İlaç şeklinde alınan tüm vitamin, mineral, antioksidan, balık yağı gibi besin desteklerinin zararlı olabileceğini bir kere daha hatırlatmak isterim. “Vitamindir faydalıdır, faydası olmasa bile zarar vermez” düşüncesi külliyen yanlıştır. Bu genel kaide D vitamini için de geçerlidir. Şu işe bakın ki tıbbi fetva kurumu FDA da aynı uyarılarda bulunuyor.

Sağlıklı insanların kanda D vitamini değeri düşük çıksa bile hap almalarına karşıyım. Çok şükür, benim gibi düşünenlerin sayısı artıyor. JAMA’ da yayınlanan yazıda yeni çalışmalar hatırlatılarak bu saçmalıktan vaz geçilmesi tavsiye ediliyor. D vitamini hapı meftunlarına saçma sapan bir iş yaptıklarını bir kere daha hatırlatıyorum.

Dünyada MS (multipl skleroz) görülme oranı en yüksek olan Orkney adalarında yaşayanların D vitamini seviyelerinin yüksek olduğu belirlendi. D vitamini eksikliği-MS ilişkisi büyük bir darbe yemiş oldu. İskoç bilim adamları D vitamini desteği alın değil güneşlenin diyorlar. Şu İskoçlar da, üç kuruşluk D vitaminini bile tavsiye etmeyecek kadar cimriler vesselam!

Elbette D vitamini sağlıklı yaşamak için elzemdir ve buna da kimsenin itiraz ettiği yok ama nedir bu D vitamini meftunluğu anlamakta güçlük çekiyorum. Diğer vitaminlerin suçu ne, neden onların âbisi, hâmisi yok merak ediyorum. Yoksa kanımda D vitamini seviyem düşük de ondan mıdır bu kalın kafalılığım bilemiyorum.

Doğumdan sonraki ilk günlerde kanda folat ve vitamin B12 seviyeleri yüksek olan annelerin bebeklerinde otizm spektrum hastalığı riskinin 17 misli yüksek olabileceği bildirildi. Beyin ve omuriliğin sağlıklı gelişimi için gebelerin yeterince folat alması şart ama ipin ucunu kaçırmamaya da dikkat etmek lazım. Vitaminlerin fazlasının zararlı olabileceği asla unutulmamalıdır.