Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta

Dikkat: Yazının sonunda ek var!

***

MIT Technology Review:

“Kendisi aşı üretemeyen birçok ülke, USA, Çin ve Birleşik Krallık gibi diğer ülkelere güvenmek zorunda kalacaktır. Bol miktarda KOVİD aşısına sahip olmak petrol veya nükleer silahlar gibi jeopolitik gücün parası hâline gelebilir”. Kaynak: https://www.technologyreview.com/2020/08/13/1006314/take-your-best-shot/

***

Aşılar hakkında olmazsa olmaz unsurlar

KOVİD salgını, aşıların çok önemli tıbbi bir ürün olmaları yanında nasıl siyasete ve ticarete alet edildiklerini tüm dünyaya göstermesi bakımından da çok önemlidir.

BİR: Aşılar halk sağlığının “en önemli” ve “en değerli” koruyucu uygulamalarından biridir. 

İKİ: Aşılar, bunları sadece kazanç sağlamak için üreten “şirketlerin” ve onlarla işbirliği içinde olan bazı “vakıfların” inisiyatif ve insaflarına bırakılmaması gereken, bazıları “stratejik” öneme sahip ürünlerdir. 

ÜÇ: Aşılar, sermayeye teslim edilerek tatlı kârlar için yatırım aracına dönüştürülmemelidir. Her devlet kendi aşısını üretmeli, aşı endüstrisine muhtaç olmamalı, onların eline bakmamalıdır. 

DÖRT: Bazı ortak hususiyetleri olsa bile hiçbir aşı diğeri ile kıyaslanamaz, tümü aynı kategoride değerlendirilemez. Her birinin ayrı endikasyonu vardır, bazıları toplumun tamamına, bazıları özel risk gruplarına, bazıları özel durumlarda uygulanır.

BEŞ: Tek bir şirketin bile 41 +14 aşısı olduğunu, bunların hepsini herkese yaptırmak isteyebileceklerini unutmayalım. Aşılar, endüstri için “ticari bir üründen” başka bir şey değildir.

ALTI: Aşıların üretimi hükumetin denetimindeki “resmi” bir kuruluş (Hıfzıssıhha gibi) tarafından yapılmalı ve herkes için “ücretsiz” olmalıdır. İnsanlar, aşıların ticari ürün olmadığından emin olmalıdır.

YEDİ: Hangi aşıların “stratejik önemi” olduğu ve aşıların endikasyonları her bir aşı için ayrı ayrı, endüstriyle münasebeti olmayan “bağımsız bilim kurulları tarafından” belirlenmelidir.

SEKİZ: Aşıları ağızlarından düşürmeyenler bunların “ticari ürün olmaması gerektiğine” dikkat çekmiyorlarsa başka hesapları olması kuvvetle muhtemeldir.

DOKUZ: “Aşılar tartışılmaz” gibi -aslında bilim dışı ve bilim karşıtı olan- ifadelerle aşıları savunur görünenlerin de ne demek istediklerine, maksatlarının ne olduğuna dikkat etmek gerekir. Aşılar tartışılmaz diyenler “Rus’ ların KOVİD aşısına” güveniyorlar mı?

ON: Aşılar, tıpkı insansız hava araçları örneğinde olduğu gibi kesinlikle “yerli ve milli” olmak zorundadır. Kendi aşımızı kendimiz üretmek zorundayız, başka yolu yok!

***

EK 1 (14.9.2020): İlaç ve aşıların silahlar gibi stratejik ürünler olduğu görüşümün Savunma Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank tarafından da dile getirilmesinden ziyadesiyle mutlu oldum. Gıdaların da aynı kapsamda değerlendirilmesi şarttır. Tarım Bakanı’ ndan da cevap bekliyorum.

Bakan Varank, Kovid-19 tedavisinde kullanılan Favipiravir ilacının yerli sentezi olan Favicovir’in tüm Türkiye’de hastalara verildiğini belirterek, “İlaç endüstrisinin savunma sanayisi kadar önemli olduğuna inanıyoruz.” demiş. Kaynak: https://www.medimagazin.com.tr/guncel/genel/tr-sanayi-ve-teknoloji-bakani-varank-ilac-endustrisi-savunma-sanayisi-kadar-onemli-11-681-91265.html

***

EK 2 (8.1.2021): Hamaney: Amerikan ve İngiliz aşılarının ülkemize girişi yasaklandı, onlara güvenmiyorum. Kaynak: https://www.indyturk.com/node/297131/d%C3%BCnya/hamaney-amerikan-ve-i%CC%87ngiliz-a%C5%9F%C4%B1lar%C4%B1n%C4%B1n-%C3%BClkemize-giri%C5%9Fi-yasakland%C4%B1-onlara#.X_g59SRNIgU.twitter

***

EK 3 (11.7.2024): FERHAT ARSLAN

Türk milleti beni dinleyiniz! Sağır sultana duyurunuz. Nerede ise hiçbir aşının güvenlik verisi yoktur. Yan etkileri çalışılmamıstır. Bunu ben demiyorum. Burada yazmıyorum. Dünyanın aşı konusundaki en fazla dinlenen doktoru Dr. Plotkin ve ekibi söylüyor. NEJM de yazıyor. Şerefsizler çok üzülecekler çok! Bu demek değildir ki hepsini yaptırmayın. Bu konu masaya yatırılacak. Bu ağızı kullanan tüm akademisyenler YARGILANACAK!

Bakın ne demişler! Şu anda Amerika Birleşik Devletleri’nde, Aşılama Uygulamaları Danışma Komitesi (ACIP) yeni bir rutin aşı önerdiğinde, bunu izleyen tek otomatik yasal kaynak tahsisleri, Çocuklar İçin Aşılar (VFC) ve Aşı Yaralanması Tazmin Programı (VICP) tarafından aşı tedariki için yapılır. ACIP ihtiyacı kabul etse de, şu anda yıllık tahsisler dışında yetkilendirme sonrası güvenlik çalışmaları için ayrılmış kaynak bulunmamaktadır ve bu tahsisler her yıl Kongre tarafından onaylanmalıdır. Amerika kaynak ayırmıyormuş bu işe Siz sorun bakalım bizdeki koca gobekliler nereden biliyorlarmış güvenli olduklarını?

Bakın bir daha bakın ne demişler. Aşı güvenliği bilimindeki ilerleme anlaşılabilir bir şekilde yavaş olmuştur; bu durum genellikle nedensel sonuçları desteklemek için gecikmiş veya yetersiz epidemiyolojik kanıtlara ve eksik biyolojik mekanizmalar anlayışına bağlıdır; bu da aşı kabulünü olumsuz etkilemiştir.” Ulan bu çalışmalar bebeklere yapılmadan yapılmalıydı ? Niye yapılmadı?

Bakın ne öneriyorlar ? “Olumsuz reaksiyonların biyolojik mekanizmalarının (nasıl ve kimde meydana geldiklerinin) belirlenmesi, daha güvenli aşılar geliştirmek, kontrendikasyonları genişleterek olumsuz reaksiyonları önlemek ve aşı olanlara gerçek olumsuz reaksiyonlar için adil bir şekilde tazminat ödemek açısından kritik öneme sahiptir.” Lafını edemiyorduk, meslekten men cezası kınama cezası alıyorduk. Sistemi böyle kurguladınız. Şimdi çalışma lazım diyorlar.

Kaynak: https://x.com/Ferhatarslandr/status/1811299343720206636

***

Yazı için 2 yorum yapılmış:

1. Alişan Yıldıran, vatandaş dedi ki:

   23 Ağustos 2020, 16:12

   Çok güzel özetlemişsiniz…

   Eksik olan nokta şudur, BÜTÜN aşılar yerli ve millî olmalıdır, bilhassa bizim ki gibi tarihi boyunca ‘ilay-ı kelimetullah adına cihan hakimiyeti mefkûresi’ne sahip bir ülkede.

   İki husus sebebi ile;

   Bir: Aşılar siyasi maksatla istihbarat servisleri tarafından ‘mass destruction’maksadı ile kullanılmakdadır (http://www.whale.to/a/carley.html).

   İki; Aşıların sebeb olduğu hastalıklar yanında, önlemek bir tarafa, başka hastalıklar için programlanabilme özelliği de vardır.

   Üç; Asıl şüphelendiğim ama henüz klinik tecrübeme istinaden sadece kanaat olarak şunu da ilave etmek istiyorum, daha sadece 1995’de beri uygulanmakda olan çocukluk çağı aşı takvimi 2000 yılında başlatılan insan genomunu çözmek için kullanılan bir enstrümandır
   (https://www.historyofvaccines.org/content/articles/development-immunization-schedule).

   Derhal MİT bünyesinde bu konuda bir şube husule getirilmelidir.
   Elindeki rakamları pek iyi değerlendiremeyen, bilim üretemeyen, günü kurtarmaya çalışan kurumların yapabileceği bir iş olmadığı ortadadır.

2. Halkın doktoru dedi ki:

   23 Ağustos 2020, 16:17

   Bu şartları bilmeyen, kabul etmeyen, aksini iddia edenler ŞARLATAN’ dır.

Siz de yorumunuzu paylaşın: