TIP FAKÜLTELERİMİZDEKİ EĞİTİM KALİTESİ NE DURUMDA? 

Yazı Fontunu Büyült Yazı Fontunu Küçült Yazı Fontunu Sıfırla
kasa fişi

Ülkemizin yeni tıp fakültelerine ihtiyacı yoktur. 

Yapılması gereken tıp eğitiminin yeniden düzenlenmesi ve eğitimin kalitesinin artırılmasıdır.

***

Op. Dr. Cevdet Tokat‘ ın yazısı:

30 yıllık bir hekim olarak içimi kemirip duran şu konuda sürekli kafa patlatıp sağa sola yazı yazıyorum ama gözler kör, kulaklar sağır, kalpler hissetmez olmuş maalesef.

En son Bandırma’ya tıp fakültesi açma kararının verildiğini  okuduğumda hayretten dona kaldım. Dili yok kalbimin ondan ne kadar bîzarım demiş ya şair. Bu Tıp fakültesini açma iradesi ve kararını alanlar ne vahim bir iş yaptıklarının farkında değil.

Hadi onlar böyle ya YÖK nasıl bir mantıkla  bu kararları  kabul ediyor? Hangi kriterlere göre Tıp fakültesi açılıyor?

Düşünsenize öğretim üyesi yetersiz, hasta popülasyonu yetersiz, dersliği, laboratuarı ameliyathanesi yetersiz onlarca tıp fakültesinden nasıl hekim ya da uzman hekim yetişir?

2010 yılında alınan kararla  nüfusu 750 bin altındaki illerde tıp fakültesi açılmayacaktı. 2013 yılında bu nüfus sayısı 500 binin altı olarak değişti. Daha sonra bu da ortadan kaldırılarak her yere Tıp Fakültesi açılabilir hale geldi.

Kurumsallaşamamış bir devlet bürokrasisi ve BEN YAPTIM OLDU mantığı ile bu güzelim ülkeye yazık oluyor. Dünya ölçeğinde diğer ülkelerle yarışacak kaç Tıp Fakültemiz var?

Apar topar 10 yılda 150 bin hekim yetiştirme? telaşındayız. Şimdilerde o sayı 10 yılda 170.000 hekim şeklinde güncellendi.

Elmasıyla ünlü şirin bir ilimizde 15 yıl çalıştım. Bir sabah hastaneye girerken baktım tabela değişmiş. Eğitim Araştırma Hastanesi olmuşuz bir gecede.

Kısa bir süre sonra burası tıp fakültesi olacak dediler, o zaman şehrin merkez nüfusu 90 bin idi.  

BİMER vasıtasıyla Eğitim araştırma hastanesi ya da Tıp  Fakültesi açılması için kriter var mıdır diye bir soru sordum ilgili makamlara, cevap olarak sadece ‘’vardır’’ dediler.

Üşenmedim peki o kriterler nelerdir diye tekrar sorduğumda cevap veremediler, hâlâ cevap bekliyorum.

O ilimiz Samsun’a 130 km, Çorum’a 95 km, Tokat’a 110 km mesafede olup bu üç ilde de Tıp Fakültesi vardı. Onların var da bizim niye yok dercesine nazire yaptılar.

O zamanın rektörü hasbelkader yakınen tanıdığım biriydi, burada tıp fakültesi açmak akıl kârı değil diyerek bir sürü eksikliği, bu işin anlamsızlığını, eksik bilgiyle mezun olmanın sakıncalarını  vs anlattım ama benim dediğimle iş yapacak değil ya, kervan yolda düzülür diyerek şehrin hakim siyaseti ve üst irade ne istediyse o oldu.

Başka bir gün genel cerrahi kliniğimizin TUK tarafından eğitim kliniği yapıldığını öğrendim. Bölümde prof olmak üzere alınmış bir doçent vardı, uzmanlıktan yrd doç yapılmış, öğrenci yetiştirmekle ilgili formasyon eğitimi almamış bir arkadaş vardı ve bölüme bu kadro cerrah yetiştirsin diye 1 cerrahi asistanı aldılar.

Bu arada Ankara’dan ayda 2-3 gün gelip bu yeni fakülte de prof olan birisi daha ilave oldu eğitim kadrosuna. Başka bir bölüme 3 asistan aldılar, profluğu alan bölüm hocası 2 yıl sonra gitti, asistan çocuklar uzmanlıktan devşirme 2 dr öğr üyesi eline kaldılar.

Kadın doğum bölümünde yeni prof olmuş 1 hoca, uzmanlıktan devşirme 4 yrd doç ve 5 asistan var. Bu il gibi onlarcası var şu an ülkemizde. (Ben Kayseri’de cerrahi ihtisası yaptım 90’lı yıllarda. Benim 3 prof, 3 doçent, 2 yrd doç hocam vardı ve ben bu 8 kişilik hoca kadrosundan cerrahi eğitimi aldım).

Düşünsenize bu ilde bir buçuk hoca ile cerrahi uzmanı olacak ya da 2 yrd doç tan ne öğrendiyse onunla uzman olacak olan  hekimin mesleki bilgi ve beceri seviyesi ne kalitede olabilir? Cerrahide vaka zenginliği iyi bir cerrah için olmazsa olmazdır.

Uzmanlık diplomalarımızda ‘’bir kliniği müstakilen idare edebilecek niteliği kazandığı’’ ibaresi yer alır. Bu yeni yetme fakültelerden çıkacak yetersiz yetişmiş hekimlerin ileride çıkaracağı faciaların müsebbipleri nasılsa o zaman görevlerinin başında olmayacağından vicdanlarında hiçbir sorumluluk hissetmeyeceklerdir.

Akıl izan ile bu soruna acilen bir çözüm üretilmelidir çok geç olmadan. Selam ve saygılarla… 

Çözüm ne olmalı: Gelişmiş ülkeler ölçeğinde akreditasyon ve belli kriterleri sağlamadan tıp fakültesi açılmamalı. Bu kabul edilen standartlara uymayan yeni fakülteler kapatılıp öğretim üyeleri ve öğrencileri en yakın büyük fakültelere devredilmeli. 

 

Yazı için 1 yorum yapılmış:

  1. Fuzûlî dedi ki:

    Ülkemizde tıp eğitimi maalesef iyi durumda değildir.

    Dünyanın gelişmiş ülkelerinde böyle mantar gibi tıp fakültesi açıldığı görülmüş şey değildir.
    Geçenlerde bir büyük vilayetimizde 50 senede ancak bir noktaya gelebilmiş bir tıp fakültemiz var iken, teknik üniversite mahiyetinde açılan ikinci üniversiteye tıp fakültesi açılmış!
    Sebebi ise söylentiye göre tıp fakültelerinin döner sermaye gelirinin yüksekliği imiş.
    Bu kağıt üzerindeki fakülteye o vilayetin eğitim araştırma hastanesi bağlanarak üniversitenin öğretim üyelerine gelir temin edilecekmiş!
    Bu doğru ise, ayıpdır ayıp!..

    Ya TUS’da tercih edilen ilk üç branşın cildiye, estetik ve radyoloji olmasına ne demeli?
    Bir zamanlar muhterem Başkan ‘askerlik yan gelip yatma yeri değildir’ dediği zaman yadırgayanlar olmuşdu. Aynı durum tıpda da varid değil midir? Bu meslek elini hastaya sürmeden risk alamdan yapılacak bir meslek midir?

    Ya online eğitim hikayesine ne buyrulur, öğretim üyesi ve öğrenciler bilgisayardan ders yapacaklarmış. Ne gerek var, yüklersiniz youput’ pardon youtube’a, diplomayı da kargo ile gönderirsiniz olur biter.

Siz de yorumunuzu paylaşın: