EĞİTİM CAMİASI TEST ZORUNLULUĞUNA KARŞI: DAYATMA YAPILAMAZ, KARAR YENİDEN DEĞERLENDİRİLMELİ

Yazı Fontunu Büyült Yazı Fontunu Küçült Yazı Fontunu Sıfırla
kasa fişi

Dikkat: Yazının sonunda ek var!

***

Abdülhakim Günaydın’ ın yazısı:

“6 Eylül’de yüz yüze eğitimin başlamasıyla birlikte öğrencilerle irtibatlı ancak henüz aşı olmamış öğretmen ve diğer personelin haftada en az iki defa PCR testi yaptırmasını isteyeceğiz.

Bu sözler Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a ait. 

Erdoğan bu sözleri önceki gün kabine toplantısının ardından yaptığı basın açıklamasında söyledi.

Öğretmen ve okul çalışanlarına haftada iki defa PCR testi zorunluluğu tartışmaları beraberinde getirdi.

Başta bilim dünyasından insanlar olmak üzere uygulamaya destek verenlerin yanı sıra kararın hukuki gerekçesinin olmadığını belirterek karşı çıkanlar oldu.

Haftada 2 PCR testi zorunluluğu tartışmasının daha çok süreceği tahmin ediliyor.  

Ayrıca alınan karar geri de alınabilir, çünkü eğitim sendikaların çoğunluğu uygulamaya karşı çıkıyor.

Peki eğitim sendikaları zorunlu hale getirilen PCR testi kararı için ne diyor? 

“Tepeden inme kararlar müdahale uygun değil”

Konuyla ilgili Independent Türkçe’ye değerlendirmede bulunan Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) Genel Başkanı Nejla Kurul, tepeden inme kararlarla insanlara bedensel bir müdahale yapılmasını doğru bulmadıklarını söyledi.

Eğitim Sen olarak bilimsel ilkeler üzerinden politikalarını geliştirdiklerini kaydeden Kurul, “Sermayedar ve devletten bağımsız özel tavır sergilemiş Türk Tabipleri Birliği ve Sağlık Emekçileri Sendikası gibi emek ve meslek örgütlerinin bilimsel verilerinin dikkate aldıklarında aşılanmanın zorunlu olduğunu düşünüyoruz” dedi.

Hakların birbirine bağlı olduğunu ve herkesin sorumlulukla hareket etmesi gerektiğini ifade eden Kurul, “Eğitim bileşenleri yani öğrenci, veli ve öğretmenlerimizin birbirlerine karşı sorumluluklarını yerine getirmeleri için mutlaka kendi iradeleriyle aşı yapmaları gerektiğini düşünüyoruz. Şunu da unutmamız gerekir ki şu ana kadar siyasal iktidar açık ve net bir biçimde aşılanma vurgusu ve kamuoyu bilgilendirme sorumluluğunu yerine getirmedi” ifadelerini kullandı.

Minnesota has lagged behind other states on COVID-19 testing, but that  might be changing | MinnPost

“Zorunluluk şeklinde olmamalı”

“Kişi aşılanmamayı bir tercih olarak ortaya koyuyorsa onun karşısında aşılanmış ve toplum sağlığı için bunun yararlı olduğunu düşünen kişiler de okula gelen kişinin hasta olmadığının kanıtlanmasını gerekli olduğunu düşünüyorlar” değerlendirmesinde bulunan Kurul, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bu ikisi arasında uzlaşma zemini ancak böyle bir testi yaptırarak mümkün olabilir. Bu tabii ki zorunluluk şeklinde değil, sorumluluk olarak görülmesi gerekir. Örneğin bir ülkeden başka bir ülkeye geçerken nasıl testini yaptır diyorlarsa okullara da böyle bir sınırlama koyabilirler. Pek çok kuruma giriş bu şekilde oldu. Eğitimin bileşenleri aşılanarak bu tür test yükümlülüğünden kurtulabilirler.”

Okulların çok kalabalık olduğunu hatırlatan Kurul, taleplerinin öğretmenlerin bilimsel veriler ışığında doğrudan aşılanmalarının sağlanarak test yükümlülüğünde kurtulmaları olduğunu belirterek sözlerini şöyle tamamladı:

“Ancak bu zorunluluk şeklinde değil de daha çok ikna üzerinden yapılması gerektiğini düşünüyoruz. Aşı hayatımızın bir parçası. Ama kişi aşı olmama hakkını kullanıyorsa bunun diğer bileşenler açısından aşılanmış kişiler açısından güvenirliği sağlayacak başka bir mekanizmaya ihtiyaç var. Bu da PCR testini yaptırmaktan geçiyor. Bu okulun içerisinde iç barışı sağlamak açısından önemlidir.”

“Uygulama kararı yeniden değerlendirilmeli”

Türkiye Eğitim, Öğretim ve Bilim Hizmetleri Kolu Kamu Çalışanları Sendikası (Türk Eğitim-Sen) Genel Başkanı Talip Geylan, kararın gözden geçirilmesi gerektiğini söyledi.

Sosyal medya hesabında yaptığı paylaşımda salgına karşı tek koruyucu silahın aşı olduğunu hatırlatan Geylan, devamında şunları kaydetti:

“Okullarımızın açılması sürecinde sadece öğretmenlerin değil, öğrenciyle ilişkili herkesin aşılanması hususunda gayret ortaya konulmalıdır. Ayrıca aşı olanların dahi Kovid-19 bulaşına muhatap olduğu bir durumda zorunlu PCR testi uygulaması kararı yeniden değerlendirilmelidir. Sağlıkla ilgili hususlarda zorunluluk değil gönüllülük esas alınmalıdır ki, hukuki olan da budur.”

“Eğitim çalışanlarına aşı ve test dayatması yapılamaz”

Haftada 2 defa PCR testi uygulamasına karşı çıkan bir diğer sendika da Eğitimciler Birliği Sendikası (Eğitim-Bir-Sen).

Eğitim-Bir-Sen konuyla ilgili yaptığı açıklamada, “Salgınla mücadele sürecindeki diğer bütün faktörlerin göz ardı edilerek okulların açılmasının, öğretmenlerin ve eğitim çalışanlarının aşılanmasına veya PCR testi zorunluluğuna indirgenmesi şeklindeki hatalı ön yargının kabulü mümkün değildir” denildi.

“Eğitim çalışanlarına aşı ve test dayatması yapılamaz” açıklamasının devamında şu ifadelere yer verildi:

“Hukuki dayanaktan yoksun, hatalı ve yanlış olan eğitim çalışanlarına PCR testi zorunluluğu kararı yeniden ele alınmalı; eğitim kamu hizmetinin yürütülmesini zora koşacak, eğitim çalışanlarının moral, motivasyon ve çalışma azmine zarar verecek, kurum içi çalışma barışını bozacak bu hatadan bir an evvel dönülmelidir.”

***

EK 1 (23.8.2021): ANAYASAYA AYKIRI

İstanbul Üniversitesi Anayasa Hukuku Ana Bilim dalı öğretim üyesi Dr. Volkan Aslan, zorunlu PCR ya da zorunlu aşı uygulamalarının makul, anlaşılır ve hatta karşılaştırmalı örneklere uygun olduğunu ancak anayasaya aykırı olduğunu söylüyor. Dr. Aslan “ABD ve Avrupa’da aynı tedbirler uygulanmakta. Hatta biz geç bile kaldık! Naçizane, çok daha sert tedbirler alınması gerektiğini düşünüyorum ancak bir hukukçu olarak tedbirlerin hukuka aykırı olduğunu söylemeliyim. Mart 2020’den yani pandeminin başından beri alınan sokağa çıkma, maske zorunluluğu, restoranların kapanması gibi her tür kısıtlama anayasaya aykırıydı. ‘Zorunlu’ PCR testi uygulaması da aynı nedenden anayasaya aykırıdır” diyor.

Hukukçu Dr. Rezan Epözdemir, ‘zorunlu’ PCR testi uygulamasının vücut bütünlüğüne bir müdahale olduğunu belirterek, “Bir zorunluluk varsa bunu kanun ile yapmak lazım. Genelge ile ‘zorunluluk’ olmaz.

Kaynak: https://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/fulya-soybas/pcr-testi-zorunlu-tutabilir-mi-41878802

***

EK 2 (1.12.2021): ABD’de federal mahkeme, tüm sağlık çalışanlarının yeni tip koronavirüs (Kovid-19) aşısı olması zorunluluğuna karşı tedbir kararı alarak 10 eyalette uygulamayı durdurdu. Associated Press’in haberine göre, Missouri eyaleti Federal Bölge Mahkemesi Yargıcı Matthew Schelp, kararında, devlete ait sağlık sigortası programları Medicare ve Medicaid’in, programlarla anlaşmalı kurumlarda çalışanlara aşıyı zorunlu tutmak için ABD Kongresinden yetkileri bulunmadığını belirtti.

Schelp, böylece ABD yönetiminin getirdiği sağlık çalışanlarının Kovid-19 aşısı olması zorunluluğuna karşı ilk hukuki mücadeleyi başlatmış oldu. Söz konusu karar, ABD yönetimini dava eden eyaletler koalisyonunda bulunan Alaska, Arkansas, Iowa, Kansas, Missouri, Nebraska, New Hampshire, Kuzey Dakota, Güney Dakota ve Wyoming eyaletlerinde geçerli oldu. Haberde, söz konusu eyaletlerin vali veya başsavcılarının Cumhuriyetçi partiden olduğu vurgulandı. Biden yönetimi, sosyal sigorta programları üzerinden devletten fon alan yaklaşık 76 bin sağlık kurumunda çalışan 17 milyondan fazla çalışanın 6 Aralık’a kadar ilk doz, 4 Ocak 2022’ye kadar ikinci doz Kovid-19 aşısı yaptırmış olmasını şart koşuyordu.

Kaynak: https://www.aa.com.tr/tr/dunya/abd-de-saglik-calisanlarina-asi-zorunlulugu-10-eyalette-durduruldu/2435029

***

Yazı için 1 yorum yapılmış:

  1. ATSIZ dedi ki:

    Siyasi otoritenin salgın ile ilgili genelgelerinin hukuka dayanmadığının mütalaası, bir anayasa profesörünün kaleminden;

    https://www.anayasa.gen.tr/genelge-devleti.htm

Siz de yorumunuzu paylaşın: