D VİTAMİNİ DÜŞÜKLÜĞÜ ALERJİK HASTALIK RİSKİNİ ETKİLEMİYOR

Yazı Fontunu Büyült Yazı Fontunu Küçült Yazı Fontunu Sıfırla
kasa fişi

D vitamininin tüm kronik hastalıkları önleyebileceğini iddia edenlere ve bunlara kanıp hap bağımlısı olarak adam gibi beslenmeden uzaklaşanlara ardı ardına kötü haberler geliyor.

Önce JAMA’ da yayınlanan araştırmada D vitamini ve kalsiyum desteğinin kanserleri önlemede işe yaramadığı ortaya çıkmıştı (1).

Daha sonra aylık yüksek doz D vitamini desteğinin kalp-damar hastalıklarını da önlemediği ve bu sebeple de aylık D vitamini desteğinin bu maksatla kullanılmasının dayanağı olmadığı bildirildi (2).

PLOS Medicine’ de yayınlanan yeni bir araştırma da D vitamini düşüklüğü ile astım, atopik dermatit (egzama) ve IgE yüksekliği arasında herhangi bir ilişki olmadığını gösteriyor (3).

Araştırmada, 100 binden fazla kişide insanların DNA’ sında en sık rastlanan genetik varyasyon olan tek nükleotid polimorfizmi (single nucleotide polymorphisms=SNPs) incelendi.

Kanda düşük D vitamini seviyeleriyle beraber olan 4 genetik varyasyonun astım, egzama gibi alerjik hastalıklarla ilişkisi mercek altına alındı.

Analizlerde, astım, atopik dermatit ve IgE yüksekliği ile bu dört genetik varyasyona sahip olanlar ve olmayanlar arasında bir fark olmadığı belirlendi.

Bu sonuçlar, daha önce gözleme dayalı araştırmalarda bildirilen D vitamini düşüklüğü ile alerjik hastalıklar arasındaki ilişkinin başka sebepleri olabileceğini gösteriyor.

Araştırmaya göre, D vitamini verilerek kan seviyesini yükseltmenin alerjik hastalıkları önlemesi de mümkün görünmüyor.

Gelelim neticeye

D vitamini tabii ki sağlıklı yaşamanın temel unsurlarındandır ama bunun besin desteği olarak hap veya iğne şeklinde alınmasının hastalıkları önleyebileceğine dair bilimsel bir dayanak yoktur.

Her gün öğle vakti 15-20 dakika güneşlenmek ve adam gibi beslenmek D vitamini almak için yeterlidir.

İnsanları, hastalıkları önleyeceği iddiasıyla vitamin ve besin desteklerine abone yapanlar ya yanlış bir tavsiyede bulunduklarının, insanları sağlıklı beslenmeden uzaklaştırdıklarının farkında değiller ya da bu işte menfaatleri olduğu için bunu bilerek yapıyorlar.

Bana göre her iki ihtimal de birbirinden vahim!

Ağzından vitamin, mineral, balık yağı, antioksidan, besin desteği düşmeyenlere şüpheyle yaklaşın, daha iyisi hiç yaklaşmayın, tamamen uzak durun.

Kaynaklar:

1. http://jamanetwork.com/journals/jama/article-abstract/2613159

2. http://jamanetwork.com/journals/jamacardiology/article-abstract/2615260

3. http://journals.plos.org/plosmedicine/article?id=10.1371/journal.pmed.1002294

Yazı için 3 yorum yapılmış:

  1. ebru dedi ki:

    D vitamini 100ü geçerse kanser kalp hastası olmazsınız diyen doktorlar var peki bu yalan mı. Ben de 100ü geçecek diye devamlı ilaç alıyorum ama bir türlü de 602a bile ancak çıktım.

  2. Uz dr seyfullah kılıç dedi ki:

    The effects of vitamin D and omega-3 fatty acid co-supplementation on glycemic control and lipid concentrations in patients with gestational diabetes. – PubMed – NCBI
    https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/28502503?dopt=Abstract

  3. fakir dedi ki:

    Seyfullah Bey’ in kaynak gösterdiği araştırma ticari bir araştırmadır. D vitamini ve omega-3 elbette yeterli miktarda alınmalıdır ancak bunun yolu besin destekleri (supplements) değil gıdalar ve güneş olmalıdır. Bildiğim kadarıyla Ahmet Bey bu vitamin ve yağ asitlerine değil bunların supplement olarak verilmesine karşı.

Siz de yorumunuzu paylaşın: