Bir profesörün, “Bir arkadaşım BBC’ de izlemiş, Hindistan’ dan dönen İngilizler parası kendi ceplerinden çıkan karantinadan kurtulmak için Türkiye’ de ucuz tatil yapıp sonra gidiyorlarmış” iddiası doğru çıkmadı. Boş bulunup böyle bir tivit atmışsa durumu bildirmesi ve özür dilemesi gerekir. “Bir arkadaşım izlemiş”, “böyle bir duyum aldım” gibi ifadeler ancak kahvehane sohbetlerine yakışır.

Vücut kitle endeksi (VKE) arttıkça ağır KOVİD riski de artıyor. VKE yerine insülin direncinin, karaciğer ve pankreas yağlanmasının hatta çok basit olarak göbek çevresinin değerlendirilmesi daha doğru sonuçlar verecektir. Tabii ki virüs almamak için tedbirlere uyulması gerekiyor ama asıl mesele insülin direnci ve kronik hastalıklardır.

Tabii ki maksadım kimseyi sivil itaatsizliğe sevk etmek değil ama sokağa çıkmanın hareket etmek, güneş görmek, mutlu olmak gibi hiçbir tedbirin hiçbir ilaç veya aşının sağlayamayacağı faydaları var. Hadi beni kâle almıyorlar ama yüzyıllar önce “Güneş giren eve doktor girmez” diyen atalarımıza da mı inanmıyorlar acaba?

Çocuk doktoru Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, ABD Jackson Laboratuvarı İmmünoloji Uzmanı Prof. Dr. Derya Unutmaz’ a “Hasta görmeyen bir bilim insanına bu soruları sorarsanız, alacağınız bilgi de doğru olmaz.” demiş.  İyi güzel de, o zaman erişkin hasta görmeyen, bir çocuk doktorunun da büyükler hakkında ahkâm kesmesi doğru olamaz.

Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. Serap Yavuz’ un alkol satışı yasağına karşı çıkarken “ağzın alkolle çalkalanmasının virüs yükünü azaltmasını” gerekçe göstermesi Bilim Kurulu’ nun da gargaranın işe yaradığını kabul ettiği anlamına gelir! Şarap kadehimi “Kahrolsun alkol satışı yasağı” diye kaldırıyorum ama merak etmeyin şarabı içmeyeceğim. Maksadım, “ağzımı çalkalayıp tükürerek” koronavirüs yükümü azaltmak!