Gebelikten itibaren 3 yaşına kadar şeker tüketiminin kısıtlanması, yetişkinlikte kardiyovasküler hastalık riskini (kalp krizi, kalp yetmezliği, inme gibi) önemli ölçüde azaltıyor. Özellikle diyabet ve hipertansiyon riskini düşürerek bu koruyucu etkiyi sağlıyor.

Statinler, neredeyse her diyabetliye verilir çünkü kalp krizi ve felçler için bilinen en büyük risk faktörü diyabettir. Oysa yeni araştırmaya göre statinler diyabet riskini ve insülin direncini artırıyor ve GLP-1 seviyelerini düşürüyor. Yani diyabet kalp krizi riskini artırır diyorsun ve hastaya diyabete sebep olan bir ilaç veriyorsun. Pes vallahi.

İnsülin direnci (insülin yüksekliği) sadece şeker hastalığını değil, aynı zamanda pankreas kanseri riskini de sessizce artırabilir. Ülkemizde felâket boyutlarında rastgele insülin kullanımı vardır. Tıpkı akıllı antibiyotik kullanımı gibi akıllı insülin kullanımı diye bir bilinçlendirme kampanyası şarttır. 

“Hamilelikte fazla kırmızı et tüketimi çocukluk çağı diyabeti riskini artırıyor” başlıklı haber, medyanın bilimsel araştırmaları nasıl endüstrinin işine gelecek şekilde ve nasıl rezilce maniple ettiğinin yeni bir belgesidir. Amaç, hakiki gıdaları karalayarak suni gıdaları parlatmak!

Şekerli meşrubatın, senede 2,2 milyon yeni tip 2 diyabet ve 1,2 milyon yeni kalp-damar hastalığı vakasının ortaya çıkmasına ve 330 bin kişinin de ölümüne sebep olabileceği bildirildi. Lâkin hiçbir ülke bu şekerli içecekleri, yasaklayamaz; buna hiçbir hükumetin gücü yetmez.