Bir zamanlar şimdiki D vitamini meftunları gibi C vitaminine abayı yakanlar vardı ama sonunda kendileri yandı. Bugünlerde de “D vitamini ille de 100′ ün üzerinde olacak” diyen uzmanlar ve onlara uyup leblebi gibi D vitamini içenler var. Büyük yanlış içindeler! Bir süre sonra insanlara “Durun, şu D vitamini haplarını derhal çöpe atın” denecek ama bazıları […]

D vitamini eksikliğinin, beslenme ve güneşlenme yetersizliği dışında bir sebebi de K2 vitamini eksikliğidir. K2, kalsiyumun kemiklere gitmesini sağlar, eksikliğinde kalsiyum damarlara çöker. K2 eksikliği varsa vücut D vitamini sentezini azaltarak damarları korumaya çalışır. Böyle bir durumda D vitamini vermek kalp krizine davetiye çıkarmaktan başka bir şey değildir.

D vitamini seviyelerinin azalmasının sebebi yeteri kadar D vitamininden zengin gıdaların yenmemesi veya yeteri kadar güneş ışını alamama olmayabilir. Eksiklik hiperkalsemiye karşı koruyucu bir mekanizma olarak da karşımıza çıkabilir. D vitamini eksikliğinin gerçek sebebini bilmeden D vitamini desteklerine başlamak çok risklidir.

Araştırmalara göre dünya nüfusunun önemli bir bölümünde D vitamini eksikliği var. Bu eksikliği tespit eden doktorlar da “basıyor” D vitaminini. Birkaç ay sonra bakıldığında D vitamini seviyesinin yerlerde süründüğü görülüyor. Doktor verdiğim doz az geldi diyor ve destek seviyesini yükseltiyor ama hiçbiri D vitamininin neden düşük olduğuna kafa yormuyor.

Menopozdaki kadınların çoğu tarafından alınan kalsiyum desteklerinin sadece kalp krizini değil bunama riskini de artırdıkları belirlendi. Endüstri beyinlere hiçbir hastalığınız ve riskiniz olmasa bile besin destekleri almadan sağlıklı olunamayacağı düşüncesini yerleştirmeye çalışıyor. İşin acı tarafı, halk doktoru olarak bilinenlerin bile bu pazarlama oyunlarına gelmiş olması!