlerine teşekkür ediyorum ama o kadar büyük etki yapabileceğimizi düşünmüyorum. Yıllardır bu konunun içerisinde, öyle ya da böyle mikrofon uzatılınca bir şeyler söylüyoruz. Onun dışında hiçbir zaman kendiliğinden çıkışımız olmuyor. Sektöre zarar vermek istemiyoruz.
Onların ayağına basalım, durup dururken bir çalkantı oluşturalım gibi bir gayemiz yok. Geçenlerde bir programda eti yıkadık. Hakikaten kırmızı boya çıktı. Bakanlık bile aradı, ‘Nereden alınmış?’ diye. Bu düzeyde de bir sahtekârlık var. Vatandaşların bazı şeyleri ayırt etmesi mümkün değil. Sonuçta bir müdahale yapıyorsunuz sisteme. Biz, bu konudaki hassasiyeti dile getiriyoruz sadece.
Vatandaş da hastalık yaşadığı için dikkate alıyor. Beyaz et endüstrisiyle de konuştuk. 20 gramlık hayvanın, 40 günde 2,5 kiloya gelmesi normal değil. Onlar bir iyileştirme pozisyonuna girerse, elimizden gelen desteği veririz. Biz de genelde ‘organiği tercih edin’ diyoruz” ifadelerini kullandı.
BİLİMSEL KONUŞALIM
Uzman Diyetisyen Oya Neva Bingül de şunları söyledi: Günümüzde ürün tanıtan o kadar fazla insan var ki, aslında bunları diyetisyenlerin yapması lazım. Biz bu işin ilmini okuduk, işin metabolizmasını biliyoruz. Bunun pozitif etkisi de var. Sadece tanıtırken, biraz daha bilimsel dil olmasına çok dikkat edilmeli. Eğer gerekli kaynakçalar gösterilerek tanıtılırsa, bilimsel verilere dayandırılırsa, bunu halka ifade etmek de kolay olacaktır. Dolayısıyla kullandığımız dile çok dikkat etmemiz gerekiyor. Hem diyetisyenler hem de doktorlar olarak. Toplum, ne tükettiğini bilmek istiyor. Bizim söyleyeceğimiz bir kelime, çok yanlış bir yargıya sebep olabilir…
REKABET YOK PAHALILIK VAR
Türkiye Halciler Federasyonu Başkanı Yüksel Tavşan, büyük market zincirlerinin nihai tüketim piyasasını ellerinde tuttuğunu ileri sürerek “Her zaman fiyatlarla oynama imkânları oluyor. Bu market grupları, üreticiyi doğrudan kendisi için çalıştırıyor. Alım gücü onlarda olduğu için, satış fiyatını düşük tutabiliyorlar. Tüketici de onların elinde olduğu için, istedikleri fiyatı belirliyorlar” dedi. Tüketiciyle doğrudan buluşan en önemli satış noktalarının büyük market zincirleri olduğunu aktaran Yüksel Tavşan, geleneksel pazar yerlerinin azaldığını, manav esnafının ise neredeyse bittiğini söyledi. Tavşan “Bu sistemde bir firma, çok sayıda mağazanın sahibi durumunda. Doğrudan kendi tedarikçileri üzerinden mal aldıkları için, haller devre dışı kalmış durumda. Öte yandan hallerin, doğrudan tüketiciyle buluşma imkânı da yok. Bu sistemde piyasada rekabet oluşmuyor. Çözüm için, geleneksel haller ve pazar yerlerinin güçlü olması gerekiyor. Manav sistemi de desteklenmeli. Piyasada kooperatifler de olmalı, arz-talep dengesine göre üretim planlaması yapılmalı” diye konuştu.
Kaynak: https://www.turkiyegazetesi.com.tr/ekonomi/600713.aspx