DÜŞÜK DOZ TOMOGRAFİ BİLE ÇOCUKLARDA KAN KANSERİ RİSKİNİ ARTIRIYOR
Her yıl bir milyondan fazla Avrupalı çocuk bilgisayarlı tomografi taramasından geçiyor.
Orta (> 100 mGy=miliGray) ila yüksek (> 1 Gy) dozlardaki iyonlaştırıcı radyasyon, malign hematopatiler için bilinen bir risk faktörüdür.
Genellikle çocuklarda veya ergenlerde BT taraması sırasında verilen düşük dozlara (< 100 mGy) maruz kalmayla ilişkili risk bilinmiyor.
10.000 çocuktan (tarama başına 8 mGy dozla), 1-2’sinde önümüzdeki 12 yıl içinde radyasyona bağlı malign hematopati gelişebileceği belirlendi (1,4 vaka).
Bu çalışma, düşük radyasyon dozlarında kanser riskinin yüksek olduğunu doğruluyor ve her pediatrik BT’ nin gerekçelendirilmesi ve verilen dozların optimize edilmesinin önemini vurguluyor.
Önceki çalışmalar genç hastalarda BT taramalarından gelen iyonlaştırıcı radyasyona bağlı malign hematopati riskini değerlendirdi.
Bazıları, tekrarlanan taramalarla lösemi riskinin arttığını gösterdi, ancak kafa karıştırıcı faktörler, bazı durumlarda istatistiksel güç eksikliği veya önyargılarla sonuçlandı.
Uluslararası Kanser Araştırma Ajansı tarafından koordine edilen EPI-CT çalışmasında, BT sırasında düşük dozda iyonlaştırıcı radyasyona maruz kalan çocuk ve ergenlerde kanser riskinin değerlendirmesi amaçlandı.
22 yaşından önce CT taraması yapılan 948.174 hastadan oluşan çok uluslu bir Avrupa kohortunu takip edildi.
Kemik iliğine uygulanan iyonlaştırıcı radyasyon dozları, taranan vücut bölgesi, hasta özellikleri, tarama yılı ve makinenin teknik parametrelerine göre değerlendirildi. Analiz, 1.331.896 tarama (hasta başına ortalama 1,52 tarama) yapılan ve ilk taramadan sonra en az 2 yıl boyunca takip edilen 876.771 hastayı ihtiva ediyordu.
Toplamda, 578’i lenfoid hematopati ve 203’ü miyeloid hematopati ve akut lösemi olmak üzere 790 malign hematopati teşhis edildi. Ortalama takip süresi 7,8 yıldı.
Teşhis konan hastaların %51’i 20 yaş altında, %88,5’i ise 30 yaş altındaydı. Kümülatif doz ile gözlenen malign hematopati arasında, 100 mGy başına 1,96 (790 vaka) gözlenen oranla bir ilişki vardı.
Bu oran, tarama başına %16 oranında artan bir orana karşılık gelir (tarama başına gözlemlenen 8 mGy doz için). Herhangi bir malign hematopati türü için > 10 mGy dozlarda daha yüksek bir oran gözlendi; < 5 mGy dozlarla karşılaştırıldığında > 50 mGy dozlarda 2,66 gözlenen oran.
Özellikle lenfoid gözlemler için, radyasyona maruz kalma sırasında yaş ilerledikçe malign hematopati oranı da arttı. 5-9 yaş grubu ve > 10 yaş grubundaki oran, 5 yaş altı gruba göre sırasıyla iki kat ve üç ila dört kat daha yüksekti.
Oran zamanla azaldı; gözlemlenen en yüksek oran, iyonlaştırıcı radyasyona maruz kaldıktan sonraki 2 ila 5 yıl arasında ve en düşük oran ise 10 yıl sonra görüldü.
Yaklaşık bir milyon hastayı kapsayan bu çalışma, eksik veya yaklaşık verilere rağmen (gerçekte verilen dozlarla ilgili olanlar dahil) önceki çalışmalara göre daha yüksek istatistiksel güce sahiptir. Kemik iliğine kümülatif doz ile hem lenfoid hem de miyeloid malign hematopati geliştirme riski arasında, düşük dozlarda (10-15 mGy) bile artan riskle birlikte bir ilişki olduğu gösterilmiştir.
Muayene edilen her 10.000 çocuktan (tarama başına 8 mGy dozla), 1-2’sinde önümüzdeki 12 yıl içinde radyasyona bağlı malign hematopati gelişebileceğini belirlendi (1,4 vaka).
Bu çalışma, düşük radyasyon dozlarında kanser riskinin yüksek olduğunu doğruluyor ve her pediatrik BT’ nin gerekçelendirilmesi ve verilen dozların optimize edilmesinin önemini vurguluyor.
MRI veya ultrasonun bazen CT taramasının yerine geçebileceğini hatırlamak önemlidir.
Gelelim neticeye
Tomografi elbette çok değerli bir teşhis yöntemidir, bunda hiçbir şüphe yok.
Birçok hastalığın kesin teşhisi bu sayede olabilir ancak şu da acı bir hakikattir ki bunların çoğu haklı bir gerekçe olmadan istenmektedir.
Çocuk öksürdü, ateşi var diye hemen tomografi istenmez.
Bir akciğer röntgeni isterken bile acaba hakikaten gerekli mi diye düşünmek icap eder.
Üstelik hem çocuklar radyasyona erişkinlere göre daha hassastır hem de çocuklarda tomografiyi gerektirecek durumlar çok seyrektir.
Bu hastalıkları da bırakın tomografiyi akciğer röntgenine bile gerek kalmadan teşhis etmek mümkündür.
Ayrıca çocukların ileriki senelerde hakikaten radyasyona maruz kalabilecekleri tetkiklerin yapılmasını gerektiren durumlar olabilecektir.
Kaynaklar:
https://www.nature.com/articles/s41591-023-02620-0
Makale: Risk of hematological malignancies from CT radiation exposure in children, adolescents and young adults