YUMURTA KALP KRİZİ VE ERKEN ÖLÜM RİSKİNİ ARTIYOR
Haftada 3-4 yumurta yiyen veya günde 300 mg kolesterol alanlarda kalp hastalıkları ve erken ölüm riskinin yüksek olduğu sonucuna varılan çalışma yumurta meftunlarını üzerken yumurta düşmanları âleminde büyük bir coşku yarattı (1).
İçlerinde bu “muazzam çalışmanın” 2020 Diyet Kılavuzu hazırlanırken mutlaka dikkate alınmasını gerektiğini söyleyecek kadar ileri gidenler bile var.
En son 2015’ de yayınlanan Amerikan Diyet Kılavuz’ nda günde 300 mg’ dan fazla kolesterol alınmaması tavsiyesi kaldırılmış ve diyetteki yumurta ve kolesterol için herhangi bir sınırlama da konmamıştı.
Muazzam çalışma nasıl yapıldı, ne sonuç çıktı?
JAMA’ da yayınlanan meta-analiz, 6 ileriye dönük kohort çalışmasına katılan 29.615 kişinin ortalama olarak 17.5 sene takip edilmesiyle yapıldı (2).
Diyet ile ilgili bilgiler çalışmaların başında bir gıda anketi yapılarak veya katılımcılara ne yedikleri sorularak elde edildi. Her katılımcının geçen sene veya geçen ay ne yediği öğrenildi ve buna göre “katılımcıların verdiği bilgiler” standart bir protokolle “düzenlendi”.
İstatistiki analizlerde kalp-damar hastalığı ve erken ölüm risklerini etkilemesi mümkün olan yaş, cinsiyet, ırk, eğitim seviyesi, sigara, alkol, fizik aktivite seviyesi, vücut kitle endeksi, kan basıncı, lipit seviyeleri, ilaçları ve hastalıklar gibi faktörler de dikkate alındı.
Ortalama 17.5 sene süren takipte 5.400 kişinin bir kalp-damar hastalığı olayı (kalp krizi, felç, kalp yetersizliği gibi) geçirdiği, 6.132 kişinin de öldüğü ortaya çıktı.
Buna göre yapılan hesaplamalarda günde alınan her ilave 300 mg kolesterolün kalp damar hastalığı riskini yüzde 17 ve tüm sebeplere bağlı ölüm riskini yüzde 18 artırdığı tespit edildi.
Gene araştırmaya göre günde ilaveten yarım yumurta da kalp damar hastalığı riskini yüzde 6 ve erken ölüm riskini de yüzde 8 artırıyor.
Bu meta-analiz insan sağlığı için altın değerindedir
Bu büyük emek mahsulü meta-analizin sağlığımız için çok ama çok faydalı olacağına yürekten inanıyorum; araştırma için ter dökenlerin ellerine ve özellikle de akıllarına sağlık!
Hayır, sadece kolay gaza gelenlerin bu meta-analiz sayesinde zaten kötü gözle baktıkları yumurtadan iyice uzaklaşarak kalp-damar sağlıkları müspet etkileneceği için değil.
Bu analiz, modern tıp biliminin nasıl abuk sabuk çalışmalarla zaman geçirdiğini, bunlardan nasıl ipe sapa gelmez neticeler çıkardığını, insanların nasıl kandırıldıklarını, nasıl algı operasyonları çekildiğini göstermesi bakımından da çok değerli.
Beslenme araştırmaları hatalarla doludur, asla güvenilemez
Beslenme araştırmalarının aslında insanların binlerce senedir afiyetle yiyip içtiklerini kötülemek, hazır gıdalara ise methiyeler düzmek için yapılan, hatalarla dolu ve asla güvenilmemesi gereken çalışmalar olduğunu defalarca yazdım (3, 4, 5, 6, 7, 8).
Bu meta-analiz de bunlardan biri!
Burada da değerlendirilen çalışmalar gözleme dayalı olduğu için bunlardan bir sebep-sonuç ilişkisi (causality) çıkarmak zaten mümkün değildir; sadece bir birliktelik (association) ortaya konabilir.
Ayrıca, bu, mükemmel çalışmalardan yapılan önyargısız bir meta-analiz olmuş olsa bile istatistiki olarak belirlenen rölatif riskler çok düşüktür, değer vermeye değmez.
Bu araştırmaya güvenilmez, gülünür
Bu meta-analizin metot bölümü okunduğunda bunun da tıpkı benzeri diğer bilimsel araştırma ve meta-analizler gibi neden “güvenilmez” oldukları açık ve net olarak anlaşılıyor.
BİR: Beslenme ile bilgiler yani katılımcıların ne yiyip içtikleri sadece çalışmanın başında anket veya soru sorarak öğreniliyor ve katılımcıların son bir ay veya bir sene içinde hangi yiyecekleri ne kadar yedikleri belirleniyor. {Kim son bir ay veya sene içinde neleri ne miktarda yediğini doğru olarak bildirebilir? Bilse de 17 sene önce yedikleriyle bugün yedikleri gıdalar ve miktarları aynı olan bir Allah’ ın kulu var mıdır?}
İKİ: Katılımcılara bir daha beslenme ile alâkalı soru sorulmuyor, anket yapılmıyor; ilk verdikleri ve doğruluğu çok ama çok şüpheli olan bilgilerin takip süresi boyunca yani 17 sene geçerli olduğu, değişmediği kabul ediliyor. {Kimin 17 sene süresince yediklerinin tür ve miktarları değişmez ki? Başlangıçta haftada 5 yumurta yiyorum diyen biri birkaç sene sonra hiç yumurta yemiyor olabileceği gibi, yumurta sayısını 10’ a da çıkarmış olabilir}
ÜÇ: Kalp-damar hastalıkları ve erken ölüm riskinde etkisi olan birçok faktör dikkate alınmış olmakla beraber bunlar asla burada bildirilenlerle sınırlı değildir. {Hani nerde bir insanın hem diyetini hem kalp-damar hastalıkları risklerini belirleyen iş stresi, aile hayatı, sosyal hayat, çevresel faktörler?}
DÖRT: Katılımcıların 17 sene boyunca yedikleri yumurta sayısı sabit olsa ve doğru olarak belirlenmiş olsa bile bu veriler asla yeterli değildir, hiçbir şey ifadede de etmez.
-Yumurtaların gezen tavuk mu-fabrika tavuğu yumurtası mı olduğu, muhafaza şekil ve şartları, tazelikleri, dondurulmuş olup olmadıkları… önemlidir, çünkü hepsinin besin değerleri çok farklıdır.
– Fazla yumurta yiyenler aynı zamanda başka yiyecekleri de daha fazla veya daha az yiyor olabilirler. Mesela, çok yumurta yiyen biri aynı zamanda domuz pastırmasını çok seviyor ve yumurtayı sadece bu sebeple fazla yiyor olabilir ve asıl zararlı olan da yumurta değil işlenmiş et olan pastırmadır.
-Yumurtanın pişirilme şekli (çok haşlanmış, kayısı, rafadan?) ile yumurtaya tuz, Çin tuzu, karabiber, ketçap veya başka bir şey eklenip eklenmediği veya bunların miktarları; yumurtanın pişirildiği yağın türü mesela tereyağı mı margarin mi, hangi çeşit ve ne kadar ekmekle veya ekmeksiz mi yendiği de önemlidir.
-Yumurta sadece yumurta olarak yenmez, pastadan keke kurabiyeden makarnaya krepten menemene sayısız yiyecekte yumurta bulunur ve bir kimsenin ne kadar yumurta yediğini tam ve doğru olarak belirlemek neredeyse imkânsızdır.
-Beslenme sadece yumurta veya yumurta dışı yiyeceklerden ibaret de değildir, beslenme son derecede karmaşık bir olaydır ve tek bir yiyecek üzerinden sapına kadar doğru bilgilerle olsa bile herhangi bir yiyecek güzellemesi de karalaması da ve özellikle de miktar tavsiyesi yapmak da akıl ve mantıkla bağdaşmaz.
Her yumurta araştırmasından başka bir netice çıkar
Yumurta ve daha doğrusu her beslenme araştırmasından farklı ve hatta birbirinin tam zıddı neticeler elde edilmesinde şaşıracak bir şey yoktur.
Çin’ de 500 bin kişi üzerinde yapılan çalışmada günde bir yumurta yiyenlerde kalp damar hastalığı ve felç risklerinin hiç yemeyenlere göre diğer risk faktörlerinden bağımsız olarak daha az olduğu belirlenir (9).
Başka bir araştırma yumurta veya kolesterolün ApoE4 taşıyıcılarda bile kalp-damar hastalığı riskini artırmadığını ortaya koyar (10).
Yumurta USA’ da yapılan araştırmalarda tip 2 diyabet riskini artıyor sonucuna ulaşırken İsveç’ de böyle bir ilişki bulunmayabilir (11).
Yumurta, yağlı süt, yağlı yoğurt, yağlı peynir ve kırmızı et gibi hayvansal ürünlerde bulunan doymuş yağların kalp hastalıklarına, diyabete ve erken ölümlere yol açmadığı ama kolesterol bulunmadığı için “kalp dostu” olarak tavsiye edilen “margarinlerin” ise tam aksine bu riskleri artırdığı ortaya çıkar (12).
Bu zıt sonuçların sebebi yumurtaların mı, katılımcıların mı, araştırma metotlarının mı, yoksa araştırmacıların niyetlerinin mi farklı olmasıdır, siz karar verin.
İşte bu sebeplerledir ki rüşvetin belgesi olmadığı gibi beslenmenin de araştırması olmaz. Beslenme araştırmalarına sadece gülünür, eğlenilir ve sadece bu bakımlardan faydalıdır.
Turgut’ tan Altaylı’ ya destek
Bu araştırmanın medyadaki haberlerini okuyan Habertürk yazarı Serdar Turgut da, büyük bir mutlulukla kaleme aldığı hissedilen “Yumurta tehlikeli mi?” başlıklı yazısıyla Fatih Altaylı’ ya destek çıkıyor (13):
“Fatih’e destek olan ve yıllardır yumurtanın zararı olmadığını ve bolca yenilmesini anlatan Canan Karatay’a kötü haber ise Amerika’da son yapılan bir araştırma sonucunda geldi.”
Kötü habermiş, peh!
Serdar Beyefendi, bu meta-analiz de medyadaki haberleri de beni gülmekten yerlere yatırdı.
Altaylı’ dan bir dileğim var
Her gördüğüne… garsona, taksi şoförüne, market çalışanına “bilimsel araştırman var mı atıf aldın mı” diye sorduğunu tahmin ettiğim Altaylı’ dan yeni bir “Karatay Güzellemesi” (!) bekliyorum.
Lütfeder yazısında benim adımı da anarsa, epeyi zamandır biriken hayır dualarım paket hâlinde, gönderilmeye hazırdır, hatırlatırım.
Hele gene ulemâdan birinin destek mektubunu da yayınlarsa mutluluğum ve minnettarlığım kat kat artacaktır.
Gelelim neticeye
Her iki yazar da Allah onlardan razı olsun, sağlığımıza önemli katkılarda bulunuyor.
Turgut mizahi yazarak güldürürken Altaylı zoru başarıyor ve ciddi yazarak güldürüyor.
Turgut’ u da Altaylı’ yı da bu sebeple -güldürdükleri için- kaçırmıyorum ve siz değerli okuyucularıma sağlıklı bir hayat sürmeleri için yazılarını hararetle tavsiye ediyorum.
Gülmenin kalp sağlığı için kolesterol haplarından daha etkili olduğunu, hastalara ilaç yerine “gülme” yazılması gerektiğini dedem değil koskoca, anlı şanlı Amerikan Kalp Derneği söylüyor (14).
Her gün birbirinden kara haberler aldığımız şu fâni dünyada Allah herkesi güldürsün, kimsenin yüzünden tebessüm eksik olmasın.
Kaynaklar:
1.https://edition.cnn.com/2019/03/15/health/eggs-cholesterol-heart-disease-study/index.html
2.https://jamanetwork.com/journals/jama/article-abstract/2728487
9.https://heart.bmj.com/content/early/2018/04/17/heartjnl-2017-312651
10.https://academic.oup.com/ajcn/article/103/3/895/4569580
11.https://link.springer.com/article/10.1007/s00125-016-3923-6
12.https://www.bmj.com/content/351/bmj.h3978
13.https://www.haberturk.com/yazarlar/serdar-turgut-2025/2405269-yumurta-tehlikeli-mi
Aziz nesin halt emiş sizin yanınızda.
Hekimlik dünyanın en zor mesleklerinden.
Basından, sosyal medyadan takip ettiğimiz kadarıyla bir kısım doktorlarımız bazı hobilerle uğraşıyorlar.
Onların genellikle ortak tutkuları müzik.
Müziği sıkıntılarını paylaşabilecekleri bir meditasyon olarak görüyorlar.
Hocam siz de müzikle uğraşıyorsunuz. Ama ikinci bir alan açtınız kendinize. Bu yazıyı okuyanlar harika bir mizah yazarı da olduğunuzu görecektir. Kaleminize sağlık. Maşallah hocam.
Mizahla eleştirmek… işte budur ama kolay görünür çok zordur. Allah vergisi yetenek ister. Bu adamda bilgi var, zeka var, mizah var, baş etmesi çok zor.
Herkesi kandırmış, Karatay vah vah!
Yumurtayı gene kötülemeye başladılar, Dağarcıkları bitti..
Mehmet Öz efendi de aynı şeyi söylemişti, evvelki gün. Super food yumurtayı kimse yemesin, biz yiyelim ve yumurta yemeyenleri, tahıl ve SOYA yiyenleri güdelim değil mi?
Gıda şirketlerinin suni yumurta üzerinde çalıştıklarını düşünüyorum. Suni derken tavukla alakası olmayan tamamen fabrikada üretilen yumurtaları kastediyorum. Endüstrinin buna gücü yeter, mesela suni et çoktan üretildi. Bu tür araştırmalarla insanların binlerce senedir yedikleri gıdalardan biri olan yumurtayı kötüleyerek bir süre sonra bunun yerine tamamen fabrika üretimi olan yumurtaların reklamını yapmaya başlayacaklardır. Demişti dersiniz.
Bu Ülkede bağımsız-indepandent- doktor olmak değil.
Bu Ülkede sanatkar olmak hiiiiiç de kolay değil !!!
Eline diline sağlık. Sesimizi kısamazlar!
Başarılarınız daim olsun.yolunuz hep açık olsun.selam ve saygılarımla,,,