Az su içenlerde (günde 1.5 litreden az) stres hormonu kortizol seviyelerinin çok su içenlere (günde 2.5 litreden fazla) %50 yüksek olduğu tespit edildi ama stresi ölçen testlerde her iki grup arasında kaygı hissi ve kalp atış hızları benzer şekilde arttı. Az sıvı alımı anlık stresi etkilemese de uzun vadede zararlı olabilir.

Lityum sadece “bipolar bozukluk için yüksek doz ilaç” olarak bilinir ama gerçek çok daha ilginç: Lityum, beynimizin tabii bir parçası. Ve modern hayatta eksikliği, hafıza kaybından depresyona kadar birçok sorunu tetikleyebiliyor. Lityum, toprakta yetişen bitkiler yoluyla çok az miktarda sebzelerden, tahıllardan ve içme suyundan alınır ve insan vücudunda eser seviyede bulunur.

Gebelikten itibaren 3 yaşına kadar şeker tüketiminin kısıtlanması, yetişkinlikte kardiyovasküler hastalık riskini (kalp krizi, kalp yetmezliği, inme gibi) önemli ölçüde azaltıyor. Özellikle diyabet ve hipertansiyon riskini düşürerek bu koruyucu etkiyi sağlıyor.

ARFID, yetersiz besin alımı veya belirli yiyecekleri tamamen reddetme dolayısıyla tıbbi, beslenme veya psikososyal sorunlara yol açan bir hastalıktır. Bu bozukluk, vücut imajı veya kilo verme kaygısı ile ilgili değildir. Kişi, yiyeceklerden duygusal, duyusal veya korku temelli sebeplerle kaçınır, bu da anemi, bağışıklık bozuklukları gibi ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir.

Kakaonun yaşlanmanın sebep olduğu enflamasyona karşı koruyucu olabileceği gösterildi. Kakao faydalı bir besindir ama tek bir gıda ile yaşlanmanın sebep olduğu enflamasyon önlenemez. Kakaodan başka flavonollerden zengin sayısız sebze, meyve olduğunu hatırlatırım. Bir çiçekle bahar olmaz. Beslenmenin de yaşlanmanın da bilinen bilinmeyen sayısız bileşeni vardır.