ACİLLER LAY-LAY-LOM HASTALARLA DOLUP TAŞIYOR

Yazı Fontunu Büyült Yazı Fontunu Küçült Yazı Fontunu Sıfırla
kasa fişi

Aile sağlığı merkezlerine başvuran erişkinlerde akılcı ilaç kullanımı ile ilgili tutum ve davranışları inceleyen araştırmada 768 kişiden 623’ü evlerinde hiç kullanılmamış veya yarım kalmış ilaç bulundurduklarını, 90’ı hekim tarafından reçete edilen ilaçların hepsini almadığını, 323’ü kendi hastalığına iyi gelen bir ilacı başkasına tavsiye ettiğini, 243’ü hekimden ilaç reçete etmesini talep ettiğini bildirmişlerdi: 

https://www.medimagazin.com.tr/guncel/genel/tr-arastirmada-carpici-sonuc-hekime-sormuyoruz-istedigimiz-ilaci-yazdirmak-istiyoruz-11-681-79924.html

***

Sağlık Bilimleri Üniversitesi Aile Hekimliği Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Seçil Günher Arıca da, “Acil servise başvuru yapan hastaların sağlık problemlerinin yüzde 70’i, birinci basamakta teşhis ve tedavisi yapılabilecek hastalıklardır ” diyor:

“Türkiye, nüfusundan fazla sayıda acile başvuru sayısı olan tek ülkedir. Acil sağlık hizmetlerindeki yığılma, gerçek acillerin saatlerce sıra beklemesine, malpraktislere, sağlık personelinde tükenmişliğe ve sağlıkta şiddete neden olmaktadır. Acil serviste çalışan hekimler, hasta yoğunluğu nedeniyle her bir hasta başına anamnez (hasta öyküsü) ve fiziki muayene için yeterince vakit ayıramamaktadır. Hekimler malpraktisten (hekim hatası) kaçınmak için fazla sayıda görüntüleme ve laboratuvar tahlili istemektedir. Bu da ülkemiz ekonomisine bir yük olarak geri dönmektedir. Acil servise başvuru yapan hastaların başvuru nedeni olan sağlık problemlerinin yüzde 70’i birinci basamakta teşhis ve tedavisi yapılabilecek hastalıklardır.” 

https://www.aa.com.tr/tr/saglik/acile-gidenlerin-yuzde-70i-aile-hekimligi-hastasi/1372070

Resim

Sağlık sistemi bu yükü kaldıramaz

İnsanları hastalıklarla korkutursanız, olacağı budur.

Her ateşi çıkan, her öksüren, her boğazı ağrıyan hatta hiçbir şeyi olmayan soluğu acilde alır.

Aciller böyle lay-lay-lom hastalığı olanlarla dolup taşar ve olan mutlaka doktor müdahalesine ihtiyacı olan gerçek hastalara olur, onlar arada kaynar giderler.

Lay-lay-lom hastalar bir gün kendilerinin de gerçekten hasta olup acilde kaynayabileceklerini unutmamalıdırlar.

Topluma hastalıklar değil, sağlıklı yaşamanın yolları anlatılmalı, insanlar hastalıklarla korkutulmamalıdır.

Yoksa bu kadar yükü dünyanın hiçbir ülkesinin sağlık sistemi kaldıramaz, olan hasta-doktor hepimize olur ki zaten olmaya da başladı.

Sağlık Bakanlığı’ na tavsiyelerim var

Bu vesile ile tavsiyelerimi Sağlık Bakanlığı’ na bir kere daha sunuyorum:

BİR: Tıp eğitiminin 6 senede “uzman” aile hekimi yetiştirecek şekilde yeniden düzenlenmesi şarttır.

İKİ: Sosyal güvenlik kesintileri hastanın maaş dışındaki gelirleri de dikkate alınarak herkes için farklı hesaplanmalıdır.

ÜÇ: Zırt-pırt hastaneye giderek, gereksiz tetkik yaptırarak sağlık hizmetlerine zarar verenlerden ve ikide birde rapor alanlardan daha fazla kesinti yapılmalıdır.

DÖRT: Sağlık hizmetlerini kötüye kullanmayanlar sağlık primlerinin azaltılması, daha fazla emekli ikramiyesi gibi yöntemlerle mükafatlandırılmalıdır.

BEŞ: Kanser, böbrek yetersizliği ve benzeri hastalıkların tedavisi ve cerrahi müdahaleler ücretsiz olmalıdır.

ALTI: Daha az tetkik isteyen, daha az ve daha ucuz ilaç yazan doktorlar da bunun karşılığını almalıdır.

Gelelim neticeye

Benim senelerdir savunduğum gerçekleri dile getiren Sağlık Bilimleri Üniversitesi Aile Hekimliği Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Seçil Günher Arıca’ yı tebrik ediyor, teşekkürlerimi sunuyorum.

Gereksiz tetkik istenmesini, gereksiz ilaç yazılmasını, ilaç israfını hicveden fıkradan şapkadan tavşan çıkarır gibi doktorlara ve eczacılara hakaret, hasta-hekim ilişkisini bozma, halk sağlığına zarar verme suçlamaları çıkaran, hasta haklarını savunma maskesi arkasına saklanarak ilaç şirketlerine yağ çeken amatör sihirbazları da Allah’a havale ediyorum.

http://ahmetrasimkucukusta.com/2018/11/30/yazilar/elestirel-yazilar/saglik-sistemi/hekimin-iyisi-yazdigi-receteden-degil-yazmadigi-ilaclardan-belli-olur/

***

Anadolu Ajansı’ ndan Hatice Şenses’ in haberi:

***

Yazı için 1 yorum yapılmış:

  1. CANAN KARATAY dedi ki:

    Basit nezle olan, grip olan herkes panikte!

    Kış aylarında, senelerden beri nezle ve grip artar. Soğuktan değil, kalabalık ve kapalı yerlerde yaşamaktan.

    Kar yağdı, gökten beyaz nimet indi! Mutlu olduk. Kar tüm virüs ve mikrop ve de bakterileri öldürür!

    Bu kadar korku, panik değer mi? Çıkın dışarı karlı havada uzun uzun yürüyün derim!

    Lapa lapa yağarken onu uzaktan gören kuş tüyleri sanacak,
    Korkmam hiç bir oyundan
    Kim demiş kar topundan Parmaklarım donacak

Siz de yorumunuzu paylaşın: