FUTBOL SPOR MUDUR, YOKSA SAN’AT MI? YOKSA BİR DİN Mİ?
Prof. Dr. Alişan Yıldıran‘ ın yazısı:
Değerli okuyucular, lütfen rahat olun, fakir futboldan pek anlamam ancak, son yıllarda ülkemiz futbolunun beynelmilel camiadaki acınacak halinden ıstırab duyacak kadar millî düşünürüm.
‘Din kitlelerin afyonudur’ diyen Karl Marx’ın (1) meşhur vecizesinin futbol için de kullanıldığı çokça vakidir (2). Hatta, bazı Müslüman münevverlerimizin din alimi zannetdiği (!) Ali Şeriatî’nin de şöyle bir sözü varmış ‘Tribünlerden gelen sesler, savaşlardaki mazlumların sesinden fazla geliyor ise futbol afyondur!’ (3).
Her iki zât’ın müşterek tarafı bahs-i diğer, fakat futbolun dünya üzerinde toplumların idare edilmesinde otoriteler tarafından kullanıldığına hiç şüphe yokdur herhalde.
Bu konuda, siyaset hakkındaki yorumlarını dikkatle takib etdiğim, makul bulduğum, daha evvel futbol hakkında köşe yazıları yazdığını da bildiğim muhterem Ergün Diler’in ‘Futbol ve derin ilişkiler’den bahsetdiği yazısını, kısa süre evvel de ‘Futbol sadece futbol değildir’ diye yorumladığı beynelmilel ticari münasebetleri misal verdiği yazısını, okumayanlara şiddetle tavsiye ederim (4, 5). Çünkü bu işde inanılmaz paralar dönüyor, hatta belki de.. Neyse bilmediğim işler.
Peygamber efendimizin ‘Din güzel ahlakdır’ (6) ve ‘Din nasihatdir’ (7) hadislerini hatırlatdıkdan sonra, mabedi stadyum, ruhban sınıfı hakemler, alimleri televizyon yorumcuları, inananları tarafdarları, ayinleri kupalar olan futbolu din kabul edenlere; çocukluğumun ve tarihin gelmiş geçmiş en büyük futbolcuları olan Pele ve Maradona’nın futbolu ‘din’ kendilerini ise ‘Tanrı veya Tanrının işini yapan’ olarak görmeleri şaşırtıcı değil (8).
‘Futbol güzel bir oyundur’ sözü ile estetik yönüne dikkat çeken sanatçıların vurgularını haberleşdiren BBC’ye göre ise bir san’at imiş (9).
Peki, ben şimdi bunları ne diye anlatdım?
Bugün gözüme ilişen bir haber sebebi ile (10).
Bu acı haber abd-i acize ‘tamirci ile kalp cerrahı arasındaki fark’ üzerine olan fıkrayı (11) hatırlatdı, buyrun;
Dünyaca ünlü kalp doktorunun arabası bozulmuş ve arabasını tamire götürmüş. Tamirci arabanın kaputunu açmış ve Doktora dönerek: -Size bi şey soracağım. Ben ve siz hemen hemen aynı işleri yapıyoruz. Örneğin ben şimdi özenle kaputu açacağım bir bakışta problemin nerede olduğunu anlayacağım, kapakçıkları temizleyeceğim, gerekirse kabloları ve motor yağını değiştireceğim. Hatta çok gerekli ise motoru çıkarıp yerine yenisini takacağım.. Söyler misiniz siz nasıl oluyor da milyon dolarlar kazanıyorsunuz ama ben meteliğe kurşun sıkıyorum..? Bunun üzerine Doktor tamircinin kulağına eğilmiş ve şöyle demiş : – Bunların hepsini motor çalışırken yapabilir misiniz?
Buradan yetkililere hatırlatmayı hekimlik mesleğime borcum addederek sesleniyorum. Artık tıbbiye mezunları bu zor branşları tercih etmiyor bu bir. Devlet kurumlarında, mesela bizim üniversitemizde SUT kodu o kadar düşük ki sünnet bile yapılmıyor bu iki. Tababet (tıp değil) bir san’atdır ve öldükden sonra değeri bilinen san’atkârlara benzemez bu da üç!…
Bu konuda Yoksullara yardım ve eğitim vakfı kurucusu İbrahim Ateş beyin san’at ve san’atkârı tarifini (12) hatırlamak lazım;
Sanat: Tabiattaki güç ve güzelliklerle potansiyelleri onaya çıkarıp, belirli işlemlerden geçirerek insanların istifadesine arzedilecek hâle getirme işidir (mesela ortopedi, fizik tedavi)
Sanat: Herhangi bir maddeyi şekillendirerek veya başkaları ile birleştirerek yeni ve yararlı bir konuma getirme işidir (mesela ortopedi, plastik rekonstrüktif)
Sanat: Düşünceyi maddeye yansıtma, muhtelif materyal, madde ve malzemeyi maharetle işleyip içaçıcı, ilgi çekici, iş yapıcı ve işe yarayıcı bir şekle sokma işidir (mesela kalp damar cerrahisi)
Sanat: Ağaca, taşa, toprağa, yaprağa, bitkiye biçim verip horlananı hoşlanan, atılanı alınan ve iğrenileni istenilen hâle getirme işidir (mesela plastik rekonstrüktif cerrahi)
Sanatkâr: Tabiatı tetkik edip, Yaradan’ın kudretini ve yaratılışının hikmetini gören basiretli insandır.
Sanatkâr: Çevresine sevgi ile bakan, her şeyde bir güzellik görüp o güzelliği insanların istifadesine sunmak üzere somutlaştıran verimli, üretken ve sevgi yüklü insandır.
O halde san’atkârın rayici belirleme yetkisine dair bir düzenleme yapılması zaruridir, vesselam….
Kaynaklar:
(1) https://tr.wikipedia.org/wiki/Din_halk%C4%B1n_afyonudur
(2) https://www.birgun.net/haber/toplumun-afyonu-107966
(3) https://twitter.com/salihozluk/status/936688427382267904
(4) https://www.takvim.com.tr/yazarlar/ergundiler/2019/03/21/toplu-silah
(5) https://www.takvim.com.tr/yazarlar/ergundiler/2021/02/24/futbol
(6) https://sorularlaislamiyet.com/din-guzel-ahlaktir-ahlaki-guzel-insan-her-yasta-guzeldir%E2%80%9D-sozu-hadis-midir-aciklar-misiniz
(7) https://islamansiklopedisi.org.tr/nasihat
(8) https://www.bbc.com/culture/article/20180713-is-football-the-universal-religion
(9) https://www.bbc.com/culture/article/20140203-beautiful-game-is-football-art
(10) https://www.finansgundem.com/haber/hastasindan-para-alan-profesore-10-yil-hapis-istemi/1614210
(11) https://www.komikfikralar.org/tamirci-ve-doktor-arasindaki-fark.html (12) https://dergi.diyanet.gov.tr/makaledetay.php?ID=15245
Din demişken;
https://www.yenicaggazetesi.com.tr/kutsal-ksenin-simdiki-havarileri-484125h.htm