Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta

Yeni bir çalışmada, günde bir veya iki kez dışkılayan kişilerin daha iyi enflamasyon profillerine, daha etkili toksin temizliğine ve daha güçlü bir bağırsak mikrobiyal dengesi dâhil olmak üzere en sağlıklı biyolojik belirteçlere sahip oldukları tespit edildi.

Bağırsak mikrobiyomları, kan kimyası ve yaşam tarzı alışkanlıkları hakkında veri toplanan 1.400’den fazla sağlıklı Amerikalı yetişkin üzerinde yapılan çalışmada, katılımcılar kendi bildirdikleri dışkılama durumuna göre dörde ayrıldı: kabızlık (haftada bir veya iki dışarı çıkma), düşük-normal (haftada üç ila altı), yüksek-normal (günde bir ila üç) ve ishal.

Böbrek fonksiyonu, böbreklerin kanı ne kadar iyi filtrelediğini değerlendiren tahmini glomerüler filtrasyon hızı ile ölçüldü.

Sonuçlar önemli bir bağlantıya işaret etti: Kabızlık çeken kişilerde böbrek fonksiyonu belirteçleri daha zayıftı.

Böbrekler, kandaki atıkları ve fazla sıvıyı temizleyen, elektrolit dengesini düzenleyen ve kan basıncını ve kırmızı kan hücresi üretimini kontrol eden hormonlar üreten temel filtrasyon sistemleri olarak hizmet eder. Böbrek fonksiyonu azaldığında, toksinler vücutta birikerek yaşlanmayı hızlandırır ve çok sayıda hastalık riskini artırır.

Kabız olanların (yani haftada bir veya iki kez dışkılayanların) kan dolaşımında daha yüksek seviyelerde toksin vardı, özellikle böbrekler düzgün çalışmadığında biriken bir atık ürün olan indoksil sülfat yüksek idi.

İndoksil sülfat sağlıksız bağırsak fermantasyonunun bir yan ürünü olarak oluşur ve böbreklere önemli bir stres uygular.

Yeterli lif alınmadığında, bağırsak bakterileri bunun yerine proteini fermente eder, daha fazla atık ürün oluşturur ve vücudu bunları ortadan kaldırmak için daha fazla çalışmaya zorlar.

Diğer uçta, sık sık gevşek dışkılama yapan grup, iltihaplanma ve safra asidi kaybı belirtileri gösterdi ki bu, genellikle karaciğer ve safra kesesi işlev bozukluğuyla bağlantılıdır.

Safra asidi düzgün bir şekilde geri dönüştürülmediğinde, bağırsak iltihaplanır, yağlar iyi emilmez ve besin dengesizlikleri gelişebilir.

Yaşlanma, glomerüler filtrasyon hızında kademeli bir azalma ile ilişkilidir.

Zayıf böbrek fonksiyonu doğrudan daha kısa bir hayat süresiyle bağlantılıdır ve bu da bağırsak alışkanlıklarını uzun ömür araştırmalarında önemli bir odak noktası haline getirir.

VKE bağırsak hareketleriyle ilişkili bulundu

Çalışma, yaş, cinsiyet ve vücut kitle indeksinin (VKE) bağırsak hareket sıklığıyla anlamlı şekilde ilişkili olduğunu da gösterdi.

Özellikle, genç insanlar, kadınlar ve düşük VKE’ ne sahip olanlar daha az sıklıkta bağırsak hareketi yapma eğilimindeydi.

Kadınlardaki hormonal dalgalanmaların bağırsak hareketi değişikliklerine muhtemelen katkıda bulunmasının ve erkeklerin kadınlardan daha fazla haftalık yiyecek ve atıştırmalık almalarının da bağırsak hareketi sıklığını etkilemesi muhtemeldir.

Optimum bağırsak hareketi aralığına ulaşmakla ilişkili faktörler, daha fazla meyve ve sebze yemek, bol su içmek, düzenli fiziksel aktivite yapmak olabilir.

Tuvalette oturma şekli

Araştırmacılar, öne eğilmiş, kol destekli bir duruşun -çömelme pozisyonuna daha yakın- yaşlı insanların dışkılarını daha rahat bir şekilde geçirmelerine yardımcı olacağını, bu şekilde öne eğilmenin, kolonun daha kolay boşaltım için hizalanmasına yardımcı olacağını ve bağırsak hareketi verimliliğini artırabileceğini söylüyorlar.

Buna göre anlaşılan odur ki bu araştırmacılar hayatlarında alaturka tuvalet nedir görmemişler.

Ikınmaya en uygun metot bizimki.

Gelelim neticeye

Bu araştırma diyor ki: Büyük abdeste çıkmak sadece bir rahatlama meselesi değildir; böbrek fonksiyonu ve uzun vadeli sağlık için de bir ipucudur.

Kaynak: https://www.cell.com/cell-reports-medicine/fulltext/S2666-3791(24)00360-4

Makale: Aberrant bowel movement frequencies coincide with increased microbe-derived blood metabolites associated with reduced organ function

***

Siz de yorumunuzu paylaşın: