Habertürk’ te Eren Eğilmez tarafından hazırlanıp sunulan “Gerçek Fikri Ne” isimli programın medyada ve sosyal medyadaki haber ve yorumlara bakılacak olursa çok ilgi gördüğü ve tartışıldığı anlaşılıyor. Bilimde ve tıpta “tartışma olmadan” doğrunun bulunamayacağını, gerçeklerin ortaya çıkmayacağını, ilerleme olmayacağını savunan biri olarak bu durum beni ziyadesiyle mutlu etti.

Gerektiği durumlarda muhakkak bir doktora başvurmak kaçınılmazdır… Ancak, öncelikle kişi kendi kendinin doktoru olmalı, yani hastalığa davetiye çıkarmamak için gerekli şartları yerine getirmeli; bilinçli beslenmeli, düzenli hareket yapmalı, kötü alışkanlıklardan vazgeçmeli ve stresi hayatından çıkarmalıdır…

İlaç israfının hastalar da o ilaçları yazan doktorlar da şuurunda değiller. Sadece paramız boşa gitmiyor, gereksiz kullanılan ilaçların sağlığımıza çok büyük zararları var ve kimse de farkında bile değil! İlaçlar gıda değil, “yan etkisi olan kimyasal maddelerdir”, unutmayalım. Hekimin iyisi, yazdığı reçeteden değil “yazmadığı ilaçlardan” belli olur.

Kişi başına en fazla sağlık harcamasının yapıldığı USA’ da çocuk ve bebek ölümlerinin gelişmiş OECD ülkelerinden birkaç misli fazla olduğu bildirildi. Çuvalla para harcayıp da bebeklerinin sağlığını neden koruyamadıklarını kendileri düşünsün, bulsun. Ben buna sadece “parasıyla rezil olmak” diyorum, başka söz söylemiyorum.

Kanser teşhisi konup kemoterapi uygulanan bir kişinin daha sonra soğuk algınlığı geçirdiği ortaya çıktı. Bunda şaşıracak bir şey yok. Bilimsel araştırmalar, insanların çoğunun hayatları boyunca en azından bir kere yanlış veya geç teşhisle karşılaşacaklarını, USA’ da her sene 250 bin kişinin doktor hatalarından öldüğünü gösteriyor.