Hürriyet’ te “Büyük Sırrın Peşinde” manşetiyle verilen haberdeki sırrı açıklıyorum. Yakında tüm vitamin, mineral, balık yağı ve antioksidanların pabucu dama atılacak, nur topu gibi bir besin desteğimiz olacak. Palmiteloik asit ihtiva eden ve iğdeden elde edilen mucize ürün şimdiden hayırlı uğurlu olsun. Tek üzüntüm Gılgamış’ ın erken ölümüdür.

Daha çok hayvansal ürünlerinde bulunan kolin isimli besin ögesinin yüksek miktarlarının kanın pıhtılaşma eğilimini artırdığı bildirildi. Yumurta, et, yoğurt, peynir gibi süt ürünleri tabii ki sağlıklı yaşamak için elzemdir ama bunlarda aşırıya kaçmak da besin destekleri almak da asla doğru değildir. İstediğin kadar et ye, yumurta ye tavsiyeleri yanlıştır.

Bitkisel desteklerin tenkit edilmesine bir şey denemez ama bir kongrede mutlaka karşı görüşe de fırsat verilmesi, meselenin tartışılması gerekir. Yoksa bu tür tek kişilik konuşmaların, televizyonların sabah programlarında medyatik doktorların tek taraflı “sallamalarından” hiçbir farklı kalmaz.

Vitamin ve besin desteklerinin faydalı değillerse bile zararları olmadığı sanılır ama yeni bir araştırma USA’ da yılda 23 bin kişinin bu ürünler yüzünden acillik olduğunu, 2.154’ünün hastaneye yatırıldığını gösteriyor. Bizde de bu ürünlere talep medyatik ve tüccar doktorlar sayesinde giderek artıyor. İlgilileri uyarıyorum.

İnsanların bir zamanlar kolesterol yüksekliği ile tehdit edilmesi gibi günümüzde de “D vitamini eksikliği paranoyası” yaratıldı. Dr. Rosen bu çılgınlığı “D vitamini bir din oldu” sözleriyle ifade ediyor. Dinde sorgu, sual, şüphe, itiraz olmaz. Herkes D vitaminine baktıracak, kan seviyesi 100’ ün üstüne çıkana kadar içecek o kadar! Böyle bir din olmaz, ben “dinsizim” arkadaşlar.