Prof. Dr. Murat Tuzcu, inatla, kalp krizi ve felçlerin sebebi olan damar sertliğini (ateroskleroz) “kolesterol yüksekliği” üzerinden izah etmeye çalışıyor. Hâlâ “iyi kolesterol-kötü kolesterol” ayırımı yapıyor. Kolesterolü düşürmenin faydalarını “ballandıra ballandıra” anlatıyor. Benim bile “statin içesim geldi” desem mübalağa etmiş olmam. “Kötü kolesterol” yok ama “kötüye kullanılan kolesterol” var.

Kolesterol hapı olarak bilinen “statinlerin” 80 yaş üzerindeki kanserli hastalara bile verildiği ortaya çıktı. Birine “es kaza” statin yazıldıktan sonra artık o kişi ömür boyu “statin abonesi” oluveriyor. Yakında, statinlerin “ölüye bile faydası var” diye mezarlara her gün bir tablet statin bırakılması teklif edilirse şaşırmayacağım.

İngiltere’ de yapılan bir araştırmada pratisyen doktorların %66’ sının kolesterol kılavuzuna uymayı reddettikleri bildirildi. Dr. May Cahill “Korkunç yan etkileri olan statinlerin faydalı olduğuna ikna olmadığını, kendim almayacağım veya bir aile ferdi ya da arkadaşıma yazmayacağım bir ilacı neden hastalara verelim” söylüyor.

Alman İç Hastalıkları Derneği Başkanı Prof. Hallek doktorların hastalarına “hap yerine spor ayakkabı” tavsiye etmesini istedi. Dünya kalp krizi, felç ve kanser gibi hastalıkların ilaçlarla değil sağlık hayat tarzı ile önlenebileceğini anlamaya başladı. Darısı sağlam insanlara bile kolesterol hapı yutturmayı vazife edinen bizim doktor ve derneklerimizin başına!

Amerikan Kalp Derneği (AHA) ve Amerikan Kardiyoloji Koleji (ACC) tarafından yayınlanan yeni kolesterol kılavuzundaki risk hesaplama cetvelinde ciddi hatalar olduğu bir kere daha gösterildi. Anlaşılan o ki sadece riski yüksek olanların ilaç içmesi endüstriyi kesmiyor. Hedef, hiçbir riski olmayan insanları da statinlere abone yapmak.