Çin’ de yapılan bir araştırmada sık çiğ sarımsak yemenin akciğer kanseri riskini azalttığı bildirildi. Daha önce yapılan çalışmalarda da sarımsağın anti-kanser etkisi olduğu gösterilmişti. Sarımsak çok faydalı ve mutlaka sofralarımızda olması gereken bir yiyecektir ama sadece sarımsak yiyerek herhangi bir kanserin önlenebileceğini beklemek de doğru değildir.

USA’ da bebek pudrasındaki talk yüzünden yumurtalık kanserine yakalandığını iddia eden kadına Johnson & Johnson tarafından 70 milyon dolar ödenmesine hükmedildi. Kanserojen kimyasallardan uzak kalmak nerdeyse imkânsız! Tarzan gibi ormanda yaşamıyor, modern dünyanın her türlü nimetinden istifade ediyorsanız bunların faturasını da ödemek zorundasınız.

Gece uykusundan mahrum kalmak veya yatak odasında uyurken ışık olması melatonin ve kortizol hormonlarının salgılarını azaltarak, genlerin tamirini, sinir sisteminin çalışmasını bozarak başta kanserler birçok hastalığın riskini artırıyor. Sağlıklı yaşamanın unsurlarından biri de gece zifiri karanlıkta 8 saat uyumaktır.

Küba’ lıların “kanser aşısı” medyada mucize gibi sunuluyor ama işin aslı öyle değil. Bu aşı şifa sağlamıyor yani kanseri yok etmiyor. Mevcut tümörün büyüme ve yayılmasını biraz engelliyor, hastaların ömrünü birkaç ay uzatıyor. Küba gibi sosyalist bir ülkeden kapitalizmin tedavi edici tıbbına değil, önleyici tıbba ehemmiyet vermesini beklerdim.

Yeni bir araştırmada kolon kanseri ile ilişkileri bilinen bağırsak bakterilerinin (fusobacteria) polip ve tümöre nasıl bağlandığı ortaya çıktı. Bu bulgu kolon kanseriyle savaşta çığır açabilir ama asıl önemlisi kanser olmamaktır ki bunun da tıpla alâkası yoktur. Bütün mesele sağlık hayat tarzı ve adam gibi beslenmedir, gerisi hikâyedir.