Tıbbi araştırmaların büyük kısmı tamamen hileli ve yanlış olmasa bile en iyimser yaklaşımla güvenilmezdir. Aşı üreticileri, ilaç şirketleri ve sağlık otoriteleri aşılarla birçok tehlikeyi bildikleri halde halktan sakladılar; bu bilimsel bir sahtekârlıktır. Tıp endüstrisinin yozlaşması tüm savaşların tehdidinden bile daha tehlikeli dev bir meseledir.

Üniversitelerimizin fizik, kimya ve biyoloji bölümlerinin büyük kısmı geçen yıl tercih edilme ve yerleştirmede neredeyse sıfır çekti. Kendimizi kandırmayalım. Temel bilim olmadan hiçbir şey olmaz. Üniversitelerimizin önce “bilim yapmadıklarını”, öğretim üyelerimizin “bilim adamı” olmadıklarını ve yaptıkları yayınların “bilimsel araştırma” olmadığının bilincine varması gerekir.

Prof. Dr. Işıl Barlan’ ı en verimli ve olgun çağında kaybettik. Değerli meslekdaşımı rahmetle anıyor, sevenlerine sabırlar diliyorum. Mekânı cennet olsun. Prof. Dr. Işıl Barlan’ın Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi 1. sınıf öğrencilerine verdiği ilk dersi tüm tıp fakültesi öğrencilerinin dikkatle dinlemelerini tavsiye ediyorum.

Nur topu gibi yeni bir tansiyon kılavuzumuz daha oldu. Modern tıbbın daha tansiyonun kaç olması gerektiğini belirleyememiş olmasına şaşmayın. Bu işten nemalananlar doymadıkça da yeni kılavuzlar yayınlanacak, tansiyon bazen 10 mm Hg indirilip 5 mm Hg yükseltilecek ama hiçbir zaman bu işin sonu gelmeyecektir.

Canan Karatay hakkında suç duyurusunda bulunan Türkiye Endokrinoloji ve Metabolizma Derneği, obezite ve diyabetteki artıştan kendini sorumlu tutarak “kendisi için de suç duyurusunda” bulunmalıdır. Bilimsel kuruluşlar, haklılıklarını mahkeme yoluyla değil kendi araştırmaları, bilimsel verileriyle ispatlamalıdırlar.