SADECE SİTOTOKSİK T LENFOSİTLERİ UYARAN AŞILAR ZİKA’ YI TAMAMEN ÖNLEYEBİLİYOR

Yazı Fontunu Büyült Yazı Fontunu Küçült Yazı Fontunu Sıfırla
kasa fişi

Antikorum düşük diye dertlenenlere çok iyi bir haberim var.

Agamaglobülinemisi olan yani bağışıklık sistemleri antikor yapamayan ve bu sebeple ömür boyu immunglobulin alması gereken iki hastanın KOVİD’ i tamamen atlatmasının da ortaya koyduğu gibi asıl etkili olan T lenfositleri ile sağlanan hücresel bağışıklık olduğunu zaten biliyorduk (1).

Cell Reports’ da yayınlanan yeni bir araştırma T hücrelerinin ne kadar önemli olduğunu, bir viral enfeksiyonun hiç antikor olmadan bile nasıl atlatılabileceğini ortaya koydu (2).

Fareler üzerinde yapılan araştırmada, antikor olmadan sadece spesifik sitotoksik T hücreleri cevabı yaratan bir zika virüs aşısının etkinliği değerlendirildi.

Bu DNA aşısı, zika virüsün yapısal olmayan bir proteinden (NS3) hazırlandı.

Ifnar1−/− erişkin fareler, ubiquitin/NS3 ile aşılanarak bağışıklık sağlandıktan sonra döllendi ve daha sonra da zika virüse maruz bırakıldı.

Aşılanan tüm farelerin hayatta kaldıkları ve üreme organlarında ve diğer dokularında viral titrelerinin büyük ölçüde azaldığı gösterildi.

Aşı, plasenta hasarını ve pro-enflamatuar sitokin seviyelerini önemli ölçüde azalttı ve fetüsleri virüsün hasarından tamamen korudu.

Deplesyonu deneyleriyle de gösterildiği gibi CD8+ sitotoksik T hücrelerinin viral enfeksiyonlardan korunmada çok önemli bir yeri vardır.

Gelelim neticeye

Bu araştırma da zika virüslerinin seçilmiş proteinlerinden hazırlanan aşıların hiç antikor olmasa bile sitotoksik T lenfositleri sayesinde virüs enfeksiyonuna karşı koruyucu olabileceğini gösteriyor.

Bunun başka virüsler için de geçerli olması muhtemeldir.

Bağışıklığın sadece antikorlar üzerinden tam ve doğru olarak değerlendirilemeyeceğini bir kere daha görmüş oluyoruz.

CAR-T Cell Therapy

Kaynaklar:

1. https://onlinelibrary.wiley.com/doi/epdf/10.1111/pai.13263

2. https://www.cell.com/cell-reports/fulltext/S2211-1247(21)00441-1

Figure thumbnail fx1

Yazı için 4 yorum yapılmış:

  1. CANAN KARATAY dedi ki:

    Virologlar ve zoologlar hayvanların doğal florasında 100 tür COVİD virüsü bulunduğunu senelerden beri biliyorlar. Yeni bir buluş değil bu.

    İnsanlara bulaşınca ağır gripal infeksiyona neden oluyor doğal olarak.

    Peki yarı canlı olan bu hayvanlara ait virüsü ne diye vücudumuza injekte etmemiz gerekiyor? Bir mantık var mı bu uygulamanın altında?

    NEDEN SORUYORUM İŞTE?

  2. Alişan Yıldıran, Çocuk İmmünoloji-Allerji Mütehassısı dedi ki:

    Aklıma takılanlar;
    1. Sadece dört gün evvel bu makaleden nasıl haberiniz oldu?
    2. SARS-Cov-2 gündemde iken zika nereden çıkdı?
    3. Çok teknik ve zor bir makale, bu kadar kısa özetle idrak edilmesi fevkalade zor…
    4. Sizin daha evvel dikkat çekdiğiniz aşıya bağlı antikor bağımlı şiddetlenmeyi engellemeyi bilhassa hedeflediği herhalde dikkatinizden kaçmış olmalı.
    5. Sırf bu yüzden ifnar KO fareler tercih edilmiş
    6. Ubikitin/NS3 DNa aşısı kullanılmış, sadece bu bile başlı başına bir hücresel bilim.
    7. Sadece üçer fare kullanılmış, sağlıklı farelerle karşılaştırma yine yapılmamış!!
    8. Dürüstçe yine bu konuda iki patentleri olduğu söylüyorlar
    9. Yine Çin’lilerin Çin’de yapdığı bir çalışma, DİKKAT!
    10. Agamaglobulinemik hastaların bile COVID’den iyileşebileceğini vurgulamanız gayet yerinde, nitekim bizimde moleküler teşhisli PID’l vakalarımız COVID’de şifa buldular, çok şükür.

  3. Alişan Yıldıran, Çocuk İmmünoloji-Allerji Mütehassısı dedi ki:

    Son bir şey daha DNA aşıları dezavantajları sebebi ile kullanım alanı bulamamış aşılardır.

  4. Dündar Yalçın dedi ki:

    Zika halen var mı acaba yoksa bitti mi. Bir ara çok gündemdeydi Brezilyada olimpiyat oyunları zamanıydı. Demek kaç sene geçmiş de hiiiç far etmemişizz.

Siz de yorumunuzu paylaşın: