SARILMAK BAĞIŞIKLIĞI GÜÇLENDİRİYOR, HASTALIKLARI ÖNLÜYOR

Yazı Fontunu Büyült Yazı Fontunu Küçült Yazı Fontunu Sıfırla
kasa fişi

Carnegie Mellon Üniversitesi’nde, fiziksel temasın, sosyal desteğin insanları stres kaynaklı hastalıklardan korumadaki tesirini belirlemek için bir araştırma düzenlendi.

Odak noktası duygusallık değil, basit bir kucaklaşmanın hastalıklara karşı minyatür bir aşı görevi görüp göremeyeceğini tespit etmekti.

400′ den fazla gönüllü katılımcı, soğuk algınlığı virüsüne maruz bırakıldı ve 14 gün boyunca onlara günlük çatışmaları, sosyal etkileşimleri ve o gün birilerine sarılıp sarılmadıkları hakkında sorular soruldu.

Araştırmacılar farklı sarılma stillerini ve sürelerini test ettiklerinde, kesin gereklilikler keşfettiler:

Bir saniyelik sarılmalar tatmin edici değildi ve minimum fayda sağlarken, beş ila on saniyelik sarılmalar ideal olarak bulundu.

Yakın ilişkilerde, 20 saniyelik sarılmalar en güçlü ölçülebilir etkileri yarattığı görüldü.

Çoğu gün sarılan katılımcıların enfekte olma ihtimali, nadiren kucaklananlara göre yaklaşık %60 daha düşüktü.

Ayrıca, hastalananlar daha hızlı iyileşti ve daha az sarılanlara göre daha güçlü bağışıklık tepkilerine sahipti.

Bu bulgular, doğru sıklık ve sürede kucaklaşmanın sevgi dolu bir insan davranışı olmasının yanı sıra, stres kaynaklı hastalıklara karşı şaşırtıcı derecede etkili bir savunma mekanizması olduğunu ve bağışıklık sistemini güçlendirdiğini gösteriyor.

Sarılmanın tesirleri

Birine sarıldığımızda, vücudumuzda ve beynimizde bir dizi olay gerçekleşir ve bu olaylar bizi nörobiyolojik, nörokimyasal ve sosyal olmak üzere birçok düzeyde etkiler.

Nörobiyolojik olarak, sarılmak cildin altındaki duyusal sinir ağını, özellikle de bazen “kucaklaşma sinirleri” olarak da adlandırılan “C-dokunsal afferentler” adı verilen özel bir grubu uyarır.

Bu sinirler, nâzik ve şefkatli dokunuşlara özellikle duyarlıdır ve sinyalleri doğrudan beynin duygusal işlem merkezi olan insüler kortekse gönderir.

Kucaklaşma sinirleri tetiklendiğinde, ruh halini iyileştirmeye yardımcı olan vücudun doğal ağrı kesicileri olan endorfinleri de salgılar.

Kucaklaşma sinirleri, başkalarıyla yakın fiziksel temas arama ve bundan keyif alma dürtümüzü güçlendirerek bir rahatlık hissi yaratmak üzere optimize edilmiştir.

Nörokimyasal düzeyde, sarılmak çeşitli “iyi hissettiren” kimyasalların salınımını tetikler.

Bunların başında, genellikle “aşk hormonu” olarak adlandırılan ve bağlanma, güven ve emniyet duygularını artıran oksitosin gelir.

Ayrıca, sarılmak hazla ilişkilendirilen dopamin ve ruh halini dengeleyen ve mutluluğu artıran serotonin salgılar.

Sosyal ve psikolojik açıdan bakıldığında, sarılmalar söze gerek kalmadan destek sağlar, paylaşılan duyguların sözsüz onayları olarak işlev görür ve sosyal bağları güçlendirir.

Kalbe de iyi geliyor

Fiziksel temas, kalp atış hızı değişkenliğini (HRV) artırarak kardiyovasküler sağlığı da iyileştirir.

Kalp atış hızı değişkenliği, vücudun strese ne kadar iyi tepki verdiğinin önemli bir ölçüsüdür. HRV’ nin yüksek olması iyidir.

Daha önce de konuşma yapmadan önce partnerleriyle 10 dakika el ele tutuşup ardından 20 saniye kucaklaşan çiftlerin, temas etmeden sessizce oturanlara kıyasla kan basıncı ve kalp atış hızının yarı yarıya daha düşük olduğunu ortaya konmuştu. Bu sonuçlar, şefkatli dokunuşun fizyolojik koruma sağladığını ve destekleyici ilişkilerle ilişkili kalp sağlığı yararlarını kısmen açıkladığını göstermektedir.

Düzenli şefkatli temas, stres azaltmanın ve daha sağlıklı bir kalbin çok ötesine uzanan faydalar sağlar.

İster insanlardan, ister evcil hayvanlardan, isterse ağırlıklı battaniyelerden olsun, sürekli fiziksel rahatlık alan kişiler, bu tür bir temastan yoksun olanlara göre daha derin uyur ve daha dinlenmiş bir şekilde uyanırlar.

Sarılma enflamasyonu da baskılıyor

Düzenli olarak sarılma, enflamasyonu azaltmaya da yardımcı olabilir.

Enflamasyon büyük ölçüde kronik stresten kaynaklanır ve kronik iltihaplanma, depresyon ve otoimmün hastalıklar da dahil olmak üzere çeşitli sağlık sorunlarıyla bağlantılıdır.

Sarılmanın iltihap önleyici moleküllerin azalmasıyla önemli ölçüde ilişkili olduğunu bulunmuştur.

Gelelim neticeye

Kolların omuz ve bel üzerinden çaprazlanması (“criss-cross”) şeklindeki ne çok hafif ne  çok sıkı olmayan sarılma ideal olarak tavsiye ediliyor.

Sarılmanın çok sıkı olması ve haddinden uzun sürmesi, el ve kolların rahat durmaması ise araştırmanın kapsamı dışında kalıyor. 

Kaynak: https://journals.sagepub.com/doi/abs/10.1177/0956797614559284

Makale: Does Hugging Provide Stress-Buffering Social Support? A Study of Susceptibility to Upper Respiratory Infection and Illness

Özetlenen makale: https://www.theepochtimes.com/health/the-perfect-hug-length-to-improve-immunity-and-reduce-stress-5879735

***

Siz de yorumunuzu paylaşın: