Halk arasında “reflü” veya “mide koruyucu” olarak bilinen ilaçların kronik böbrek yetersizliğine yol açabilecekleri bildirildi. Böbrek yetersizliği, bizde de son senelerde çılgın bir artış içinde, neredeyse her semtte bir diyaliz merkezi açıldı. Bu hastalığın pek çok sebebi var ama reflü ilaçlarını da gözden kaçırmamak gerekiyor.

Yaygın olarak kullanılan makrolid grubu antibiyotiklerin kalpte ciddi ritim bozukluğuna yol açtığı ve ölüm riskini artırdığı bildirildi. Ölüm riski yüksek olmasa da sapasağlam bir insanın üstelik de çoğu zaman gereksiz yere aldığı bir antibiyotik yüzünden ölmesi çok vahimdir. Antibiyotik meftunlarına önemle duyurulur.

USA’ da ilaç tüketimi her geçen gün çığ gibi artıyor, erişkinlerin yüzde 60’ ı reçeteli bir ilaç kullanıyor. İlaç tüketiminin artması o ülkenin sağlığının yerinde olmadığının, koruyucu tıbba gereken önemin verilmediğinin bir işaretidir. Bizdeki gidişat da USA’ dan farklı değil, aklımızı başımıza alalım, Amerika’ lılara dönmeyelim.

Günlük pratikte yaygın olarak kullanılan azitromisin ve klaritromisin sınıfı antibiyotiklerin gebeliğin ilk üç ayında alınmasının çocukta önemli doğum kusurları oranını etkilemediği bildirildi. Sadece bu araştırmaya dayanarak bu antibiyotikleri güvenli ilan etmek doğru olmaz. Gebelere antibiyotik yazarken bir değil 10 defa düşünülmelidir.

Doktorlar hastalarına ilaç yazarken iki şeye dikkat ederler. Biri hastanın yaşı, diğeri de kilosudur. Hastanın cinsiyetine genelde pek önem verilmez. Birçok ilacın metabolizmasının, dokulara dağılım, kan düzeyleri ve vücuttan atılmalarının kadın ve erkeklerde farklı olduğu hiç hesaba katılmaz. İlaçlar erkeklerde ve kadınlarda neden farklı etki ve yan etkiler gösterir?